Cumhuriyet döneminin ilk kadın yazarlarından Mebrure Alevok’un hayatından bahsedeceğim bugün. Biyografi, seyahat, anı, senaryo, roman, hikâye türlerinde telif eserler yazdı. Fransızca ve Almanca dillerinden çeviriler; tiyatro oyunu, hikâye, roman adaptasyonları yaptı.
Alevok’un telif eserleri popüler roman türünde aşk hikayeleridir. Batılı edebi tarza geçiş demek olan roman dünyasında popüler roman; hem “soyguncu” bir tarz hem de “okuma alışkanlığı olmayan bir halka edebi zevk aşılama” vesilesi olarak görüldü. Mebrure Alevok, pek çok önemli edebi eseri gayretle çevirdi. Avrupa ve dünya yazınını memlekete taşıyanlardan biri oldu. Bu anlamda, popüler romancı tabirinin ötesinde bir yazın dünyası emekçisidir. Çevirilerini merkeze alan bir inceleme (Boğaziçi Üniv., 2018) ve hayatını ve romancılığını konu edinen bir tez (Selçuk Üniv., 2010) ancak 2010’lu yıllarda yazılabildi.
Oklar Limited Şirketi sahibi, bankacı Ömer Lütfi Alevok ve Nahide Hanım’ın tek çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Anne babası o çok küçükken ayrıldı ve babasıyla birlikte yaşamaya başladı. Ömer Lütfi Bey’in işleri nedeniyle bir süre Berlin’de yaşadı ve düzenli bir eğitim hayatı olmadı. 14 yaşında evden kaçarak Deniz Hastanesi’nde hastabakıcılık yapan annesiyle birlikte yaşamaya başladı. Erken yaşlarda çalışmaya başlayan Mebrure Sami’nin yaptığı işler arasında Fransızca öğretmenliği, devrik İran Şahı’na günlük gazeteleri okuma vazifesi, Libreri Mondial’de tezgâhtarlık, tercümanlık ve nihayet yazarlık vardır. İki kez evlendi. Oğlu Yaman Koray dünyaya geldi. Esat Mahmut Karakurt aracılığıyla Güzel Sanatlar Birliği’ne dâhil oldu. Saint Joseph Lisesi’ni birincilikle bitiren oğluyla birlikte Erdek’e yerleşti ve orada zeytin işiyle ilgilendi, otel işletti. 1978 yılında yine oğluyla birlikte Gökova’ya yerleşti. 1992’de burada vefat etti. Akyaka’ya defnedildi.
İlk hikâyeleri 1927’de Güneş’te yayımlanan “Cadı” ve “Deli” başlıklarını taşımaktadır. “Münire’nin Defteri”, “Bir Kandil Gecesi”, “Lale Perisi”, “Bir Mektup”, “Murat Köprüsü”, “Saadet” ve “Şüphe” hikâyelerinden birkaçıdır. İlk telif romanı Sönen Işık 1930’da kitap olarak basılır. “Garp Musıkisinde Büyük Adamlar” başlıklı bir yazı serisi gazetede yayımlanan Mebrure Sami’nin tercüme ve adapte tiyatro eserleri de mevcuttur. Fazilet Kuklası, Kızkardeşim ve Ben, Bir Baba, Asmode, O Kadın, Meşaleler, Zehir, Karanlık bunlar arasındadır. 1933 yılında Son Posta gazetesinde tefrika edilen romanı Leylaklar Altında çok beğenilen yazar, gazetenin ısrarıyla Çöl Gibi romanını da gecikmeden tamamlar. 1943’te kitap olarak basılan Gönül Cehennemi, yazarın en beğendiği romanıdır. Kendisine niçin daha fazla telif eser yayımlamadığı sorusuna yabancı dillerde çok güzel kitaplar okuduğu, yarım yamalak telif eserler vermektense güzelliğine iman ettiği eserleri çevirmeyi tercih ettiği şeklinde bir cevap vermiştir.
Babası ölünce Mebrure Alevok’a yüklü bir miras kaldı. Erdek’e yerleşti, Otel Alevok’u yaptırdı ve 20 yıla yakın otelcilik, zeytincilik yaparak oğluyla birlikte yaşadı. Daha sonra Marmaris’e taşınıp “Beyaz Ada” isimli büyük bir gemi yaptırdı, beş altı yıl da gemide yaşadılar. Terlik almak için çıktığı alışverişte düştü, kafasını çarptı ve iyileşemedi, 28 Temmuz 1992’de vefat etti. Mezarı Akyaka’dadır.
Mebrure Alevok; neden kendi eserlerini daha fazla üretmediği sorulduğunda; “yarım yamalak telif eserler vermektense başka dillerdeki güzel kitapları çevirdiğini” söylemiştir.