Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, yerli tohum ıslah çalışmalarının arttırılması gerektiğini belirtti. Suiçmez, özellikle çok uluslu şirketlerin tek eline geçen tohum sektörünün geleceğe yönelik de gıda da büyük sorunlara yol açabileceğini belirtti.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, son zamanlarda yapılan tohumda kendi kendimize yettiğimiz yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı yıllara göre dışa bağımlılığımızın değişse de birçok tohum da yabancı firmalarına bağımlı kaldığımızı söyleyen Suiçmez, “Tarım Bakanlığının resmi verilerine bakarsak yılın ilk 9 ayında tohum sektöründe ihracatın ithalatın önüne geçmesi olumlu bir gelişme. Fakat 2021 yılı değerlerine bakarsak 210 milyon dolar ithalat ve 185 milyon dolar ihracat yapmışız. Biz genel itibari ile tohumda ithalatçı bir ülkeyiz. Yıllara göre dalgalanma olsa bile bu durum ne yazık ki böyle. Özellikle; şeker pancarında yerli tohumumuz yok, karnabahar, havuç tohumlarında dışa bağımlıyız. Yazlık sebze meyve tohumda yeterli kışlık tohumlarda yetersiziz. Bazı tohumlarda da çiftçi yerli tohumu tercih etmiyor çünkü verimliliği düşük. Islah çalışmaları artırılarak bu tohumlarda da çiftçinin tercihini değiştirmek mümkün. Bazı çiftçiler de sözleşmeli üreticilik yapıyor. Bu çiftçilerin tohum seçmede çok fazla şansı yok. Çünkü yaptıkları anlaşmalarda yer alan tohumları kullanmak zorunda kalıyor. Dolayısı ile endüstriyel tarım, çok uluslu şirketlerin ülkemizdeki tohum sektöründeki egemenliğini birlikte değerlendirdiğimiz zaman tohum alanında çok ciddi sorunlar devam ediyor” ifadelerinde bulundu.
Milli bir tohum politikasının artık oluşturulması gerektiğini ve bu doğrultuda öncelikli olarak yerli tohumların ıslah edilmesinin şart olduğuna dikkat çeken Suiçmez, “Tohum konusunda yerli ve milli tohuma yönelik desteklerin somut olarak arttırılması lazım. Geçmişte Tarım Bakanlığının konu uzmanı araştırma enstitüleri vardı. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü önemli bir tohum sağlayan kamu kurumuydu. Bu işletmeler özelleştirildi. Dolayısı ile tarımsal kamu yönetimde ve araştırma üniversitelerinde tohum ıslah çalışmalarının bütçeleri arttırılarak bizim milli tohumda kendimize yeterliliğimizi sağlamamız gerek. Onun dışında sertifikalı tohum desteği son yıllarda artarak devam etmeli. Bunun sürmesi gerekiyor ama bu konuda da geçen yıllarda buğday fiyatı ile tohum fiyatı arasındaki makas dardı örneğin buğday 2 liraysa tohum 3 liraydı Tarım Orman Bakanlığı 1 liralık destek vererek üretimin devamlılığını sağlayabiliyordu. Şimdi buğday 8 lira, tohum 12 lira bakanlık 2 lira destek verse bile çiftçinin açığını kapatmıyor. Dolayısı ile desteklerin de günün koşullarına göre oransal veya rakamsal olarak değil reel olarak tohum ile ürün arasındaki makas farkını kapatacak şekilde yapılmalı” söyleminde bulundu.
Irak savaşı öncesinde 2006 yılında çıkarılan tohum yasasının ülkeyi çok uluslu şirketlerin pazarı haline getirdiğini ve bu yaşanan derhal değişmesi gerektiğini söyleyen Suiçmez son olarak şunları söyledi:
“2006 yılında çıkan bir tohum yasası var. Bu yerel tohumların kullanımı yasaklayan bir uygulama. Buna yönelik birçok yerde tohum takas şenlikleri halen yapılıyor. Tohum tekellerinin istekleri doğrultusunda Irak’ta savaş koşullarında çıkarılan yasanın benzerini biz maalesef 2006’da çıkardık. Bu yasa ile genel anlamda kamunun rolünü azaltan, özel sektörün rolünü arttıran bir yasa çıkarmış olduk. Bu yasa ile tohum konusunda birkaç çok uluslu firma tekel haline geldi. Tohum konusu bu firmaların istek ve talepleri doğrultusunda yönetilen bir alan haline geldi.”