Emekli Memur-Sen Başkanı Ali Küçükkösen, emeklilerin taleplerini gündeme getirmek için Memur-Sen Konfederasyon’un konferans salonunda basın açıklamasında bulundu. Küçükkösen, emeklilerin çok ciddi hak kayıplarına uğradıklarını ve sosyal devlet olmanın gerekliliklerinin yerine getirilmediğini belirtti.
Son 6 aydır emeklilerin sorunları için normalin üzerinde bir hak mücadelesi verdiklerini belirten Küçükkösen, “Emekli Memur-Sen olarak, Temmuz ayında kamu görevlilerine yapılan 8 bin 77 lira iyileştirmenin emeklilere de yapılması, 1 Ekim itibarıyla çalışmalarına başlayan TBMM’ye çağrıda bulunarak emekli aylıklarımızın artırılması, 29 Aralık 2023 tarihi itibarıyla ise Ulus Meydanı’ndan yeni yılda insanca yaşamaya uygun emekli aylıkları için basın açıklamaları gerçekleştirmiştik. Israrımızın, kararlılığımızın ve mücadelemizin sebebi; 6 aydır emekli aylıklarımızın hak edilen seviyeye çıkarılmaması, sesimizin duyulmaması, taleplerimizin karşılık bulmamasından kaynaklanmaktadır. Mevcut aylıklarla emekliler ne 6 ay daha mücadele edecek, ne geçim derdini sürdürecek, ne de hayatını idame ettirecek seviyededir. Emekli olabiliriz ama hakkımız olanı almak ve sendikal hakka kavuşmak için mücadelemizde kararlıyız. Emeklileri, yaşlı olarak gören bakış açısına karşı, tecrübeli, kararlı ve hürmet görmeyi hak eden gerçeğini yansıtmak için buradayız” ifadelerini kullandı.
Ortada büyük bir adaletsizlik olduğunu belirten Küçükkösen, “Kamu personel sistemi kurgulanırken kamu hizmetine ya da kamu görevlisine ilişkin bir süreç esas alınmamıştır. Kamu görevlisi gibi emeklisi de personel sisteminin bir parçasıdır. Mevcut kadro unvanı üzerinden kamu görevlisine yapılan iyileştirmeler, kamu görevlisi emeklisini de etkilemektedir. Mevcut kadronun ek göstergesi artarsa, emekli kamu görevlisinin de ek göstergesi artar. Mevcut kadronun taban aylığı artarsa, emekli kamu görevlisinin de taban aylık tutarı artar. Mevcut kadronun aylık, gösterge aylığı, kıdem aylığı artarsa, emekli kamu görevlisinin de bu unsurların artış oranına göre emekli aylıkları artar. Yani, kadro sadece kamu çalışanına verilmiş bir hak ve menfaat değil aynı zamanda kamu emeklisini de kapsayacak bir haktır” dedi.
Bizler emekli olduğumuzda, memur emeklisiyiz diyoruz. Neden? Çünkü emekli olduğumuz kadro, bizim haklarımızı sadece çalışırken ya da emekli olurken değil, emeklilik sürecimizin tamamında etkiliyor. Peki, kamu görevlisinin görev aylığı ve emekli aylığı arasındaki bu orantısız, adaletsiz, hakkaniyetsiz büyük farklılık neden? Cevabını da biz verelim. Bütçede tasarrufu en rahat nereden yaparız? Emekliden. Sosyal Güvenlik giderlerini en çok nereden kısarız? Emekliden. ‘8 bin 77 lirayı kamu görevlisine verelim, emeklisine sessiz kalalım’ anlayışı maalesef bu yangını körüklüyor. Gelişmiş ülkeler emeklilerini, el üstünde tutup, haklarını artırmak, hayat standartlarını yükseltmek için düzenleme yaparken, bizdeki mevcut durumda; emeklileri devletimize yük ve ek maliyet gibi gösteriyorlar. Sıkılaşma politikaları, mali disiplin hükümleri, tasarruf tedbirleri en çok emeklilerin üzerinde uygulandı ve uygulanmaya da devam ediyor” diye konuştu.
Emekli aylıklarıyla geçinmek artık imkansız diyen Küçükkösen, “2024 yılı için asgari ücret yüzde 49,11 artışla, 17 bin 2 lira olarak belirlendi. Aralık ayı enflasyon rakamlarının açıklanması ile işçi, Bağ-kur emeklisine yüzde 37,57; Memur ve memur emeklisine yüzde 49,25 artış yapılacak. En düşük memur maaşı (bekar) 30 bin 910 lira iken, en düşük memur emeklisi aylığı 14 bin 700 lira olarak belirlendi. İşçi emeklilerinin aylıklarının ise bu tutardan çok daha alt seviyelerde olduğu görülmektedir. Bu artış sonrası en düşük emekli aylığı asgari ücretin dahi altında kalmaktadır. Asgari ücret; bir ailenin geçinmek için alması gereken en düşük ücreti temsil ederken emekli aylıklarıyla geçim derdini sürdürmek artık imkansız hâle gelmiştir” dedi.
Türkiye’nin emeklilerine sahip çıkacak kadar büyük bir ülke olduğunu belirten Küçükkösen son olarak şunları kaydetti:
“Biz, ayrıcalık ya da hakkımız olandan fazlasını istemiyoruz. İnsan onuruna yakışır emekli aylığı almak, bizi etkileyen toplu sözleşme masasını etkilemek, temsil hakkımızı kullanmak istiyoruz. Kamu görevlisi emeklileri olarak emekliler mağdur edilmesin, geçim sıkıntıları giderilsin, örgütlenme beklentileri karşılık bulsun istiyoruz. Amaç, sosyal güvenliğe dair sorumlulukları azaltmak değil sosyal devlet anlayışıyla gereğini yerine getirmek olmalıdır. Bu yüzden tekrar söylüyoruz, Türkiye, ülkesi için emek verenlere ve devletine gönül verenlere hesap makinesinin küçük rakamlarıyla hesap yapmayacak kadar büyük bir devlettir. Devletimizden beklentimiz; kamu görevlilerine yapılan seyyanen ödemenin emeklilere de yansıtılması, çalışan-emekli arasındaki uçurumun azaltılması, eksikliklerin gidermesi, sesimizin duyulmasıdır.”