50 bini aşkın eczacının uzun süredir büyük ekonomik zorluklarla mücadele ettiğini ifade eden Abbasoğlu, “İlaç fiyatlarının sabitlenmesi, firmaların kar marjlarının düşmesine ve dolayısıyla üretimden çekilmelerine neden olmaktadır. Bu da ilaç temininde ciddi sıkıntılar yaratmakta ve özellikle hastaların ilaca erişimini zorlaştırmaktadır. İlaca kolaylıkla erişim, halk sağlığının en önemli önceliklerinden biridir. Bu sorunun çözümüne yönelik önlemlerin ivedilikle alınması gerekmektedir” dedi.
ECZACILIK MESLEĞİ SÜRDÜRÜLEMEZ BİR HALE GELDİHastaların ilaca ulaşamamasına yol açan politikaların ülkedeki ekonomik kriz ile birleşince aynı zamanda eczane ekonomilerini içinden çıkılamaz bir darboğaza soktuğunu ifade eden Abbasoğlu, “İlaca erişimdeki sıkıntılar ve düşen kâr marjları, enflasyonun etkisiyle artan kira ve personel giderleri, eczacılık mesleğini sürdürülemez bir hale getirmiştir. Hastalarımızın ilaca erişiminde yaşadığı sıkıntıların giderilmesi ve eczacıların ekonomik sorunlarının çözüme kavuşması için günümüz koşullarını karşılamaktan uzak 2004 tarihli İlaç Fiyat Kararnamesi sektördeki tüm paydaşların katılımıyla mevcut ihtiyaçlara göre yeniden oluşturulmalıdır” diye konuştu.
Abbasoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasında yapılan İlaç Temin Protokolü 1 Ekim 2024 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen, dört aydır yeni bir protokol imzalanmamıştır. Bu belirsizlik hem eczacılara hem de hastalara yönelik büyük bir risk oluşturmakta, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.”
YÜKSEK MUAYENE ÜCRETLERİ VE HASTA KATILIM PAYLARI GERİ ÇEKİLMELİDİR!Abbasoğlu, “25 Ocak 2025 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile ayaktan tedavi ve diş hekimi muayenesi katılım paylarında önemli artışlar yapılmıştır” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü: “Söz konusu değişiklik ile eğitim ve araştırma hastanelerindeki muayene ücreti, 7 TL’den 45 TL’ye, özel hastanelerdeki muayene ücretleri 15 TL’den 50 TL’ye yükselmiştir. Katılım payları uygulaması, her şeyden önce bireylerin ilaç hakkına erişiminin önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir. Sağlık ve sosyal güvenlik, Anayasa’da güvence altına alınmış bir hak olmasına rağmen hasta katılım paylarının hem oran hem de çeşit olarak artırılması kabul edilir bir durum değildir. Öte taraftan muayene katılım payı ve reçete katılım payı gibi maliyetlerin tahsili, eczacıların sırtına yüklenerek eczacılar adeta bir tür veznedara dönüştürülmektedir. Eczacılar, sağlık hizmeti sunma görevini yerine getirirken, bu tür mali yükler nedeniyle asıl görevlerine odaklanmakta zorlanmakta ve bu süreçte mesleki itibarları zarar görmektedir. Dolayısıyla tüm vatandaşlarımız şunu bilmelidir ki muayene ücreti ve reçete katılım payı adı altında eczanelerde ödediğiniz ücretler, aslında eczacılarımız tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu adına tahsil edilmektedir. Bu doğrultuda, sağlığın ticarileşmesine, hastalara birer müşteri gözüyle bakılmasına ve eczacıların mağdur olmasına yol açan bu tür uygulamalara bir an önce son verilmelidir.”
KAMU ECZACILARI HAKLARINA KAVUŞMALIKamuda çalışan eczacıların çalışma koşullarında ve özlük haklarında bir düzenleme yapılmadığına dikkat çeken Abbasoğlu, “Bakanlıklarda, kurumlarda, hastanelerde ve diğer sağlık kuruluşlarında görev yapan kamu eczacılarının hak ettikleri koşullarda görev yapmaları ve özlük haklarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde sağlık sistemine yıllarca hizmet etmiş emekli kamu eczacılarının özlük haklarının iyileştirilmesi Ankara Eczacı Odası olarak önem verdiğimiz konuların başında gelmektedir” ifadelerini kullandı.
YENİ ECZACILIK FAKÜLTESİ AÇILMAMALIAbbasoğlu, uluslararası standartlarda kaliteli eczacılık eğitiminin sağlanması ve mesleki sürdürülebilirlik için, Türkiye’de yeni eczacılık fakültelerinin açılmaması gerektiğini söyleyerek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ülkemizin daha fazla eczacılık fakültesine ihtiyacı yoktur. Alt yapıdan ve akademik kadrodan yoksun eczacılık fakültelerinin yerlerine, ilaç Ar-Ge merkezi kurulmalı, mevcut eczacılık fakültelerinin kontenjanları kademeli olarak düşürülmeli ve eczacılık fakültelerine giriş için başarı sıralaması 50 bin ile sınırlı tutulmalıdır.”
