Editörler ne yapmalı?
Bu konu üzerinde çok uzun yıllardır düşünüyorum. Ülkemizde de gitgide daha çok karşılaştığımız resmi fotoğrafçılık kavaramı ve bu fotoğrafçılığın mesleğim üzerine foto muhabirliği üzerine etkilerinden bahsetmeden geçmek istemedim. Bu fotoğrafçılığın etkileri sadece mesleğimiz üzerinde değil demokrasiler üzerinde de etkileri var. Sosyolojik ve psikolojik etkileri de var.
Resmi fotoğrafçılık bağlı olduğu otoritenin kontrolündeki halkla ilişkiler amaçlı kullanılan görüntüler fotoğrafçılığı ve demokrasiyi önemli ölçüde etkileyebilir ve bunun sosyolojik ve psikolojik etkileri genellikle karmaşık olur. Resmi fotoğraflar özenle seçilir ve yayınlanır, bu da genellikle kişiyi, kurumu veya olayı olumlu bir şekilde göstermek amacıyla yapılır. Bu kontrol, olayları tarafsız bir şekilde sorgulayarak belgelemeyi amaçlayan foto muhabirlerinin bağımsızlığını zayıflatır. Önemli konulara dair daha kapsamlı veya eleştirel bir bakış açısına erişimi sınırlayabilir.
Foto muhabirleri ve video haberciler özellikle siyasi açıdan hassas durumlarda, önemli olaylara erişim konusunda kısıtlamalarla karşılaşabilir. Sadece hükümet onaylı görüntüler medyada baskın hale geldiğinde, kamusal tartışmanın kapsamı daralır ve eleştirel bakış açıları engellenir.
Resmi fotoğraflara artan bağımlılık, fotoğrafın gazetecilik değerini azaltabilir; zira resmi görüntüler genellikle janjanlı, iyi paketlenmiş bir ürün gibi görünür, haber fotoğrafçılığı ile ilişkilendirilen spontane veya otantik duygudan yoksun olabilir.
Görsel anlatıyı kontrol eden güç odakları, bu hükümet olabilir bir şirket olabilir bir muhalefet partisi olabilir, vatandaşların olayları, liderleri veya politikaları nasıl algılamasını istiyorlarsa o yöne sevk etmek için kullanılır. Bu durum, gerçeği çarpıtarak taraflı, idealize edilmiş bir temsile yol açar ve bu da kamuoyunu yanlış bilgilenme sonucunu doğurur.
Önemli bir nokta da şudur: Eğer resmi fotoğraflar birincil görsel bilgi kaynağı haline gelirse halk arasında şüpheciliğe yol açar, birincil kaynaktan gelen bu fotoğrafların etki gücüne göre insanlar propagandadan veya manipülasyondan şüphelenirler. Bu durum sadece medyaya değil, aynı zamanda şeffaflığa dayalı demokratik kurumlara olan güveni de zayıflatır.
Sağlıklı bir demokraside, farklı bakış açıları görünür ve erişilebilir olmalıdır. Resmi fotoğrafçılık, genellikle tek bir otoriter bakış açısını öne çıkardığı için ve farklı veya muhalif bakış açılarını karanlıkta bırakır. Bu durum tartışmayı baskılar ve demokratik katılımı sınırlar.
Önemli gördüğüm bu konun sosyolojik ve psikolojik etkileri ile editörlerin ne yapması ile ilgili devamını Cumartesi günü yine bu köşeden okuyabilirsiniz.