MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli’nin gündeminde İsrail-Filistin savaşı vardı. Yeni bir Sevr dayatması olduğunu ifade eden Bahçeli, “Orta Doğu’da ateşlenen füzelerin atılan bombaların düzenlenen suikastların bir sonraki etabı Anadolu coğrafyasıdır. Bugün mesele Beyrut değil Ankara’dır, hedef Şam Bağdat değil İstanbul’dur. İsrail terörünün emperyalist alçaklığın küresel barbarlığın saklı ajandasında Türkiye vardır” dedi. Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, Konuşmasına “siyasette birlik” mesajı ile başlayan Bahçeli, şunları söyledi:”Bize göre doğru siyaset buluşturan, yakınlaştıran, kavuşturan, kucaklaştıran, kutupları teker teker aşındıran ahlaklı siyasettir. Doğru siyaset sorumluluk duygusunu ilke edinen , kardeşlik ve kaynaşma kültürünü vatan ve millet sevgisiyle eklemleyen akıl dolu siyasettir.
Tehditlerin kol gezdiği bulanık dönemlerde, bekamıza çevrilmiş kanlı namlılarla karanlık niyetlerin çevremizde sırayla nöbete girdiği bir zaman diliminde mili birlik ve dayanışma ruhumuzu zinde tutmak, dengeli, düzgün ve doğru siyasetin vazgeçilmez erdemidir. Bu erdeme bağlıyız. Bu erdemin refakatiyle önümüze gerilen perdeleri yırtıyor, münasebetlerimizi kuruyor, mücadelemizi yürütüyoruz. Biz siyaseti bir savaş biçimi olarak ele almıyoruz, insanların birbiri üzerine egemenlik kurması olarak değerlendirmiyoruz biz siyaseti teorik ve retorik arka planı Batı’nın sınıf çatışmalarına dayanan bundan mülhem toplumun düşman kamplara bölünmesine çanak tutan kriz ve grilim süreci olarak tanımlamıyoruz ve kabul etmiyoruz. Çünkü sınıflı bir toplum yapısını tamimiyle reddediyoruz. Siyasette hiç kimseyle hiçbir parti ile kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz konuşup çözemeyeceğimiz bir şey yoktur. Siyasi alakamız sert veya yumuşak tavrımız tek tek fertlerin şahsiyet kalibreleri değil fikir ve düşünce kapasiteleriyle sınırlıdır.””UZATTIĞIM EL MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİĞİMİZİN MESAJIDIR”Meclis’in açılış gününde DEM partili milletvekilleri ile tokalaşan Bahçeli konuya ilişkin şöyle konuştu:”Bu hakikatlere sırtımızı dönemeyiz, hızla akan tarih nehrinin kıyısına fütursuzca çıkıp hayatın ve hadiselerin geçişini atıl bir şekilde hiçbir şey yokmuş gibi seyredemeyiz. MHP Genel Başkanı olarak Cumhur İttifakı’nın duruşuna müzahir bir şekilde DEM sıralarına giderek elimi uzattım, doğaçlama olmayan bu iyi niyetli tutumumu siyasi nezaketten öte önümüzdeki cumhurbaşkanlığıçarpışması ve yeni anayasa için cephe genişletme çabası olarak görenler mayın tarlasında söğüt gölgesi arayan biçarelerdir. Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır.
Öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmaya teşebbüs etmeyiz. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz gelişi güzel keyfe keder, can sıkıntısından anlık dürtülerle dümenden el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. Öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmaya teşebbüs etmeyiz. DEM’e düşen sorumluluk uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir.”
“BİZ CHP’NİN SİYASETİ İLE İLGİLİYİZ”CHP lideri Özgür Özel hakkında ortaya atılan iddialar için konuşan Bahçeli şunları kaydetti: “Özgür Beyin özel hayatıyla ilgili servis edilen iftiraların hiçbirisi siyasetimiz konusu olmaz olamaz olmayacaktır. Biz CHP’nin siyaseti ile ilgiliyiz. Bunun dışında ne söylenirse söylensin kulaklarımızı kapatmış haldeyiz. Bizim el sıkışmamızı normalleşmeye bağlayan Özgür Bey’in yanıldığı ortadadır. Hiç kimseyle tarla davamız yoktur. Türkiyemiz sınırların haricinden aşırı ve anormal tehdit sarmalındadır. Milli güvenlik sorunlarımız katlanmıştır. Kısır çekişmelerle meşgul olursak sorarım sizlere mahşer günü ne yapacağız? Böylesi bir karanlık yola çıkarak, felakete kılavuzluk yaparsak bunu tarihe nasıl anlatacağız? Bunun hesabını iki cihanda nasıl vereceğiz? Türk Milleti böylesi bir zilleti asla kabul etmez. Mezhebi, kökeni, yöresi ne olursa olsun hiçbir kardeşim buna razı olmaz. Türkiye bir ve bütün olur, sahnelenmek istenen vandal oyuna gelmez.””Aziz milletimiz kardeşliğine, birliğine, güvenliğine ve varlığına musallat olan, tarihsel ve dini temelleri bulunan Siyonist ve emperyalist tehlikeyi elinin tersiyle iter ve muhataplarının yüzüne çarpar. Sonsuza kadar var olmanın inancıyla, Anadolu coğrafyasında sözde hak iddia eden, Nil’den Fırat’a vaat edilmiş toprakların teminine çalışan Yecüc ve Mecüclere dünyanın kaç bucak olduğunu muhakkak gösterir. Üzerinde yaşadığımız toprakların bir bölümü vaat edilmiş değil, Cenab-ı Allah’ın bahşettiği nimettir ve Türk milletine lütfedilmiştir. Habis ve hain niyet sahiplerini uyarıyorum, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, aynı şekilde milyonlarca Türkiye Sevdalısı, al bayrağımıza kem gözle bakanların gözünü oyar. Hepsinin bileğini değil bükmek, kırıp atar. Vatan namustur, millet onurdur, devlet var oluş güvencesidir. Bunlar üzerinde tartışma yapmak için fırsat kollayanlara bu dünyayı dar etmek bizim için şeref konusudur. Bunlar üzerinde tartışma yapmak için fırsat kollayanlara bu dünyayı dar etmek bizim için şeref borcudur. Aziz vatan bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuş, bahse konu mevzu bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Aradan geçen on asır, bu coğrafyadan serpilip çağların alnına mührünü vurmuş bir büyük milletin azametine, ahlakına, adaletine, cesaretine, insaniyetine, şevketine, şefkatine sonuna kadar şahit olmuştur. Bu milletin adı Türk milletidir.””İSRAİL TERÖRÜNÜN SAKLI AJANDASINDA TÜRKİYE VARDIR””Bir kez daha düşününüz bir kez daha oynanan oyunun bütününü tarihi perspektifle değerlendiriniz, arşımızda yeni bir Sevr dayatması olduğunu mutlaka göreceksiniz. Orta Doğu’da ateşlenen füzelerin atılan bombaların düzenlenen suikastların bir sonraki etabı Anadolu coğrafyasıdır. Bugün mesele Beyrut değil Ankara’dır, hedef Şam Bağdat değil İstanbul’dur. İsrail terörünün emperyalist alçaklığın küresel barbarlığın saklı ajandasında Türkiye vardır.”“KENDİMİZE GELMELİYİZ, CEZALARI ARTTIRMALIYIZ””Küresel ve bölgesel vahşetin yükselen çıtası yaygınlaşırken, ülkemizde her gün bir yenisine şahit olduğumuz cinayet, taciz ve şiddet vakalarının gittikçe yaygınlaşması toplumsal endişe ve infiali tırmandırmaktadır. Psikopat bir cani tarafından İstanbul Fatih ve Eyüpsultan’da peş peşe işlenen tasarlanmış cinayetler, Beyoğlu’nda görülen taciz olayı, Sıla bebeğin hayatını kaybetmesi, asayişsizliğin yoğunlaşması, kavga ve karışıklık bekleyenlerin ümitlenmesi milletimizi derinden yaralamaktadır. Şiddete karşı sıfır toleransla muamele etmekten başka seçeneğimiz kalmamıştır. Bugünün insanı, bugünün şiddet sahnesinde görülen ızdırap verici vakalar karşısında bezgin ve bitkindir. Milliyetçi Hareket Partisi ARGE çatısı altında, “Bireysel ve Toplumsal Şiddetle Mücadele” etmek maksadıyla saygın ve alanlarında parmakla gösterilen uzman ve akademisyenlerimizden teşekkül eden bir komisyon kurmuş bulunuyoruz. Bu komisyonumuz inanıyorum ki, kısa zamanda çalışmalarını ikmal edecektir. Şiddet karşısında sessiz kalamayız. Geleceğimizi şiddete rehin bırakamayız. Derlenmeliyiz, toparlanmalıyız, kendimize gelmeliyiz, cezaları artırmakla beraber; şiddetin ürediği ana yatağı kurutmak zorundayız. Temellerimizi kazıp, kaynağımıza inip saçılan hastalık tohumlarını bulup çıkarmalıyız. Bu durum aynı zamanda ülkemiz ve milletimiz için bir diğer beka konusudur.”