Türk Veteriner Hekimleri Birliği Olağanüstü Genel Kurulu ve Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılında Veteriner Hekimlik Kurultayı Ankara’da yapıldı. TVHB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan açılış konuşmasında son zamanlarda Türkiye’nin gündemindeki sahipsiz hayvan popülasyon sorununa da değindi.
Veteriner hekimler olarak yaşadıkları hak kayıplarına, ötekileştirilmeye ve yok sayılmaya rağmen fedakarca ve sabırla görevlerini yapmaya devam ettiklerini belirten Arslan, “ Çünkü biz biliyoruz ki; üstlendiğimiz görevlerin ihmal edilmesi; Ülkemize kattığımız ekonomik değerler bir yana, insan sağlığı için vazgeçilmez olan koruyucu hekimlik, aşı üretimi, güvenilir ve yeterli gıdaya erişim ile hayvan sağlığı /refahı, çevre sağlığı gibi hayati alanlarda ciddi sorunlara neden olacak. Ancak aldığımız risklere ve yıllardır süren sabırlı bekleyişimize rağmen teşkilat yapımız, özlük haklarımız ve ücretlerimiz açısından mesleğimizin uğradığı haksızlık ve değersizleştirme devam etmektedir” diye konuştu.
Arslan, “Öncelikle köpek saldırısı sonucu yaralanan ve vatandaşlarımız için büyük üzüntü duyduğumuzu ifade etmek isterim. Meslek örgütü olarak öncelikle şunu söylemek isteriz ki, yıllardır yapılan çalışmaların etkili olmadığını, popülasyon yönetiminin bu şekilde olamayacağını raporlar halinde yetkililerle, kamuoyuyla paylaştık. Çözüm önerilerimizi sunduk ancak bize kulak verilmedi, Yerel yönetimlerde çalışan meslektaşlarımızın uyarıları haykırışları yetkilerin dikkatini çekmedi. Nihayet sorun, Hayvan sağlığı ve refahı başta olmak üzere, insan ve çevre için olumsuz sonuçlarını derinden yaşadığımız bir hale evrildi. Mevcut bakımevlerinin fiziki koşulları, alt yapıları, personel sayıları, imkan ve kapasiteleri ihtiyacın çok altındadır. Buna ek olarak kamuda istihdam edilen veteriner hekim sayısı yetersizdir ve istihdam edilen veteriner hekimlerin etkinliği en aza indirilmiştir. Türkiye’de 2022 yılına kadar mikroçipe dayalı ulusal boyutta dijital kimliklendirmenin yasal zorunluluğun olmaması sahip tespitleri yapılmadığından terk edilmelerin önüne geçilememiştir. Kontrolsüz üreme ve denetimsiz satışların önüne geçilememiştir.
Bazı Bakanlıkların işbirliği halinde başladığını basından öğrendiğimiz çalışmaların içeriğinin ne olduğunu maalesef veteriner hekimler olarak bilmiyoruz. Bu nedenle katkı veremiyoruz, yine sahadan uzak, uygulaması mümkün olmayan ve bir 20 yıl daha kaybetmekten kaygılıyız. O nedenle çözüm için ilk önerimiz 40 bin veteriner hekimin meslek örgütü olan TVHB’nin yapılan hazırlık çalışmalarına dahil edilmesidir. Mevcut durumda çözüm için düşünülen “büyük barınaklarda hayvanların toplanması projesi” ilgili yasa maddesi gereği mümkün değildir. Sokağa terklerin önlenmesi için hangi yaşta olursa olsun sahipli hayvanlara mikroçip uygulanarak kayıt altına alınması için gerekli kanun değişikliği derhal yapılmalıdır. Bu uygulama sokak hayvanları için de yapılmalı ve ilgili bakanlık tarafından tek bir programda toplanmalıdır.
Tüm il ve ilçelerde veteriner işleri müdürlüğü kurulması zorunlu hale getirilmelidir. Yine İller idaresi yönetici atama yönetmeliklerine bu müdürlükler için atanacak kriterlerde veteriner hekim olma zorunluluğu getirilmelidir. Bireysel sahiplenmemin yanı sıra, ülkemizde bulunan çok sayıda şirketin ve kamu kurumlarının hayvanları sahiplenmesi özendirilmelidir. Başta bu konuda önemli tecrübesi olan yerel yönetimler olmak üzere, fakülteler ve sayısı 8000 civarında olan serbest veteriner hekimler kısırlaştırma çalışmalarında görev almalılar. Yukarda saydığımız sorunlar ve veteriner hekimlerin sorunlarının çözülebilmesi için Meclis’te tartışılması gerekir. Bunu sağlayacak veteriner hekimler ne yazık ki genel seçimlerde partiler tarafından değerlendirilmemiş, aday olan meslektaşlarımız Meclis’e girememiştir. Genel seçimlerde yaşanan sürecin yerel seçimlerde yaşanmayacağını ve aday adayı olan veteriner hekimlerin değerlendirileceğini umuyoruz. Ancak, öyle bir noktaya geldik ki sorunlarımızı çözmek için kendi partimizi kurma fikri bile mesleki camiamızda tartışılmaya başlanmıştır” ifadelerini kullandı.