Avrupa Birliği Komisyonunun” Türkiye Raporu” nda ülkemiz için hem iyi hem de sıkıntılı görüşler yer alıyor. Ekonomi ile ilgili bölümünü bugün, siyasi ve sosyal gelişmelerle ilgili bölümünü de yarın sizlerle paylaşacağız. AB Komisyonunun raporuna göre Türkiye ekonomisinin oldukça ileri düzeyde olduğu görüşüne yer verilerek seçimler sonrasında kurulan hükümetin daha istikrarlı makroekonomik politikalara dönmek yolunda olumlu adımlar attığına dikkat çekiliyor.Raporda, Türkiye Ekonomisindeki gelişmelere ilişkin değerlendirmeler satır başlarıyla şöyle yer alıyor.Türkiye’de piyasa ekonomisinin düzgün işlemeye devam etmesi konusunda ciddi endişeler devam ediyor denilen raporda, para politikasının uygulanması, kurumsal ve düzenleyici ortam gibi önemli unsurlarda uzun süreli gerileme yaşandığına işaret ediliyor.2022 yılında ekonomik büyümenin güçlü olmasına rağmen Türkiye’nin piyasa odaklı politikalardan uzaklaşarak ekonominin temellerini zayıflattığı, kırılganlıkları ve riskleri artırdığı ifade edilen raporda, enflasyonun bir miktar düştüğü ancak para politikasının olağanüstü düşük faiz oranlarına öncelik vermesi nedeniyle çok yüksek kaldığı belirtildi.Raporda, seçimlerinin ardından para politikasının sıkılaşmaya başlamasıyla birlikte makro ihtiyati çerçevenin de kademeli olarak sadeleştirildiğine işaret edilerek, bu yıl maliye politikası tutumunun depremle ilgili harcama baskıları ve seçim öncesi bütçe cömertliğini artırmasıyla mali disipline olan bağlılığı sarstığı iddia edildi.Seçimlerin ardından mali duruş sıkılaştırıldı ve temmuz ayında büyük vergi artışlarını da içeren revize edilmiş bir bütçe kabul edildi, ifadesine yer verilen raporda, kurumsal ve düzenleyici ortamın öngörülebilirlik ve şeffaflıktan yoksun olduğu ileri sürüldü.Raporda, Türkiye, işletmelere yönelik devlet hizmetlerinin dijitalleştirilmesi konusunda ilerleme kaydetti değerlendirmesi yapıldı.Kayıt dışı ekonominin boyutunun son yıllarda azalmasına rağmen hala ekonomik faaliyetin önemli payını oluşturduğuna işaret edilen raporda, fiyat belirleme mekanizmalarına devlet müdahalesinin devam ettiği savunuldu.Raporda, kamu desteklemelerinin verilmesinde uygun uygulama kuralları, yaptırım ve şeffaflık bulunmadığı iddia edildi.Bankacılık sektörüne ilişkin görüşlere de yer verilen raporda, “genel olarak istikrarlı kalmıştır ancak çok sayıda aşırı karmaşık ve geniş kapsamlı makro ihtiyati ve düzenleyici tedbirler nedeniyle finansal istikrar sorunlarıyla karşı karşıyadır” ifadesi yer verildi.Raporda, piyasa ekonomisinin işleyişinin iyileştirilmesi için Türkiye’de enflasyonun sürdürülebilir şekilde hedefe doğru indirilmesi, bunun için de merkez bankası bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi, para politikasının sıkılaştırılması, faiz dışı fazlaya kademeli dönüşü destekleyen güvenilir orta vadeli mali plan geliştirilmesi, devletin fiyat belirleme mekanizmalarına müdahalesinin azaltılması, makro ihtiyati ve düzenleyici çerçevenin basitleştirilmesi, kamu desteklerinin şeffaflığının ve kontrolünün arttırılması, iş ortamının daha da iyileştirilmesi gerektiği ifade edildi.Finans sektörünün aşırı düzenlemelerin olduğu bir ortamda faaliyet gösterdiği kaydedilen raporda, geniş kapsamlı makro ihtiyati ve düzenleyici tedbirlerin, finansal piyasaların işleyişini sekteye uğrattığı savunuldu.Raporda, “Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi gelişti ve yenilenebilir kaynakların kullanımı önemli ölçüde arttı. Türkiye’nin bölgesel bir enerji merkezi olma konusunda büyük hedefleri var. Türkiye, Akdeniz ve Karadeniz’de yeni gaz sahalarının araştırılmasının yanı sıra yeni LNG terminallerinin inşasına da yoğun yatırım yapıyor” değerlendirmesi yer aldı.AB ile Türkiye arasında ekonomik entegrasyonun yüksel olmaya devam ettiği belirtilen raporda, Türkiye’nin AB’nin yedinci, AB’nin de Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı konumunda olduğu hatırlatılarak, Türkiye’nin Gümrük Birliği kapsamındaki yükümlülüklerinde bazı sapmaların karşılıklı ticarette sorun teşkil ettiği öne sürüldü.Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), yıllık milli hesaplar ve aşırı açık prosedür bildirimlerinin yayınlanmasına ilişkin zaman dilimlerine uyumunu iyileştirdiğine işaret edilen raporda, “Türkiye’nin TÜİK’in güvenilirliğini ve kamuoyunun resmi istatistiklere olan güvenini artırması gerekiyor” ifadesi yer aldı.Raporda, Türkiye’nin fikri mülkiyet hukuku alanında, özellikle mevzuat uyumu açısından iyi bir hazırlık düzeyi olduğu ancak uygulamanın iyileştirilmesi gerektiği kaydedildi.Raporda, seçimlerin ardından Merkez Bankası para politikasını sıkılaştırmaya başladığı, yeni hükümetin artan mali açığı sınırlayacak önlemler aldığına dikkat çekildi. Evet, AB Komisyonu tarafından hazırlanan raporda ekonomimize ilişkin görüşler bu şekilde. Raporda, Türkiye’nin bir derlenip-toparlanma sürecine girdiğine işaret edilmesi dikkat çekici.
Recent Comments
Görüntülenecek bir yorum yok.