Ülkemizde vatandaşlarımızı derinden etkileyen gıda enflasyonunda zirvedeki yerimizi korumaya devam ediyoruz. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), geçtiğimiz günlerde üye ülkelerin eylül ayı gıda enflasyonunu açıkladı. Buna göre OECD ülkelerinin genelinde gıda enflasyonunda düşüş devam ederken, Türkiye yüzde 75’le ilk sırada yer aldı. Ülkemiz ikinci sıradaki Macaristan ile arasındaki fark yüzde 62’ler düzeyine ulaştı.
OECD’nin raporuna göre üye ülkelerin gıda ortalaması üst üste 10 aydır gerilerken ülkemizde 38 aydır artıyor. OECD ülkelerinin geneline bakıldığında ortalama gıda enflasyonu yüzde 8,1 olurken, gıda enflasyonu 9 OECD ülkesinde yüzde 10’un üzerinde seyrediyor.
OECD yıllık enflasyon oranının ağustos ayındaki yüzde 6,4 seviyesinden eylül ayında yüzde 6,2’ye düştüğünü belirtirken, enflasyon oranı eylül ayında ağustos ayına göre 27 OECD ülkesinde düşüş, diğer sekiz ülkede artış gösterdiğine işaret etti. Eylül ayında Türkiye, Macaristan ve Kolombiya’da çift haneli enflasyon kaydedildi.
OECD verilerine göre, en düşük gıda enflasyonu Çekya’da gerçekleşti. Bu ülkede artışın aksine düşüş yaşandı ve eksi yüzde 3 oldu. Bu ülkeyi, yüzde 2.4 ile ABD, yüzde 3.8 ile İsviçre, yüzde 4.6 ile Finlandiya ve yüzde 4.7 ile Avusturalya izledi.
OECD ülkeleri içinde, en yüksek gıda enflasyonunun yaşandığı ülke ise yüzde 75 ile Türkiye oldu. Türkiye’yi yüzde 13.2 ile Macaristan, yüzde 12.4 ile İzlanda, yüzde 12.2 ile İngiltere ve yüzde 11.5 ile Kolombiya izledi.
Şimdi bu tabloya bakarak ne kadar ümit var olabiliriz bir bakalım. Çiftçilerin en üst kuruluşu olan Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda sürdürebilirlilik için çiftçi giderlerinin düşürülmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Başkan Bayraktar, birçok üründe ekim dönemine başlandığı bir ortamda girdi maliyetlerindeki artışa işaret ederek, mazot ve gübre desteklerinin yükseltilmesi gerektiğini belirtiyor.
Mazottan alınan ÖTV ve KDV’nin tüm tarıma verilen desteklerin yüzde 70’ine denk geldiğini söyleyen Başkan bayraktar, diğer girdilerdeki artışlara da dikkat çekerek “Üretici girdi fiyatlarının pahalılığı nedeniyle yeterince gübre, ilaç ve kaliteli tohumluk kullanamıyor. Örneğin 2020 yılında 7,1 milyon ton gübre kullanan üreticilerimiz 2021 yılında 6,4 milyon ton, 2022 yılında ise 5,9 milyon ton gübre kullandı. Gittikçe düşen gübre kullanımının, 2023 yılında 5,5 milyon tona gerileyeceği bekleniyor. Bu durum üretim miktarını ve kaliteyi etkiliyor. Tarımsal üretim günümüzde daha önemli bir hale gelmişken, bunu göz ardı etmek ülke tarımını, dolayısıyla ekonomisini olumsuz etkileyecektir” diyor.
Nitekim, yapılan bir hesaplamaya göre, çiftçilere gelecek yıl içinde 16.1 milyar lira mazot desteği verileceği buna karşılık kullanılacak 3 milyar litre mazot karşılığında 46 milyar lira ÖTV ve KDV ödeyeceği belirtiliyor. Yani devlet sğ eliyle verdiğini fazlasıyla sol eliyle geri alıyor.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunuş konuşmasında çiftçi borçlarının 535 milyar liraya ulaştığını açıkladı. Çiftçi borçlarının milli hasılaya oranının yüzde 37 olduğunu belirtti. Tüm olumsuzluklara karşın çiftçilerin borçlarına sadık kaldığına dikkat çekerek geri ödemelerin yüzde 99.8 seviyesinde olduğunu söyledi.
Burada iki nokta önemli. Çiftçi borçlarındaki artış ve çiftçilerin borçlarını ödemede gösterdiği hassasiyet. Çiftçilerimiz her ne olursa olsun, borçlarını ödemede gerekli hassasiyeti gösteriyor. Ancak, devlet yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini gecikmeyle ve çiftçileri mağdur ederek yapıyor.
Ortada gerçekten garip bir durum var. Yani devlet “veriyorum” derken, çiftçi “alamadığını”, vatandaş da vergileriyle sağlanan tarım desteklerinden tüketici olarak “yararlanamadığını” söylüyor.
Burada hep söylediğimiz gibi, ilk düğme yanlış iliklendiği için diğer tüm düğmeler de yanlış oluyor. Devlet desteklerini Tarım Kanunu çerçevesinde yapmıyor. Gelecek yıl için bütçeye konan 91.5 milyar liralık destek, verilmesi gerekenin dörtte birinden bile az. Verilen destekler zamanında verilmediği gibi, bir de eksik ödenince, ilk düğme yanlış iliklenmiş oluyor. Düşünün çiftçi, 16 milyar liralık mazot desteğine karşılık, 46 milyar lira vergi ödeyince “destek” lafı sizce de havada kalmıyor mu?.
Hal ve gidiş böyle devam ettiği sürece, biz OECD ülkeleri içinde gıda enflasyonu rekortmenliğini kimse bırakmayız, tarımda her geçen gün biraz daha geriler!