ABD neredeyse vahşet oradadır!

İsrail vahşeti tüm gücüyle devam ediyor. İsrail, sivillerin üzerine bomba yağdırmayı sürdürüyor ve dünya bunu olanca pişkinliğiyle seyrediyor. Bunların başında da ABD ve Avrupa birliği ülkelerinin liderleri geliyor. İsrail, hastaneyi bombalayıp, suçlu ararken ABD Başkanı Biden, Netenyahu’ya tüm güçleriyle arkasında durduklarını açıkladı.Tüm bu gelişmeler, ne kadar ağır bir insanlık suçu işlendiğini bir kez daha gösterdi. Biden, hastaneyi Hamas’ın vurduğunu “İsrail beni ikna etti” diyerek savundu. Pentagon ise, açık kaynaklardan elde ettikleri verilerle, hastaneyi İsrail’in vurmadığını açıkladı.Bir kere şunu hemen tespit edelim. Dünya üzerinde nerede bir olumsuzluk yaşanıyorsa bunun temeline gidin bakın ABD yatar. ABD, bir ülkede, bir bölgede karışıklık, bir savaş çıkarmak isterse öncelikle o ülkedeki muhalif gruplar içinde bir terör örgütü kurdurur ve arkasından oluk oluk para ve destek göndererek, hedefi olan ülkeyi içten içe çökertir. Bugün dünyanın başına bela olan terör örgütleri, El Kaide, Taliban, Işid, Hamas, Müslüman Kardeşler, ülkemizin başına bela olan bölücü terör örgütünün arkasında hep ABD var. Dün, bölgeleri karıştırmak için kurulan bu örgütler gün geliyor, yine başta ABD olmak üzere tüm emperyalist ülkelerin başına bela oluyor. Ülkemiz yıllardır bölücü terör örgütü ile yoğun şekilde mücadele ediyor. ABD, dün olduğu gibi bugün de bölücü terör örgütünün arkasında duruyor. Hergün tonlarca, tırlar dolusu silah ve mühimmat gönderiyor. O da yetmiyor, stratejik destek, istihbarat desteği ve eğitim desteği de veriyor. Oysa Türkiye ile ABD, NATO çatısı altında dost ve müttefik ülke olarak adlandırılıyor. Şimdi tüm bu gelişmelere bakarak, ABD’nin dost ve müttefik olduğuna inanabilir misiniz? Bugün Ortadoğu’da yaşanan, İsrail’in yayılmacı ve gelişmeci politikasının arkasında ABD’nin ve Avrupa’nın zenginlerinin olmadığını kim iddia edebilir ki. İsrail bölgede, başta Filistin olmak üzere, Suriye, Irak, İran, Lübnan, Ürdün ve Mısır ile büyük sorunlar yaşıyor. Kimi zaman tek tek, kimi zaman da birkaç ülkeyi karşısına alarak, pervasızca savaş çığırtkanlığı yapan İsrail, bölgede ABD’nin temsilcisi gibi hareket edebiliyor. Çünkü biliyor ki, attığı her adımda arkasında büyük güçler yer alıyor.ABD, Ortadoğu’daki ekonomik çıkarlarını korumak için, hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Eline böyle bir fırsat geçmiyorsa, fırsatı terör örgütleri ve kendine yakın ülkelerle mutlaka yaratıyor. Düşünün, “Basra körfezi benim hayat sahamdır. Buraya yapılacak her olumsuz girişimi savaş nedeni sayarım” diyebilen bir ülkeden bundar daha farklı ne beklenebilir ki. Televizyon haberlerinde görüyoruz. Yaşanan vahşetin tüm izlerini, eli yüzü kan içinde kalmış binlerce çocuk, kadın, yaşlı ve sivil gencin gözlerinde görüyoruz. İsrail’in yıllardır bölge insanlarına uyguladığı baskı ve şiddetten sonra yaşattığı savaş dehşeti elbet birgün gelecek bitecek. Çünkü; hiçbir savaş sonsuza kadar sürmez. Ama yaşananlar, tarihin sayfaları içinde yer alır ve asla unutulmaz. ABD Başkanı Biden, İsrail Başbakanı Netanyahu, Almanya Başbakanı Scholz, İngiltere Başbakanı Sunak, Fransa Devlet Başkanı Macron, İtalya Başbakanı Meloni, İspanya Başbakanı Sanchez ve AB’nin diğer ülkelerinin Devlet başkanları ve Başbakanları bugün yaşananların en birinci sorumlusu sizlersiniz. İsrail’i ABD’nin Dışışleri Bakanı olarak değil de bir Yahudi olarak ziyaret ettiğini söyleyen Blinken, o eli yüzü kan içindeki çocukların tüm laneti sizlerin üzerinde olacaktır. Savaşa ilk kıvılcımı çakan Hamas’ın, tüm Filistin’i temsil etmediği onlarca kez belirtilmesine rağmen, tüm faturanın, Filistinli sivillerin üzerinden çıkarılması ancak ve ancak Netanyahu gibi gözü dönmüş bir siyasiye yakışırdı, Ona da bu fırsat ne yazık ki verildi. Varılan son noktada, savaş bir kara harekatına evrilirse ortaya çok daha ağır bir fatura çıkacaktır. Bölgeye, Hamas’ın dışında ne kadar terör örgütü militanı varsa akın akın gelecek, ortalık tam bir yangın yerine dönecektir. Bunun faturasını sadece Filistinli siviller değil, bu kez de şimdi olduğu gibi İsrailli sivillerde yaşayacaktır. Aradan aylar geçtikten sonra, savaşın sonuçlarından tatmin olan sapık kafalı liderler “tamam artık” diyecekler ve silahlar susacaktır. İşte O zaman yıkımın, yitirilen canların tablosu gözler önüne serilecektir. Dileğimiz, bu kana, göz yaşına ve vahşete sebep olanların hesap vermeleri ve en ağır şekilde yargılanmalarıdır. Aksi halde, hayatını kaybeden minicik çocukların, gencecik annelerin, hayatların son demlerinde huzur içinde yaşamlarını noktalamak isteyen yaşlıların, savaşla uzak yakın ilişkisi olmayan gencecik insanların vebali tüm dünyanın üzerinde olacaktır.