Ülke tarihinin en çok sivil ölümle sonuçlanan terör saldırısı olarak tarihe geçen saldırının üzerinden 8 yıl geçti.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Türkiye’nin siyasi tarihi açısından birçok önemli gelişmenin yaşandığı 2015’te, terör örgütleri PKK ile DEAŞ, sivilleri hedef alan saldırılar gerçekleştirdi.
Şanlıurfa’nın Suruç Belediyesi Kültür Merkezi’nin bahçesinde, 20 Temmuz 2015’te basın açıklaması yapan gruba düzenlenen “canlı bomba” saldırısında 34 kişi öldü.
Terör örgütü DEAŞ, bu saldırının ardından 10 Ekim 2015’te bu kez Ankara Garı’nda kanlı yüzünü gösterdi ve yine sivilleri hedef aldı. İki canlı bombanın düzenlediği saldırıda, 2’si çocuk 100 kişi yaşamını yitirdi, 391 kişi yaralandı.
Hayatını kaybedenler için üç gün ulusal yas ilan edildi, mitingi organize eden sendika ve meslek odaları grev kararı aldı.
Saldırının gerçekleştiği yıl, iç savaşın sürdüğü Suriye’den Türkiye’ye yönelik saldırılara karşı önlem almak için sınır hattına asker ve mühimmat sevkiyatı yapıldı.
Bunun üzerine aralarında HDP ve CHP’li bazı milletvekillerinin de bulunduğu sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla “Barış Bloku” oluşturuldu.
“Suriye’de savaşa son, Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesine hayır” sloganıyla bildiri yayımlayan blok, ilk toplantısını 10 Temmuz 2015’te İstanbul’da düzenledi.
Ardından miting, protesto ve yürüyüşler yapan blok, 10 Ekim 2015’te Ankara Sıhhiye’de “Emek, Barış, Demokrasi Mitingi” düzenleyeceklerini açıkladı.
Bu oluşumu destekleyen HDP, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’den de mitinge katılım için çağrı yapıldı ve vatandaşlardan mitingin yapılacağı Sıhhiye Meydanı’na gelmeden önce Ankara Garı önünde toplanmaları istendi.
O gün, Türkiye’nin farklı illerinden Ankara’ya gelenler, gar kavşağı önünde buluştu.
Mitingin yapılacağı bilgisini alan terör örgütü DEAŞ, Yunus Emre Alagöz ile kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu teröristi, saldırı için Gaziantep’ten Ankara’ya gönderdi.
Canlı bombaları taşıyan araç, saat 09.00 sıralarında Konya yolu Mevlana Bulvarı’ndaki güvenlik kameralarınca kaydedildi.
Yaklaşık 15 dakika sonra araçtan inen teröristler, bu kez taksiyle İnönü Bulvarı üzerinden TBMM önünden geçti.
Meclis Çankaya Kapısı yakınlarında başka bir taksiye geçen teröristler, Hipodrom Caddesi ile kesişen Ulaştırma Kavşağı’nda araçtan indi.
Burayı gören kameraların da kadrajına giren canlı bombalar, miting için Ankara Garı önünde toplanan kalabalığa, aralarında yaklaşık 100 metre olacak şekilde ilerledi.
Saat 10.04’ü gösterdiğinde teröristlerden Yunus Emre Alagöz üzerindeki bombanın pimini çekti. Patlamadan 3 saniye sonra ikinci canlı bomba da aynı eylemi gerçekleştirdi.
Menfur saldırıda 2’si çocuk 100 kişi hayatını kaybetti, 20’si çocuk 391 kişi yaralandı.
Saldırıya yurt içinden ve yurt dışından tepkiler yağdı, terör sert bir dille kınandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı yazılı açıklamada, “Bu saldırıyı lanetliyorum. Her türlü terör eyleminin karşısındayız. Birlik ve beraberliğimize, ülkemizin huzuruna kasteden bu menfur saldırıyı şiddetle kınıyorum. Kaynağı, söylemi, amacı, adı ne olursa olsun, her türlü terör eyleminin ve terör örgütünün karşısındayız, hep birlikte de karşısında olmak mecburiyetindeyiz.” ifadelerini kullandı.
Çok sayıda ülke teröre karşı Türkiye’nin yanında olduklarını açıkladı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının saldırıya ilişkin iddianamesi, 13 Temmuz 2016’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, İlhami Balı, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Yakub Şahin, Hakan Şahin, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz, Hüseyin Tunç, Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Mehmet Kadir Cebael, Metin Akaltın, Savaş Yıldız, Burak Ormanoğlu, Suphi Alpfidan, Hasan Hüseyin Uğur, Bayram Yıldız, Kenan Kutval, Ahmet Güneş, Abdulhamit Boz, Cebrail Kaya, Ömer Deniz Dündar, Muhammet Zana Alkan, Walentina Slobodjanjuk (Kazakistan vatandaşı), Mustafa Delibaşlar, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez, Nusret Yılmaz, Kasım Dere, Yakup Selağzı, Erman Ekici, Yakup Karaoğlu, Yakup Yıldırım, Esin Altıntuğ ve Hatice Akaltın şüpheli olarak yer aldı.
İlk duruşması, 7 Kasım 2016’da görülen dava, 3 Ağustos 2018’de karara bağlandı. Bu süreçte 55 celse gören mahkeme, 545 müşteki ile 26 tanık beyanı aldı.
Mahkeme, sanıklardan Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç’u, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçundan birer, “100 kişiyi kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı.
Sanıkları 20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan 10 bin 557’şer yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, bazılarına başka suçlardan ayrıca hapis ve adli para cezası da verdi.
Sanıklar Burak Ormanoğlu, Suphi Alpfidan, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez ve Yakup Karaoğlu’nu “silahlı terör örgütüne üye olmaktan” 12 yıl hapisle cezalandıran mahkeme, aynı suçtan yargılanan Esin Altıntuğ (Durgun), Hatice Akaltın, Yakup Yıldırım ve Abdulhamit Boz’u ise 7 yıl 6’şar ay hapse mahkum etti.
Firari sanıklar, İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentina Slobodjanjuk, Muhammet Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız ve Hasan Hüseyin Uğur hakkındaki dosyaların ayrılmasına, yargılama sırasında ölen Mehmet Kadir Cabael hakkında açılan davanın ise düşürülmesine karar verildi.
Mahkeme, “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılan sanık Ekici’nin ayrıca “anayasal düzeni ihlal”, “100 kişiyi kasten öldürme” ve 20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçlarından da yargılanması için suç duyurusunda bulundu.
Kararın gerekçesinde, “Terör saldırısıyla tüm toplum ve anayasal düzenin hedef alındığı, toplumun değişik kesimlerinden insanların bir araya geldiği mitingde canlı bomba saldırılarıyla çok sayıda insanın ölümü ve yaralanması hedeflenerek bu vahim ve acımasız saldırının toplumsal kaos oluşturmak için araç olarak öngörüldüğü anlaşılmıştır.” ifadeleri kullanıldı.
İstinaf hukuka uygun buldu, Yargıtay kısmen bozduDosyanın gönderildiği Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi, istinaf başvurularını değerlendirerek, yerel mahkemece sanıklara verilen cezaları hukuka uygun buldu.
Daha sonra dosyaya bakan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 9 sanığa verilen cezayı onarken, sanıklar Yakup Şahin, Hakan Şahin, Hacı Ali Durmaz, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Talha Güneş, Abdulmubtalip Demir ve Metin Akaltın yönünden dosyayı kısmen bozdu.
Sanık Erman Ekici hakkında “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçlamasıyla kurulan mahkumiyet kararını bozan Yüksek Mahkeme, Ekici’nin “kasten öldürme” ve “insanlığa karşı suç”tan yargılanması gerektiğini belirtti.
Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Erman Ekici hakkında, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “100 kişiyi kasten öldürme” ve “20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs” suçlarından iddianame düzenledi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede “Ebu Talha” adını kullanan Ekici’nin terör örgütü DEAŞ adına faaliyet yürüttüğü, 10 Ekim 2015’te düzenlenen çifte intihar saldırısında da sorumluluğu bulunduğu kaydedildi. Ekici hakkında ayrıca “insanlığa karşı suç”tan da dava açıldı.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından dosya yeniden Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldi. Yargıtay’dan gelen dosya ile firari sanıkların dosyasını birleştiren mahkeme, Ekici’nin de aralarında bulunduğu 10’u tutuklu 16’sı firari 26 sanığın yargılamasını sürdürüyor.