24 Nisan 1915’te ne oldu? -2-

Yetkililer bu talimatla Ermenileri silahlandıran ve isyanlara sevk eden komita merkezlerini kapattırması, liderlerinin ve aktif olanların tutuklaması yoluna gittiler. Dahiliye Nezareti ,14 vilayet ile 10 Mutasarrıflığa 24 Nisan 1915 tarihindeki genelgede Hınçak, Taşnak ve benzeri Ermeni komitelerinin kapatılması, belgelerine el konulması, liderleri ile zararlı faaliyetleri bilinen Ermenilerin tutuklanması ve bunlardan bulundukları yerlerde kalmaları sakıncalı görülenlerin uygun başka yerlerde bulundurulması talimatı verildi. Bu genelgede üzerinde hassasiyetle durulan bir konu da Bitlis, Erzurum, Sivas, Adana ve Maraş gibi vilayetlerde Müslümanlar ile Ermeniler arasında karşılıklı çatışmaya meydan verilmemesi hususunun özellikle vurgulanmasıdır. Ermenilerin her yıl dünyanın bir çok ülkesinde sözde “soykırım günü” olarak andığı 24 Nisan günü, Dahiliye Nezareti’nin söz konusu genelgesinin yayınlandığı tarihtir.26 Nisan 1915 tarihinde Osmanlı Ordusu başkomutanlığı, aynı nitelikte bir genelgeyi Harbiye Nezareti vasıtasıyla ordu komutanlıklarına da göndermiştir.Dahiliye Nezareti’nin genelgesi üzerine İstanbul’da Taşnak, Hınçak ve Ramgavar örgütlerine mensup olduğu belirlenen komitacılardan bir kısmı tutuklanmıştır. Tutuklananlar sıradan Ermeni vatandaşları değildir. Tamamen örgüt mensubu olan Ermenilerdir. Bunları İngiliz istihbarat birimleri de doğrulamaktadır. Mısır’daki İngiliz askeri Bürosu’na, Dedeağaç‘tan gelen bir yazıda”… 25 Nisan 1915 gecesi üç Ermeni din görevlisi ve Ermeni gazetesi Panton‘un sahibinin de aralarında olduğu toplam 1800 Ermeni tutuklanarak Ankara’ya gönderilmiştir.Tutuklananların 500’ünün Taşnak, 500’ünün Hınçak ve kalanların da Ramgavar partizanlar olduğu” belirtilmektedir…Mütareke döneminde İstanbul’da İngiliz yüksek komiseri olarak görev yapan amiral Caltrop 20 ve 21 Mayıs 1919 tarihlerinde Londra’ya gönderdiği şifre telgraflarda, 24 Nisan 1915 tarihinde tutuklanan Ermenilerin müttefik ordularına hizmet eden Ermeni gönüllüler veya Müslüman katliamı sorumluları olduğunu kaydetmektedir.Ayrıca o tarihte İstanbul’da Alman büyükelçisi olarak görev yapan Vangenheim 30 Nisan 1915 tarihinde alman başbakanlığına verdiği bir raporda, bir çok Ermeni evinde ve Kiliselerinde patlayıcı maddeler bombalar ve silahlar bulunduğunu Ermenilerin padişah V. Mehmet’in tahta çıkışının yıl dönümü olan 27 Nisan 1915’te Bab ı Ali’ye,( Hükümete) ve bazı resmi binalara bombalı saldırılarda bulunacaklarını, bu sebeple 24-25 Nisan gecesi ve ertesi günü akşamı İstanbul’daki Taşnak ihtilal örgütü üyesi 500 kadar Ermeni’in tutuklandığını, aralarında doktorlar gazeteciler din adamları yazar ve mebusların bulunduğu ve bu kişilerin Anadoluya gönderildiklerini belirtmektedir.Selanik’ten Fransa dışişleri Bakanlığı’na 8 Mayıs 1915 tarihinde gönderilen bir telgrafta İstanbul’da 2500 ileri gelen Ermeninin tutuklandığı, evlerinde yapılan aramalarda çok sayıda bomba ve doküman ele geçirildiği, Ermeni devrimci derneklerinin amacının itilaf devletleri ile ilişkili olarak Enver ve Talat Paşa’yı öldürmek ve dinamitle suikastlerde bulunarak Müslüman halk arasında panik yaratmak olduğu belirtilmektedir. Görüldüğü gibi belirtilen kaynaklarda İstanbul’da tutuklanan Ermenilerin sıradan Ermeni vatandaşları değil tamamen komitacı Ermeniler olduğu konusunda ortak bir görüş bulunmakla beraber tutuklananların sayısı konusunda oldukça farklı rakamlar verilmektedir.-Osmanlı belgelerine göre Dahiliye Nezaretinin 24 Nisan 1915 tarihli genelgesi üzerine İstanbul’da Taşnak Hınçak Ramgavar komitelerine mensup Ermenilerin tutuklandığını görüyoruz.1916 yılında yayınlanan bir eserde İstanbul’da ikamet eden 77.735 Ermeni‘den ihtilal hareketlerine iştirak eden235 kişinin tutuklandığı belirtilmiştir. Ayrıca İstanbul’da 24 Nisan genelgesini takip eden günlerde yapılan aramalarda gerçekten de 19 adet mavzer 24 adet Martin tüfek 111 adet Winchester silah 96 adet Mier, 78 adet gıra, 358 adet filover Silahları ile 3591 adet tabanca 45.221 tabanca mermisi ve çok sayıda farklı silahlarda yakalanmıştır. 25 Nisan 1915 tarihinde Dahiliye Nezareti’nin Ankara Valiliği’ne gönderdiği şifrede 25 Nisan akşamı Ankara’ya ulaşacak 164 no’lu trenle (…)75 kişilik bir kuvvet refakatinde Ankara’ya 180 kadar Ermeni komitacısı ve İstanbul’da kalması sakıncalı görülen Ermenilerin sevk olunacağı; bunlardan 60 70 kadarının AYAŞ Askeri Hapishanesi’nde tutuklu kalması, 100 kadarının da Ankara yoluyla ÇANKIRI’ya Gönderilerek zorunlu ikamete tabi tutulacağı belirtilmektedir.Diyaspora ve Ermenistan Ermenileri, İstanbul’da yaşayan Ermeni Aydın sanatçı ve gazetecilerden 235 kişinin tutuklanarak Ayaş ve Çankırı ‘ya Sürgünü’e gönderildiğini ve orada öldürüldüğünü ileri sürerler. Halbuki Osmanlı arşivleri belgelerine göre bu iddialar gerçek dışı ve iftiradan ibarettir. Bu tarihte nüfus sayımlarına göre İstanbul’da yaşayan yaklaşık 77.000 Ermeni vatandaşımızın sadece 1000’de 3’üne tekabül eden 235 kişi iddia edildiğinin aksine komitacı oldukları ve ülkenin her tarafına yayılan isyan ve terör eylemlerinin planlayıcısı ve organize edenleri oldukları gerekçesiyle gözetim altına alınmışlardır. Trenlerle Ayaş ve Çankırı‘ya nakledilen komitacılar bu kentlerde her gün karakola imza vermek şartıyla serbest kalabilmiş ve kiraladıkları evlerde yaşamışlardır.Nisan sonları ve Mayısın ilk haftasında belirli aralıklarla Çankırı’ya zorunlu ikamete tabi tutulanların sevk edilmesine devam edilmiştir. Çankırı Mutasarrıflığı, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği 30 Haziran 1915 tarihli yazıda Çankırı’da bulunan Ermenilerin sayısı 140 kişi olarak verilmektedir. İstanbul’da tutuklanarak Çankırı‘ya sevk edilen ve orada zorunlu ikamete tabi tutulan Ermenilerin bizzat kendileri veya yakınları hükumete dilekçeyle müracaatta bulunarak suçsuz olduklarını beyan etmiş ve affedilmelerini talep etmişlerdir.Çankırı’da tutulanlardan imparatorluk sınırları içerisindeki Suriye’de Deir ez Zor vilayetine sürgüne gönderilenler 57 kişidir. 7 kişi yabancı uyruğunda oldukları için sınır dışı edilmiştir. Ancak sevkiyat sırasında Ankara civarında Kürt Alo çetesinin tren baskınında 5 kişi öldürülmüştür.Ayyaş’ta kaldığı tespit edilen 178 kişinin 10’u, 8 Mayıs’tan itibaren serbest bırakılmıştır. Aralarında Kozan milletvekili Hamparsum Boyacıyan ve Sivas milletvekili Dağavaryan’ın bulunduğu 6 kişi ise yargılanmak üzere çeşitli illerdeki sıkı yönetim mahkemelerine sevk edilmiştir. Bu arada Deir ez Zor’a sürgüne gönderilenler arasında bulunan Ermeni milletvekilleri Kirkor Zohrap ve Vartkes Serengülyan gibi ünlüler de vardır. Bunlar Çerkez Ahmet çetesi tarafından Diyarbakır’da katledilmişlerdir. Katillerin tamamı Cemal paşa tarafından idam edilmiştir. Ermeniler, tutuklular arasında o dönemin meşhur Müzikologu Vartabet Gomitas’ın da bulunduğunu ve Gomitas tehcir sırasında hayatını kaybeden Ermenilerden biri olduğunu belirtmiş ve bu nedenle de Paris’te Gomitas adına bir anıt dikerek konunun sürekli propagandasını yapmışlardır. Halbuki Gomitas’ın Çankırı‘daki zorunlu ikameti 13 gün sürmüş, daha sonra İstanbul’a dönmüş, İstanbul’da rahatsızlanarak tedavi amacıyla Viyana’ya gitmek için 30 Ağustos 1917 tarihinde dahiliye nezarete başvurmuştur . Bu İstek uygun görülmüş ve Eylül 1917 tarihinde Gomitas Viyana‘ya gitmiş, tekrar Türkiye’ye dönmemiş yurt dışında ölmüştür. Aslında 24 Nisan tutuklamaları sırasında herhangi bir çatışma olmamış, hiçbir Ermeni öldürülmemiştir. Ermeni olaylarında siyasi planlamaların yapıldığı komita merkezlerinin İstanbul’da olması sebebiyle büyük oranda tutuklamalar bu şehirde yapılmış, diğer vilayetlerde daha az sayıda tutuklamalar olmuştur.-24 Nisan’da sadece tutuklamalar olduğu halde neden Ermeniler 24 Nisan’ı sözde Soykırım’ın başlangıç günü kabul ederler ?Ermenilerin 24 Nisan tarihini soykırım günü olarak ilan etmesinin temel sebebi ülke içersinde örgütlenmeyi sağlayan ve yurt dışı bağlantılarıyla iş birliğini sürdüren lider kadronun bu tarihte etkisiz hale getirilmiş olmasıdır. Bunların etkisiz halde getirilmesi ile amaçlarına ulaşma konusunda liderlik yapacak kadrolardan büyük oranda yoksun kalan Ermeniler bu durumu bir türlü kabullenememiş ve 24 Nisan’ı bütün dünyada “Soykırım”günü ilan ederek adeta bir suni tarih yaratmışlardır.