CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Ekrem İmamoğlu’na açılan davalar ve siyasi baskılara dikkat çeken Özel, CHP’ye yönelik bir sivil darbe girişimi olduğunu ve bu sürecin bir sonraki cumhurbaşkanına darbe yapmaya yönelik olduğunu vurguladı. Partisinin birliğine olan tehditlere karşı dimdik ayakta olduklarını belirten Özel, muhalefetin bölünmesine izin vermeyeceklerini söyledi.
“28 GÜNDÜR VİCDANLAR YANIYOR, O KOR HİÇ SÖNMÜYOR”
Kartalkaya’da yaşanan yangın felaketinin ardından hükümetin tutumunu eleştiren Özgür Özel, “Kartalkaya. 36’sı çocuk 78 vatandaşımızın hayatını kaybettiğinden beri, geçen hafta 3 demiştik, 4 hafta oldu. Tam 28 gün oldu. 28 gündür vicdanlar yanıyor, o kor hiç sönmüyor. Biz bu işi 10 günde bitiririz diye söz veren İçişleri Bakanı’nın ağzını bıçak açmıyor. Bilirkişi heyetini genişletiyoruz deyip sulandırmaya çalışan, sonra direnci görünce yeni heyet görevlendirdik denilen bilirkişinin ise raporu hala ortada yok. Gözaltı süreleri uzatıldı. Ardından tutuklamalar, serbest bırakmalar yapıldı ama bir bilirkişi raporuna göre değil, Ankara’dan giden baskıya ve oradaki talimatlandırmaya göre yapıldı. Turizm Bakanlığı’ndan kimseye dokunmadılar ve döndüler, AK Parti’ye yük olmayacak bir sistematiğin içine dönüştürdüler. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Dikkatle takip ediyoruz. Şunu biliyoruz, pazar günü bekleniyor. Turizm Bakanını görevden almak yerine kongre sonrası zaten geniş bir kabine değişikliğinin içinde bu işi eritip AK Parti’nin sorumluluğunu örtme maksadı açıkça görülüyor” dedi.
“SORUMLUNUN BİR ADI VARDIR, O DA RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR”
Asıl vicdani sorumlunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirten Özel, “Hukuken sorumluluklar var, siyasi sorumlu var ama bir tane vicdani sorumlu varsa, böylesi bir dönemde bir tek kişiyi seçeceksiniz, gerisini o seçecek. Meclis olarak karışmayacaksınız. Genel soru veremeyeceksiniz, hesap soramayacaksınız. Hesabı bir kişi verecek denilen yerde, Yenidoğan Çetesini bu hale getiren, o bebeklerin hayatına sebep olan bakanı atayan da bu kültür turizmini atayan da meselenin tek sorumlusudur. O sorumlunun bir adı vardır o da Recep Tayyip Erdoğan’dır” diye konuştu.
“HEKİME KARŞI ŞİDDETİN NASIL TEŞVİK EDİLDİĞİNİN İTİRAFI GELDİ”
AK Partili milletvekillerinin sağlık çalışanlarını hedef gösterdiğini belirten Özel, “İşte o sağlık sistemi, bir yandan AK Partili milletvekillerinin ağızlarından dökülen sözlerle nerelere geldiğini, hekime karşı şiddetin, hekim emeğinin, sağlık emekçisinin emeklerinin nasıl değersizleştirilip onların nasıl hedefe konup, nasıl onlara şiddetin yönlendirildiğinin bir itirafı geldi. Ben milletvekilinin ardından yaptığı özrü önemsiyorum. Ama bir gerçek var. Memnuniyetsizlik varsa ben şunu yaparım. Sağlık personelinin gırtlağına yapışın. Ben devlet olarak üzerime düşeni yaptım, hizmeti vermeyen onlardır. Yıllar önceydi. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin anketlerde en güçlü olduğu yer sağlık görünürdü. Yüzde 70’in üzerinde memnuniyetler görülürdü. O zamanki sağlığa karşı şiddet araştırmalarında somut tespit vardı. Bunların iktidar tarafından kendi lehlerine yoğun iletişimi, sağlık alanında ortaya çıkabilecek herhangi bir olumsuzlukta, her şey bu kadar iyiyken niye benim başıma, yakınımın başına bu geldi diye doğrudan sağlık emekçisini hedef gösteriyor derlerdi” ifadelerini kullandı.
“YOKSULLUK PANDEMİSYİLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Türkiye’de ekonomik krizin toplumun her kesimini etkilediğini, özellikle de öğrencilerin ağır bir geçim sıkıntısı içinde olduğunu vurgulayan Özel, “Geriye düşmeyen, geliri gerilemeyen, fakirleşmeyen kimse kalmadı. Eskinin orta direği artık yoksul, eskinin yoksulları ise derin yoksulluğun pençeleri arasında can çekişiyorlar. Bu ekonomik buhranda emekliler, asgari ücretliler kadar mağdur olan kesimlerin başında öğrenciler de geliyor. Yapılan önemli ve bilimsel bir çalışma, Eylül 2024’te üniversite öğrencisinin aylık yaşam maliyetinin 22 bin 920 lira olduğunu gösteriyor. Eylül’den bugüne resmi enflasyon rakamı 6 aylık işlendiğinde 25 bin liraya çıkıyor bu maliyet. Üç öğün beslenme ve barınma giderlerinin bir asgari ücreti aştığı bir ülkede yaşıyoruz. Son yıl okulunu donduran üniversite öğrencilerinin sayısı pandemide donduranların üzerine çıkmış, geride bırakmış durumda. 2023’te 74.000, 2024’te de 56.000 üniversite öğrencisi okulunu dondurdu ve geriye gitti. Burada bir yoksulluk salgınıyla, yoksulluk pandemisiyle karşı karşıyayız. 250 bin üniversite öğrencisi haftanın 3 günü çalışayım, İŞKUR’un bulacağı işte diye başvurmuş durumda. Öğrencilerin nasıl bir yoksullukla, nasıl bir geçim sıkıntısıyla, nasıl bir barınma, nasıl bir karnını doyurma sorunuyla karşı karşıya olduğunun en net göstergesi. Ve bu öğrencilerin neredeyse tamamı KYK kredisi almak durumunda olan öğrenciler, gelir durumları o noktada olan öğrenciler” diye konuştu.
“İSTİYORLAR Kİ YANGIN, YOKSULLUK KONUŞULMASIN”
İktidarın gündem değiştirme çabasının önemli konuların tartışılmasını engellemek olduğunu ifade eden Özel, “Elbette istiyor ki yaptığı yargı tacizlerini konuşalım. Konuşacağız. İstiyor ki yaptığı haksız saldırıları, hukuksuzlukları konuşalım ve bu meseleleri konuşmayalım. Yangın konuşulmasın. Yoksulluk konuşulmasın. Yenidoğan çetesi konuşulmasın. Milletvekillerinin doktorları hedef göstermesi konuşulmasın. Öğrencinin açlığı, yoksulluğu konuşulmasın” dedi.
RAMAZAN KOLİSİ HESABI
Ramazan öncesinde gıda fiyatlarındaki aşırı artışı vurgulayan Özel, “Ramazan geliyor Sayın Erdoğan. Ramazan’da insanların açlığı yok, tokların açların halinden anlaması için üzerlerine farz olmuş bu ibadet geliyor ve açlar, tokların kendinin halinden anlamadığını gayet iyi biliyorlar. Ramazandan önce karşılaştırmayı bu sefer Ramazan kolisi için yapalım. 20 yıl önceye gitmeyeceğiz, Sadece geçen seneye gideceğiz. Bir Ramazan kolisi, 8 temel ürün. Ramazan’da karnı doyuracak, kursaktan geçecek, orucu tutturacak, sahurda ve iftarda lazım olan, yetmez ama olmazsa olmaz 8 temel ürün: ayçiçek yağı, bulgur, makarna, nohut, kıyma, un, pirinç ve çay. Aynı koli geçen sene 950 TL’ydi. Bu sene aynı markalar ve aynı satılan yerde 1.610 TL Artış yüzde 70. Buradan mübarek Ramazan yaklaşırken oruca niyetlenen ve alışveriş yapması gereken herkesin bu hesabı gözüne, vicdanına emanet ediyorum. Bu yüzde 70 mi Ramazan kolisinin enflasyonu? Peki reva mı asgari ücretliye verilen zam yüzde 30. Emekliye gelince, son verdiği zam yüzde 15. Geçen Ramazan’dan beri verilen toplam zam yüzde 40’ın biraz üstünde. Tayyip Erdoğan, ben emeklimi hiçbir zaman enflasyona ezdirmedim, hiçbir zaman ben asgari ücreti enflasyona ezdirmedim diyenleri milletimizin vicdanına havale ediyorum. Milletimizin vicdanına” ifadelerini kullandı.
“ERDOĞAN’LA SÜREKLİ BİRBİRİMİZİ TAKİP EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deprem bölgesine yaptığı ziyaretleri eleştiren Özel, “Biz Tayyip Erdoğan’la sürekli birbirimizi takip ediyoruz. O, sıcak salonlarda atamadıklarına kendini alkışlatıyor. O da beni takip ediyor, ‘Sayın Özel’ diyor, ‘memleket memleket gezip sarraflara girip, kuyumculara gidip altın hesabı yapıyor’ diyor. ‘Altın hesabını bırak’ diyor ve başka bir yere çağırıyor beni. Çağırdığı tarafa gitmiyorum diye çıldırıyor. Benim Manisa hariç 54 memlekete 213 ziyaret yapmışım bir yılda. Tayyip Bey deprem bölgesinde bile tek ile gitmiş, saatler kalmış, sıcak bir salonda beşli çeteye ödül dağıtmış. Oysa ben onu ben onu konteynerlara çağırdım. Bir yılda hepiniz evine gireceksiniz dediği 670 bin kişinin sesini duymaya çağırdım. Hatay’daki 222 bin kişiden 215 bininin inin hala konteynerda olduğunu görmeye çağırdım” şeklinde konuştu.
“KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA”
Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasına ve çeşitli muhalefet gruplarına yönelik operasyonları eleştiren Özel, “Hissiyatıyla uyanmalar, alarmla değil kötü haber telefonlarıyla uyanmak artık muhalefetin tümünün ana gündemi, yaşantısının bir parçası. En son 1 milyonu aşan nüfusuyla Van Büyükşehir Belediyesi’ne bir kayyum daha atandı. EMEP’in, DİSK’in, pek çok yapının mensubuna operasyon yapıldı. Geçmişte olduğu gibi bugün de bu hukuksuzluğa kime atandığı ve algı operasyonuyla nelerin söylendiğine bakmaksızın karşı çıkmaya devam ediyoruz. Dün güçlü bir heyetle, kamuoyu tarafından dikkatle takip edilen bir ziyareti Van’a gerçekleştirdik. Van sokaklarındaki bu demokrasi dayanışmasına CHP’nin verilen önem, duyulan güven ve geleceğe dair umut şunu gösteriyor ki adı Zafer Partisi de olsa, DEM’li belediye de olsa, CHP de olsa, Emek Partisi de olsa, yarın başka bir parti de olsa, taban tabana zıt siyasetler de olsa, bu iktidarın karşısındaki bütün muhalefete düşen şudur; kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” dedi.
“İKTİDAR BASINI SUSTURMAYA ÇALIŞIYOR”
İktidarın, gazetecileri ve basını susturmaya çalıştığını belirten Özel, “Gazetecileri, özgür basını susturabileceklerini hesap ediyorlar. Bugün de aralarında dört gazetecinin olduğu 52 kişi şafak operasyonuyla sindirilmeye çalışılıyor. Herkes bu iktidarın sopasının hedefinde. Memleketi yakıyorlar, hepimizi yakıyorlar, hep birlikte sahip çıkmak zorundayız” diye konuştu.
“DOMUZ BAĞCILARININ PARTİSİ”
Hüda-Par’ın barış sürecine ilişkin açıklamalarını eleştiren Özel, “HÜDA PAR hafta sonu ‘Kürt sorunu çalıştayı’ yapmış. Kürt sorununu HÜDA PAR’ın yarattığı zeminde tartışmaya kalkarsak bu parti kendini inkâr etmiş olur. O HÜDA PAR ki domuz bağcılarının partisidir, kadına karşı şiddetin vücut bulduğu partidir, ‘bekar kadınları sahiplendirmek lazım’ diyebilen bir partidir. O HÜDA PAR bayrağa, devlete, Atatürk’e karşıdır. Demokrasiden yararlanıp demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. HÜDA PAR’a sesim yok ama Recep Tayyip Erdoğan’a söyleyecek bir sözüm var: Kimler kimlerle beraber Tayyip Bey? Kimler kimlerle beraber?” dedi.
“TÜRKİYE, SİVİL DARBE DİNAMİĞİNİN İŞLEDİĞİ BİR SÜRECİN İÇİNDEDİR”
Türkiye’nin içinde bulunduğu sürecin bir “sivil darbe girişimi” olduğu belirten Özel, “Çok kritik ama sonu güzel bir sürecin içindeyiz. Biraz önce bahsettiğim baskılar, hukuksuzluklar her birimizi bir şekilde tehdit eden kişilere, kurumlara, hatta partilere yönelik siyaset alanıyla ilgili birtakım tasarımları içeren bir sürecin içindeyiz. Bugün bu kürsüden kayda geçirmek isterim ki Türkiye, sivil darbe dinamiğinin işlediği bir sürecin içindedir. Türkiye’de yaşanan ve yaşatılan süreç bir sivil darbe girişimidir. Darbeyi askerler yaparsa askerî darbedir, siviller yaparsa sivil darbedir ve darbe, ülkeyi yönetenlere karşı yapılır. Bütün dünya muhalefete bakar. 15 Temmuz’da ‘Cumhuriyet Halk Partisi, seçilmiş parlamentonun ve demokrasinin arkasındadır, darbecilerin karşısındadır ve bu darbeye meydan okumaktadır’ diyen kişi benim. Bir Cumhuriyet Halk Partili de bunun dışında bir tutum ve tavır içinde olmamıştır. Sayın Erdoğan okuduğu bir şiirden dolayı siyasi yasak aldı. Biz o siyasi yasağı desteklemedik. Hatta devamında partisinin başında olup milletvekili olamadığı için Sayın Baykal Anayasa’yı değiştirip o Siirt’teki milletvekilimizi de istifa ettirtip yapılan ara seçimle Erdoğan’ı Meclis’e taşıyıp başbakan yapacak kadar, o sürece olanak sağlayacak kadar bir demokratik olgunluk ve erdem göstermiştir” ifadelerini kullandı.
“PARTİMİZİN ONURUNA, NAMUSUNA KEFİLİZ”
Cumhuriyet Halk Partisi’ni meşgul etmeye ve önemli süreçleri durdurmaya çalışan yalanlar ve manipülasyonlara karşı durduklarını belirten Özel, “Bugün burada 81 il başkanımız var. O gün 46’sı karşımızda, 35’i yanımızdaydı. Bugün 81’i birden omuz omuza, kol kola partilerinin yanındalar. Biz o gün yarımızdan fazlası bir tarafta, 10’a yakını başka bir taraftaydık. Biz bu kongrenin o gün kazanan ve kaybeden tarafları bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin 81 ildeki temsilcileri olarak o kurultayın namusuna, o kurultayın onuruna, partimizin onuruna, namusuna kefiliz ve sahip çıkıyoruz demeye geldiler. Ama birileri kongrede hiçbirimizin yanına sokmadığı septik tiplerden, birtakım meczuplardan birtakım şahitler, birtakım deliller üretmeye çalışıp ki hepsinin ne kadar boş, ne kadar yalan olduğunu okuyan herkes görüyor. Cumhuriyet Halk Partisi’ni meşgul etmeye, kongresini iptal ettirmeye, yeniden bir kongre sürecinin içine sokup milletin gerçek sorunlarını söylememeye ve esas olarak içinde bulunduğu ve yürüttüğü çok kıymetli bir süreci durdurmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
“BU SİVİL DARBE GİRİŞİMİ CHP’YE KARŞI DA KİRLİ BİR PLANIN İÇİNDE”
Ekrem İmamoğlu’na karşı açılan davaları eleştiren Özel, “Ekrem İmamoğlu kendisine karşı açılan 5 ayrı davada ışık hızıyla 2,5 yıl hapsi isteniyor. Sayın İmamoğlu’na 5 ayrı davadan 5 sefer siyasi yasak isteniyor. Ankara’da MİT eliyle tetiklenen bir süreci ifşa etmiş ve o an için o ifşanın üzerinden durdurmuştuk. Belediye başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz tutuklanıyor. Muhalefetin tüm muhalefet olanakları, sesini duyuracağı televizyon kanalları, haberlerini yapan gazeteciler, onlarla birlikte eylem yapan sivil toplum örgütleri baskı altına alınmaya çalışılıyor ve dört bir yandan bu giderken bu sivil darbe girişimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı da kirli bir planın içinde” dedi.
“TÜRKİYE’NİN BİR SONRAKİ CUMHURBAŞKANINA DARBE YAPILIYOR”
Muhalefetin bir sonraki cumhurbaşkanına darbe yapıldığını ifade eden Özel, “Yapılanlar bir sonraki Cumhurbaşkanına darbe girişimidir. Darbe ittifakı, bugünkü cumhurbaşkanına değil, bir sonraki cumhurbaşkanına darbe yapmaya çalışmaktadır. Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanını darbe yoluyla ekarte etmeye kalkışanlara karşı dimdik ayaktayız! Darbeye teslim olmayız! Ön seçim yapmayalım diye partimizin yönetimine göz dikenlere teslim olmayız! Varsa onların içeriden işbirlikçileri, Tayyip Erdoğan’ın çukuru sizin de yerinizdir. Biz biriz ve beraberiz. Bu partiyi böldürtmeyiz. Muhalefeti böldürtmeyiz. Hep beraber yürüyoruz, iktidar olacağız. Hiçbir darbeden medet ummadık. Hiçbir darbeye de teslim olmadık. Olmayacağız” diye konuştu.
