Minyatür sanatına olan ilgisini anlatan Demirhan, “İlk olarak kartondan küçük bir ev yaptım. Ardından bahçe, teras ve aydınlatmalar ekleyerek detayları artırdım. Her yeni eklemeyle maket daha güzel hale geldi. Bu süreç beni daha da heyecanlandırdı ve yeni eserler üretmeye yönlendirdi” diyor. Anayurt Gazetesi olarak peyzaj mimarı ve minyatür sanatçısı Cengiz Demirhan ile sanat yolculuğunu konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1964 Ankara doğumluyum. Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden 1988 yılında mezun oldum. Haziran 2023’e kadar yurt içi ve yurt dışında çeşitli projelerde peyzaj mimarı ve toprak uzmanı olarak çalıştım. Şu anda minyatür ve diorama sanatıyla ilgileniyorum.
Emekliliğinizin ardından minyatür sanatına yönelmenize ne sebep oldu? Sizi bu sanata çeken şey neydi?
Pandemi döneminde evde yeni uğraşlar ararken kartondan bir ev yaptım. Detaylar ekledikçe maket daha ilgi çekici hale geldi. Daha sonra farklı tasarımlar denemeye başladım. Görsel sanatlara olan ilgim nedeniyle bu alanda sergi ve fuarları gezmekten keyif alıyordum, bu yüzden minyatür sanatı benim için doğal bir geçiş oldu.
İlk minyatür çalışmanızı hatırlıyor musunuz? Nasıl hissettiniz?
Kızım ilkokuldayken trafik işaretlerini gösteren bir sokak maketi yapmamız istenmişti. Evler, arabalar ve ışıklarla detaylandırdığımız bu çalışma okulda büyük beğeni topladı. Kızım ve ben çok mutlu olmuştuk.
Eski Türk evlerine yönelik minyatürler hazırlamaya nasıl karar verdiniz? Bu evlerin sizin için anlamı nedir?
Ülkemizin farklı bölgelerinde çalışma fırsatı bulduğum için çeşitli mimari yapıların detaylarını yakından inceleme şansım oldu. Özellikle taş evlerin dokusu beni etkiledi. Geçmişte bu evlerde yaşanan mutlulukları ve hüzünleri düşünerek onları yeniden yorumlamak istedim.
Bir minyatür ev tasarlarken hangi unsurlara dikkat ediyorsunuz? Mimari detayları nasıl seçiyorsunuz?
Benim tarzım, yaşanmışlıkları yansıtmak üzerine kurulu. Eskimiş taş yapılar, yosunlanmış döşemeler, yıkılmış duvarlar ilgimi çekiyor. Detayları geçmişin atmosferini yaşatacak şekilde ekliyorum. Bazen bir sobanın başında kestane pişiren aileyi hayal etmek, o dönemin sıcaklığını hissettirmek benim için önemli.
Kullanmayı en çok sevdiğiniz malzemeler hangileri? Malzeme seçim süreciniz nasıl işliyor?
Strafor, taş, ahşap ve geri dönüşüm malzemeleri kullanıyorum. Doğadan topladığım taş ve bitkileri kurutarak eserlerimde değerlendiriyorum. Malzeme seçiminde doğal ve otantik dokuları ön planda tutuyorum.
Bir eserin tasarlanma süresi ne kadar sürüyor? Hangi aşamalar sizi en çok zorlayıp en çok tatmin ediyor?
Eserin büyüklüğüne göre değişiyor. Kimi çalışmalar bir ay sürerken, kimisi dört günde tamamlanıyor. Bitmiş bir eseri karşıma alıp günlerce inceleyerek değişiklikler yapıyorum. En zorlayıcı kısım, küçük ayrıntıları yerleştirmek ama en tatmin edici kısmı, eserin tamamlanıp hayat bulduğu an.
Minyatür sanatı ile ilgilenmeye başladıktan sonra hayatınızda nasıl değişiklikler oldu?
Sanatla ilgilenmek bakış açımı değiştirdi. Gördüğüm her şeyin minyatürünü nasıl yapabileceğimi düşünüyorum. Estetik unsurları daha detaylı inceleme alışkanlığı kazandım.
Antika pazarında satış yapıyorsunuz; alıcıların tepkileri nasıl oluyor? En unutulmaz geri bildirimi paylaşır mısınız?
İlk kez stand açtığımda aldığım tepkiler beni çok mutlu etti. “Aman Tanrım, şuraya bak!” diyerek eserlerimi inceleyenler oldu. Bazıları dakikalarca sohbet ediyor, bazıları sadece bakmak için geliyor.
Ankara’daki sanat ve zanaat geleneğini nasıl görüyorsunuz? Minyatür sanatının bu kültürel yapıya katkısı nedir?
Ankara’da yetenekli sanatçı ve zanaatkârlar var. Ancak Kültür Bakanlığı ve belediyelerin bu sanatı daha fazla desteklemesi gerekiyor. Minyatür sanatı, geçmişi yaşatarak kültürel mirasa katkı sağlayabilir.
Minyatür sanatında ustalaşmak sizin için ne ifade ediyor? Kendinizi bir usta olarak nasıl tanımlarsınız?
Ustalık, zamanla gelişen bir süreç. Yaptığım her eser, bir öncekinden daha iyi oluyor. Yine de öğrenilecek yeni teknikler olduğuna inanıyorum.
Siparişlere yetişemediğinizi söylüyorsunuz; ileride üretim süreçlerinizi genişletmeyi düşünüyor musunuz?
Bir atölye açarak bu sanata ilgi duyanlara ders vermeyi düşünüyorum. Gençleri bu alana yönlendirmek istiyorum.
Bu sanata yeni başlayacak olanlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?
Sabır, dikkat ve yaratıcılık şart. Küçük detaylarla büyük hikâyeler anlatabilirsiniz. Göz sağlığınızı koruyun ve mimari bilgiyi geliştirmeye çalışın.
