Kazan kaynarsa…

Maçtan çekilme başkanın görevi bırakması, puan silme ve daha nicesi aldı başını gidiyor.
Adana Demirspor ile Galatasaray takımları arasında yaşanan olaylar küçümsenmemelidir. 
Takımlar şampiyonluğa oynarken kümede kalmak için mücadele edenlerde olacaktır.
Kimine göre verilen penaltı, kimine göre de değil. 
Sporun doğasında olan olaylar devam ederken yaşanan olaylar dikkate değerdir.
Takımlar haksızlığa uğradığını düşündüklerinde hemen sahadan çekilmezler.
Ardından gelecek, gelişebilecek olaylar vahim durumlar yaratabilir.
Profesyonellik diye bir şeyi duymayanlar duysun.
Takım haksız yere aldığı penaltıdan dolayı sahadan çekilmez.
Keyfiyetten, canı sıkıldığından dolayı sahayı terk etmek mahalle takımlarında olur.
Böyle bir olay İngiltere, İtalya veya Almanya gibi ülkelerde yaşanır mı?
Spor disiplini, mücadele ve etik kuralların olduğu yerde bu tür davranışlar olamaz.
Ölümüne mücadele ederler ama kimseye zarar vermeden,
Son saniyeye kadar koşarlar ama yorgunluğu göstermeden,
Hırslarına yenik düşmez rakibi sakatlamaz, hakeme saldırmaz ve sağa sola küfretmezler.
Protokolde oturanlar örnek olup son saniyeye kadar maçın bitmesini beklerler.
Yönetimler sahaya inip ne hakeme ne de sporcuya saldırmaz.
Eğitim ve spor ahlakı bunun için olmazsa olmazdır.
Rantın ve görgüsüzlüğün geldiği olumsuz noktadan kurtulamıyoruz.
Verilen penaltı veya sporcuya yapılan hareket ve karar yanlış olabilir.
Önemli olan centilmenlik içinde yapılan yanlışı tolere etmektir.
Son dakikaya kadar mücadele edip yenilmekte şereftir.
Galip gelmek kadar yenilmenin de normalini kabullenmek centilmenliktir
Verilen haksızlığa karşı dik duruş sergilemek olgunluktur.
Küme düşerken bile örnek davranış sergileyip saygılı olmak profesyonelliktir.
Sporcu ve yöneticilerin sinirlerine hâkim olup davranışlarını kontrol etmeleri için psikolojik desteğe ihtiyaçları var gibi…
Görüntülerden dolayı sevinenler kadar nefret edenlerin de olduğu unutulmamalıdır.
Eğitim, yetenek, yönlendirme konularında organize olmayı başarmalıyız.