Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırının ardından Doğu Akdeniz’e iki uçak gemisi sevk eden ABD yönetimi, bir taraftan da Ukrayna ve İsrail’in ihtiyaçları kapsamında ABD Kongresinden 100 milyar dolar çıkarmak için hareket geçiyor. Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de bölgesel planlarını hazırlayan ABD’nin Hamas’ın saldırısının ardından bu planlarını ertelediğini ifade eden emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, “ Başlangıçta niyetleri buydu. Ancak şu anda yardım konusunda ABD tavrını değiştirmese bile Gazze’de kontrollü bölge oluşturmayı planlıyor. Yani planlarını İsrail Gazze boyutuna kadar indirdi. Bunun nedeni İsrail’in güvenliği olduğu kadar yaşanan gerilim ortamının etkisi. İçinden geçtiğimiz süreçte ABD 5 ila 10 kilometre genişliğinde ve derinliğinde Gazze şeridinde güvenli bir bölge oluşturarak bu bölgeyi terör unsurlarından temizleyerek böylece saldırıların gerçekleşmesini engellemek istiyor” dedi.
Hamas’ın İsrail’e saldırısının ardından birçok konunun da gündeme geldiğini ve tartışıldığını ifade eden Karakuş, şunları söyledi: “ Bazı konular ister istemez tartışma konusu oluyor. Bunun başında Hamas’ın kendisinden güçlü olan bir kuvvete karşı kazanamayacağını bile bile neden böyle saldırı gerçekleştirdiği sorusuna net bir cevap verilememesi. Stratejik açıdan Hamas’ın bu saldırısının altında yatan nedenin net bir karşılığını bulamadığınız zaman ister istemez Hamas’ın içinde bir takım Hamas’ın kontrol edemediği unsurlar mı var sorusu akla geliyor. Bu da saldırının nedenleri arasına giren etkenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. ABD’de Biden yönetimi 100 milyar dolarlık Ukrayna ve İsrail yardımı harekete geçeceğini ifade etti. İsrail bundan payını alacak. Gelinen noktada ABD’nin bu iki ülke üzerinden gerçekleştirdiği bölgesel planların yerine Gazze şeridine güvenli ya da kontrollü bölge kurulması ön plana çıktı. Şu anda insansız bir kontrollü bölge kurmak ve güvenliği sağlamak öncelikli planı olarak görünüyor ABD’nin. Ortada karşılıklı bir kayıkçı kavgası mı var bu da tartışılan ayrı bir konu elbette. Sonuçta batıda yaşayanlar Hamas’ın saldırısının ardından İsrailliler hayatını kaybediyor algısı ile konuya yaklaşıyor. Diğer boyutlar daha geride kalıyor. İsrail mağdur duruma düşüyor.”
Gelinen noktada kara harekatı düzenlenmesinin de zor olduğunu kaydeden Karakuş, “ Hava harekatından sonra kara harekatının düzenlenmesi İsrail açısından kayıpları büyük bir adım olacaktır. Bu nedenle kara harekatının olması kolay görünmüyor. İsrail bunu hesaplıyor. Öte yandan düzenlenen hava harekatlarında İsrail, Hamas’a ciddi kayıplar verdirdi. En derin tünelleri bile imha etme başarısı gösterebiliyor hava saldırılarıyla. Dolayasıyla bu aşamada bir kara harekatının olması kayıpları açısından düşünüldüğünde kolay görünmüyor. Böyle bir operasyonu bu aşamada ABD’nin de istemesi muhtemel görünmüyor” diye konuştu.
Saldırının başlangıç noktasının İran’a uzandığı yönündeki kanaatin de arttığına dikkat çeken Karakuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Hamas’ın saldırısının başlangıç noktası olarak İran yönünde bir kanaat oluşuyor diyebiliriz gelişmelere baktığımızda. İran bu noktada kendi güvenliğini düşünerek sınırlarının dışında Lübnan ve Suriye’de kendi önlemlerini almak istiyor. Bu konuda Hizbullah’ın saldırılarının olduğu belirtiliyor ancak gerçekleşen bu saldırıların da etkili olmadığını görüyoruz. İran için bir başka sorun da Suriye ve Irak’taki mevzilerini kaybetmek. Bunları elinde tutmak istiyor bu nedenle böyle bir saldırının yaratacağı sonuçları kendi stratejik çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyecektir. İran diğer taraftan Arap dünyası ile İsrail arasındaki İbrahimi anlaşmalar temelinde gerçekleştirilmek istenen normalleşme sürecinden de rahatsızlığını ortaya koyuyor belli ki. Bir anlamda bu saldırının sonuçlarına bakıldığında bu süreçte belli noktalarda sıkıntıya girmiş görünüyor. İran’ın özellikle Suudi Arabistan’ın atom bombası elde etmesi gibi bir çekincesi olduğu da kamuoyunda sıkça tartışılan konulardan biri. Bunun da engellenmesi açısından bu saldırının sonuçlarının olmasını istemesi kendi çıkarları açısından bakıldığında istenebilecek bir durum. Saldırının sonuçlarına ilişkin tartışmaların bir başka boyutu da bu konular elbette.”
Kamuoyunda son günlerde sıkça tartışılan iktidarın terörle mücadele konusunda TBMM’ye gönderdiği sınır ötesi operasyon tezkeresinde ki yurt içinde yabancı asker bulundurması tartışmasının da eksik bir takım bilgilerle gerçekleştirildiğini belirten Karakuş, “ Bu maddede ki asker bulundurma yetkisi iki sene önceki Katar tezkeresinde alındı zaten. Bu nedenle bugün tartışılırken buna dikkat edilmesi gerekirdi. TBMM Milli Savunma Komisyonunda tüm partilerin temsilcileri bulunuyor. Bu konuda komisyondan daha detaylı ve teknik bilgi istendiğinde kendilerine verilecektir ve konu daha anlaşılır hale gelecektir. Bu konulardaki detaylı bilgiler var zaten. Bu nedenle bu konu komisyonda çözülebilecek bir konu diye düşünüyorum” dedi.