TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş yeni anayasa için TBMM’de parti ziyaretlerini başlattıktan sonra yeni anayasa sürecine ilişkin tartışmalar da devam ediyor. Devlet eski Bakanı Ufuk Söylemez, Türkiye’de özellikle anayasa konusunda kavramların çok yanlış kullanıldığına dikkat çekerek, “Sivil anayasa demek, sivillerin yaptığı anayasa anlamına gelmiyor maalesef. Bir kere bunu bilmemiz gerekiyor. Evrensel hukuk kurallarının tam olarak yansıdığı, insan haklarının ve bireysel özgürlüklerin bulunduğu, kuvvetler ayrılığının sağlandığı, demokratik ilkelerin var olduğu tüm bunları tam anlamıyla özünden yansıtacak bir anayasa yapılırsa ancak sivil anayasadan bahsedilir. Bir kere buna dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca bu TBMM nasıl yapacak? Böyle bir görevlendirmesi anayasaya göre yok, anayasaya göre sıfırdan bir anayasa yapamaz yetkisi yok. Anayasa değişikliği kavramı elbette tartışılabilir. Kaldı ki Türk toplumunun gündem maddelerini dikkate alsanız ilk on maddede de anayasa değişikliği bulamazsınız. Mevcut anayasadaki ilk dört madde sıfırdan bir anayasa yapmaya da imkan tanımıyor. Anayasanın 66’ncı maddesi çok önemli. Dolayasıyla bu TBMM’nin sıfırdan anayasa yapması diye bir konu olamıyor tüm bu nedenlerden dolayı” dedi.
Mevcut TBMM’nin mevcut anayasa kapsamında sıfırdan bir anayasa yapmasının mümkün olmayacağını kaydeden Söylemez, şunları söyledi: “Bunu söylemek için anayasa hukukçusu olmaya gerek yok. Konunun uzmanları da bunu söylüyor zaten. Bu Meclis yeni bir anayasa yapamaz, nedeni ise böyle bir yetkisi de yok, böyle bir görevlendirme tanımı da yok. Dolayasıyla ilk dört maddenin geçerliği ortadayken, siz tutup sıfırdan yeni bir anayasa yapacağım diyemezsiniz. Anayasa değişikliği elbette olabilir. Bugüne kadar da zaten birçok kere TBMM anayasa değişikliği yaptı. Ancak yeni anayasa, yani sıfırdan anayasa yapma yetkisi yok, böyle bir tanımı da yok mevcut TBMM’nin. Kaldı ki 2023 yılında yapılan seçimle TBMM üyeliğine hak kazanan milletvekilleri mevcut anayasa üzerine yemin ettiler. Üzerine yemin ettikleri bir anayasayı nasıl değiştirecekler? Bunlar başlı başına sorun. Bu Meclis’in anayasayı sıfırdan yapma yetkisinin olmadığı anayasa hükümleri gereğince ortadadır. Anayasa değişikliği elbette yapılabilir.”
AK Parti iktidarın daha önce anayasa değişikliği yaptığını ve bunu da halkın oyuna sunduğunu hatırlatan Söylemez, “AK Parti iktidarları döneminde 12 ya da 13 kez zaten anayasa değişikliği yapıldı. Bunların bir kısmı da örneğin 2010, 2018 yıllarında olduğu gibi referanduma sunuldu. Daha önceki yıllarda da anayasa değişiklikleri yapıldı. Peki, neden hala bir anayasa değişikliği yapma ya da yeni bir anayasa yapma ihtiyacı duyuyor mevcut siyasi iktidar? Bu sorunun cevabı nedir? Anayasanın cıvatalarını mı gevşetmek istiyor, yoksa bir takım kurumlara istediği gibi hukukçu mu atamak istiyor? Yargıtay’da son yaşananlar ortada. Bu sorular çok tehlikeli ve hukuk açısından, evrensel hukuk ilkeleri açısından çok sakıncalı durumlar yaratabilecek konular. O nedenle anayasa yazımı konusunda yani yeni bir anayasa yapımı konusunda bu iktidarın ve bu meclisin böyle bir yasal konumu olmadığı görüşü zaten genel olarak kamuoyunda ağırlık kazanan görüş olarak ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Modern toplumlarda anayasa metinlerinin gerek değişiklik konusunda, gerekse yeniden yazım konusunda çok geniş bir mutabakat zemininde hazırlanmasının önemli olduğunu belirten Söylemez, şunları ifade etti: “Anayasa değişikliği yapmak çok geniş bir mutabakat ile olur. Yani toplumun tüm kesimleri, mevcut siyasi partiler, TBMM’de gurubu bulunan siyasi partiler hepsi üzerinde anlaşılır yapılacak değişikliğin. Bugünkü tabloya baktığımız zaman TBMM’deki partilerin tam anlamıyla bir uzlaşma sağlamaları mümkün görünmüyor. Bazı partiler öreğin anayasanın 66’ıncı maddesinde değişiklik istemiyor. Anayasanın ilk dört maddesi zaten değiştirilemiyor. Bu iki konu başlı başına önemlidir anayasamızda. Dolayasıyla bu konuda bile tam bir mutabakat yok. TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk döneminde yapılan anayasa değişikliği çok geniş kapsamlı bir mutabakat ile yapıldı o dönem. Cindoruk bu konuda hassas davrandı ve geniş bir mutabakat sağlandı. Değişiklik konusunda bile böyle bir zemin aranırken, sıfırdan anayasa yazımı konusunda nasıl davranacaksınız? “
AK Parti iktidarının anayasa değişikliklerinin ardından tekrar anayasa metni yazımını gündeme getirmesinin toplumda bir karşılığının görülemediğini kaydeden Söylemez, “Türk toplumunun en son yapılan seçimden sonra gündemi belli oldu zaten. Toplum şu anda bambaşka konular konuşuyor. Türk halkının gündemini maddeler haline getirseniz belki de ilk on madde arasında yeniden anayasanın yazılması gibi bir başlık bulamazsınız. Enflasyon ve gıda enflasyonu sıralamalarında dünyanın birçok ülkesinin gerisinde kalmış bir Türkiye’de maalesef öncelikli gündem maddesi geçim. Yoksullaşan emeklilerin geleceği. İşsizlik, dar gelirli ailelerinin geçim sorunları. Bunlar dururken, ekonominin ihtiyaçları, toplumun ekonomik ihtiyaçları dururken böyle bir gündem maddesiyle toplumun önüne çıkmak ne kadar gerçekçi olacaktır? Tüm bunların sonunda Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı konusu da ayrı bir tartışma konusu olarak önümüzde duruyor” ifadelerini kullandı.