Ankara Ticaret Odası (ATO), Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve RehabilitasyonFakültesi öğrencilerinin hazırladığı 1’inci Uluslar arası Fizyoterapi Öğrenci Kongresi’ne ev sahipliği yaptı.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Salonu’nda düzenlenen kongreye, Ankara Kent Konseyi Başkanı ve Ankara Ticaret Odası Başkan Vekili Halil İbrahim İbrahim Yılmaz, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Mehmet Cahit Güran, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Gazi Üniversitesi Rektörü Musa Yıldız, Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özlem Ülger ve çok sayıda davetli katıldı.
Sağlığın Geleceği Geleceğin Sağlık Elçileri sloganı ile düzenlenen kongrenin açılışına katılan Ankara Ticaret Odası Başkan Vekili ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
“Bugün şehrimizin üç yıldızı Hacettepe, Ankara ve Gazi Üniversitelerimizin rektörleri bir arada. Bu üç yıldız, fakülteleriyle, verdikleri eğitimle, yetiştirdikleri bilim insanlarıyla, sağlık çalışanlarıyla, yaptıkları bilimsel ve akademik çalışmalarla, tam teşekküllü üniversite hastaneleriyle şehrimizde bir yıldız gibi parlıyor ve Ankara ismini dünyaya taşıyor. Şehrimizin gururu bu üniversitelerimizin tıp, sağlık, fizik tedavi gibi alanlardaki başarıları sağlıklı bireyler yetişmesine ve toplum olmaya fayda sağlarken, şehrimizin sağlık alanındaki gelişimine de katkı sunuyor. Bu da şehrimizin sağlık alanında, sağlık turizmindeki gelişimine yansıyor.”
“FİZYOTERAPİSTİK EĞİTİMİ İLK KEZ HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ’NDE VERİLMEYE BAŞLIYOR”Fizyoterapi mesleğinin çok eskilere dayandığını dile getiren Ankara Ticaret Odası Başkan Vekili Halil İbrahim Yılmaz ‘‘Türkiye’de fizyoterapistlik eğitimi ilk kez 1961’de Hacettepe Üniversitesi’nde verilmeye başlıyor. Yani mesleğin temelleri ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara’mızın gururu Hacettepe Üniversitesi’nde atılmış. Doğuştan gelen ya da yaşamın bir bölümünde ortaya çıkan fiziksel engellilik durumunun iyileştirilmesine, ortadan kaldırılmasına, yaşam kalitesinin artmasına yardımcı oluyor. Bazı engellik durumları, insanı sosyal yaşamdan dahi koparacak seviyede olabiliyor. Fizyoterapistler bu engellik durumlarına tedavi sağlayarak, hem bireysel hem de toplumsal fayda sağlamış oluyor. Gündelik yaşamın getirdiği stres, yoğunluk; bilgisayar, tablet, cep telefonları başında geçirilen uzun süreler, hemen her meslekte görülen meslek hastalıkları nedeniyle ortaya çıkan fiziksel rahatsızlıklar, fizyoterapistlik mesleğini daha da değerli hale getirdi” ifadesini kullandı.
“SAĞLIK; GÜÇLÜ, GELİŞEN, İLERLEYEN TOPLUM OLMANIN VAZGEÇİLMEZ KOŞULU”Sağlığın, güçlü, gelişen ve ilerleyen toplumun vazgeçilmez koşulu olduğunu belirten Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı:
“Eğitim, kültür, sanat, üretim, ticaret, istihdam ancak sağlıkla, sağlıklı toplumların varlığıyla oluyor. Sağlıklı bir toplum olma konusunda vazife üstlenen siz kıymetli fizyoterapistler, aynı zamanda ülkemizin kalkınma sürecinde de vazife üstleniyor. Sağlıklı bireyler girişimcileri, nitelikli işgücü kaynağını oluşturuyor. Parlak iş fikirleri ancak sağlıklı ortamlarda ortaya çıkıyor, ticaret, üretim, işgücü, istihdam sağlığın olduğu bir ortamda gelişiyor.”