Kreş fiyatları kadın istihdamını düşürür

Kreş fiyatlarından dolayı kadın istihdamının düşeceğini ifade eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ankara Temsilcisi Tuana Gençer, devlet yetkililerinin acilen kreş fiyatlarının önüne geçmek için politikalar üretmesi gerektiğini belirtti. 
Türkiye’nin her yerinde kreş fiyatlarına yapılan zamlar dudak uçuklatmaya devam ediyor. Ankara’da ortalama bir kreş fiyatı aylık 20 binden başlıyorken, belediyelere bağlı kreşlere de fahiş zamlar yapıldı. Keçiören Belediyesi bünyesinde yer alan kreşlere yüzde 180 zam yaparak birinci olurken konuyu gazetemize değerlendiren Tuana Gençer, kreş fiyatlarının yüksekliğinin çocuğu olan kadınları çıkmaza soktuğunu vurguladı.  
“KREŞ FİYATLARININ ARTMASI KADININ SORUNU OLARAK GÖRÜLÜYOR”Sözlerine enflasyonun çok yüksek olmasının A’dan Z’ye her şeye büyük zamlar gelmesine neden olduğunu söyleyerek başlayan Gençer, “Esasında bu duruma derinleşen bir ekonomik kriz diyebiliriz. Ekonomi ne zaman kötüye gitmeye başlarsa ilk olarak yoksulları etkiliyor ve bu noktada da kadınlar da paylarına düşeni alıyor. İş hayatına katıldığında kadın ek gelir olarak görüldüğünden işyerinde kötü giden bir durumda ilk işten çıkarılanlar kadınlar oluyor. Yani kadınlar ekonominin kötü gittiği noktada birçok durumla mücadele eder hale geliyor” dedi. 
TÜİK’in verilerine göre 10 milyon kadının iş gücü olarak sayılmadığını belirten Gençer, “Yani 10 milyon kadın ev işiyle ilgilendiği için iş gücüne dahil edilmiyor. Kadınların çocuğu olduğunda da ev içi emek ve çocuğun bakımına ilişkin her unsur kadının doğrudan sorumluluğu görüldüğünden kreş fiyatlarının artması da bir noktada daha çok kadınların sorunu olarak görülüyor. Bir noktaya kadar doğumdan sonra kadınlar izin kullanabiliyor, sonrasında birçok nedenden dolayı iş hayatına katılmayı düşünemiyor. Son birkaç yıldır hızla artan kreş fiyatlarının etkisinin de büyük olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu noktada kadın ekonomik bağımsızlığını sağlayamıyor, şiddet gibi evlilikte çıkan sorunlarda da ekonomik özgürlüğünü kazanamadığından neredeyse boşanmayı aklından bile geçiremiyor. Böyle olunca da mutsuz evlerde büyüyen çocuklar sonrasında hayatın her alanında sıkıntılarla boğuşuyor” dedi. 
“DEVLET KREŞLER YAPMALI, KREŞ HİZMETİ İSE ÜCRETSİZ OLMALI”“Sadece iş hayatına katılım konusu da değil, anne olan bir kadın sosyal hayatı da olsun istiyor” diyen Gençer sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama bu da mümkün olmuyor. Çünkü çocuk doğduktan sonra sadece kadının sorumluluğundaymış gibi görülüyor. Fakat bunların hiçbiri erkeğin sorunu olmuyor. ‘Çocuğu olduğu için çalışamayan erkek’ diye bir cümleyi kurmak bile kulağa tuhaf geliyor, çünkü alışıldık bir şey değil. Ne yazık ki kreş fiyatlarının yüksekliğinin konuşurken konu dönüp dolaşıp kadının iş hayatına katılamamasına geliyor. Bu da esasında sorunun toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını gösteriyor.”
Gençer konuşmasını, “Bunu esasında kadının sadece iş hayatına katılımı için de düşünmemek gerekiyor. Kadın hayatına devam edebilmek için özel bir alana da ihtiyaç duyuyor, bu noktada kadın bunu da sağlayamaz hale geliyor” diye sürdürdü. 
“Enflasyonun çok yüksek olması, Türkiye’de hayatın her geçen gün daha da pahalı hale gelmesi bir evde tek kişinin çalışmasıyla üstesinden gelinecek bir durum değil” diyen Gençer, “Ekonomik şartları göz önüne alacak olursak özellikle evliliğin olduğu hanelerde mutlaka 2 kişinin çalışması gerekiyor. Öte yandan ilkokul çağında olmayan çocuklu ailelerde kreş fiyatlarının çok yüksek olması ne yazık ki bunu engelliyor. Tüm bunların aşılabilmesi için yapılabilecek ilk şey devletin sürekli yeni kreşler açması, açılan kreşlerin de ücretsiz hizmet vermesinden geçiyor. Zaten olması gereken de eğitimin eşit ve ücretsiz olmasıdır” ifadelerini kullandı.  
“KREŞLERİN ÜCRETSİZ OLMASI İLE KADIN İSTİHDAMI ARTAR”Yakın zamanda Türkiye’de yerel seçimlerin yapıldığını hatırlatan Gençer, “Ankara’daki belediyeler halihazırda kreş hizmeti veriyorken yeni kreşleri açacağını ise seçim vaatti olarak kullandı. Belediyeler dahil kreş açabiliyorsa devlet neden yapamasın ki? Devlet kurumları ve belediyeler sürekli yeni kreşler açar, her geçen gün üzerine yenisini eklerlerse hem kadın istihdamı artar hem de kadınlar ekonomik olarak özgür olur. Bu noktada birçok şey birbiriyle bağlantılı olduğundan kadınlar ekonomik özgürlüklerini kazandıkları takdirde kadına şiddetin de son bulacağına inanıyorum” diye konuştu. 
BELEDİYELER KREŞLERE FAHİŞ ZAMLAR YAPTI  Belediyelerin de kreş hizmetini ücretsiz vermesi gerektiğine vurgu yapan Gençer sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyükşehir Belediyesi de dahil olmak üzere Ankara’daki belediyelerin birçok kreşi var, her geçen gün de yenilerini yapıyorlar. Yine Ankara’dan bahsedecek olursa bizim de haberlerden takip ettiğimize göre belediyeler tarafından hizmet veren kreşlere çok büyükler zamlar yapıldı. Nasıl ki devlet kreşlerinin ücretsiz olması gerekiyorsa belediyelere bağlı hizmet veren kreşlerin de kesinlikle ücretsiz olması gerekiyor. Çünkü belediyeler ilçe halkına hizmet vermek adına hem devletten ödenek almakta hem de o ilçede yaşayan insanlardan vergi toplamaktadır.  Biz vergi kaçırmıyor, vergimizi ödüyorsak bunun karşılığında da birçok hizmete ücretsiz ulaşmak istiyoruz. Belediyelerin hizmet verdiği kreşler de buna dahildir.”
“BELEDİYE KÂR YAPMAK ZORUNDA DEĞİLDİR, ÇÜNKÜ BİR ŞİRKET DEĞİLDİR”Seçimlerden sonra belediyelerin borçlarının yeni yönetimler tarafından vatandaşlara duyurulduğunu söyleyen Gençer, “Açıklanan borçları okumakta bile zorlandık. Fakat o borçların nerelere yapıldığını tam olarak öğrenemedik, en azından yapılan kreşler için borçlanılmadığından eminiz. Belediyelerin yaptığı kreşler zaten bu borçların yanında denizdeki bir damla gibi. Birçok yerden belediyelerin gelir sağladıklarını da düşünecek olursak amaç belediyenin hem kendi çarkını döndürmesi olmalı hem de vatandaşına hizmet etmesi için bir araç olmalıdır. Yani bir belediye kâr yapmak zorunda değildir, çünkü bir şirket değildir. Bundan dolayı kazandığını da yine vatandaşı için harcamalıdır. Bu noktada da tekrar etmek gerekirse belediyeler her mahalleye birden fazla kreş açmalı ve açtığı kreş için de ücret almamalıdır. Gelinen noktada görüyoruz ki Keçiören Belediyesi hizmet verdiği kreşlerin ücretini yüzde 180 artırarak 8 bin 400 liraya çıkarabiliyor. Asgari ücretle geçinen bir aile için bu maaşının yarısı anlamına geliyor. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye’de hiçbir çalışanın maaşına yüzde 180 zam yapılmadı. Bir belediye kreşi seçim vaatlerinin içine aldıysa, ilçesinde yaşayan yurttaşların da kreşe ihtiyacı varsa ve yıllardır vergisini ödüyorsa yüzde 180 zam yapmak yerine kreş sayısını artırmalıdır. Bunun yanı sıra kesinlikle ücretsiz hizmet vermelidir” dedi. 
“KREŞLER SERBEST PİYASANIN İNSAFINA BIRAKILMIŞ”Kreş fiyatlarının serbest piyasasının eline ve insafına bırakıldığı için fiyatların bu kadar yükseldiğine vurgu yapan Gençer, “Birçok konuda ağırlığını koyabilen devletin kreş fiyatları için de aynısını yapabileceğini düşünüyorum. Neticede hiçbir anne baba tam da çocuklarının kendilerine en çok ihtiyaç duyacağı bir yaşta çocuğunu kreşe vermek istemez. Ekonomik şartlardan dolayı işe dönmek zorunda kalan annenin başka seçeneği kalmadığından, çok küçük yaştaki çocuğunu kreşe vermek zorunda kaldığından böyle bir yolu tercih etmiştir. Bu noktada devletin yapacağı ise kadın istihdamını artırmak adına kreş fiyatlarına derhâl el atmak olmalıdır. Bunun yanı sıra her ilçeye yeni kreşler yapılmalı ve kreşlerden de ücret alınmamalıdır” diyerek sözlerini sonlandırdı. 
BELEDİYELERDEN KREŞLERE REKOR ZAMLAR!Yeni dönemin başlayacak olması ile Ankara’da belediyeler kreşlerinin yeni fiyatlarını kamuoyuna duyurmaya devam ediyor. 
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kreş fiyatı yüzde 80 zam ile 4 bin 950 olurken, Keçiören Belediyesi yüzde 180 ile belediyeye ait kreşlerde birinci oldu. Böylelikle Keçiören Belediyesi’nin kreş fiyatı 8 bin 400 lirayı buldu. Çankaya ve Sincan belediyeleri yüzde 100 zam yaparak 3 bin 500 liradan 7 bin liraya çıktı. Altındağ Belediyesi yüzde 89 artırarak 6 bin lira olduğunu duyurdu. Son yapılan zamlarla belediyelerin kreş ücretleri özel kreşlerle yarışır vaziyete geldi. 
Kaynak: Haber Merkezi