Türkiye Cumhuriyeti yarınlara hazır mı?

Türkiye Cumhuriyeti bir asrı geride bıraktı. Temenni ve dileğim dünya durdukça var olması, Türkiye Cumhuriyetinin, Türklüğün asırları devirip koca çınar olarak kalmasıdır. Koca çınarın hayatını düzenli, sağlıklı ve güçlü devam ettirmesi için bünyesindeki aksayan veya yenilenmesi gereken yerlerinin yenilenmesi, bakımı gerekir. Eksik veya yanlış olan yerler tamamlanmalı, düzeltilmesi ve ya değişimi gerekiyorsa gerekende yapılmalı, yenilenmelidir. İçinde bulunduğumuz çağın gereklerini yerine getirmek, çağa uygun yenilikler yaparak geri kalma sıkıntısından da kurtulmak önceliktir. Eğer yerinde ve zamanında onarım veya değişimi yapamazsanız son model arabaların hızı ve gücü karşısında kalmış eski modeller gibi çok gerilerde seyredersiniz. Her çağ yeni değişim ve gelişmelere gebedir. Zaten gelişme ve değişim olmaz ise yeni icatlar, yeni mucitler çıkmaz. Yaşayıp yaşamadığı belli olmayan yarı ölü canlılar gibi olunur. Bu nedenle dünyada ilimde, teknikte çok hızlı değişimler olmaktadır. Yenidünya yeni öğreti, yeni düşünce, yeni eylemler ister. Fiziksel değişimler yanında manevi, ruhsal ve teknik değişimler olacaktır. Dünyada bu değişim ve gelişmelerin olması canlılarda da mutlaka farklılıklar, farklı ve yeni düşünceler, fikirler, yeni istek ve kabulleri beraberinde getirecektir. Kuşaklar arasında oluşacak değişim mutlaka yenilikler getirecek eskilerden bir kısmının kaybolmasını sağlayacaktır. Her icat yeni icatları, her sonuç yeni ve farklı sonuçların doğmasını isteyecek ve zorlayacaktır. İşte bu nedenlerle Türkiye Cumhuriyeti ve Türklüğü dünya durdukça var olabilmesi için gelecek yüzyıllara sağlıklı ve düzenli hazırlamak icap eder. Bu durumu kabul eden devlet ve milletler yarınlarda sağlıklı, güçlü ve diri olabilmesi için tedbiri elden bırakmamalıdırlar. Tabi alınacak tüm tedbirler ve çalışmalar akıl süzgecinden güçlü bir şekilde geçmiş olması gerekir. Birde bu düşüncelerin içinde hiç akıldan çıkarılmaması gerekende olayın kahramanının insan olduğudur. Bu gidişat doğrultusunda devam edersek halkını yarınlara hazırlamak baş görevi, halkının maddi ve manevi, sorumluluğunu üzerlerine almış sivil, resmi ve siyasi yönetenler ile aydın denilen kesime büyük iş düşmektedir. Aynı milletin, aynı devletin asli unsuru olan insanları birbirlerine düşman etmeden, birbirlerini sevdirerek, saydırarak milli ve manevi karakterlerini yarınlara hazırlamak gerekmektedir. Öyleyse 21. yüzyılda Siyaset, aydın ve bürokrat kesimin sebep olduğu Türkiye Cumhuriyetindeki yapılan yanlışlar, eksiklikler teşhis ve tespit edilerek yarınlara hazırlanmak şarttır. Bu eksiklikler, sıkıntılar, büyük sorunlar daha da büyütülmeden, olmaz noktasına taşınmadan ve milletimize ve devletimize zararlar vermeden ortadan kaldırılmalıdır. Yazımı böyle bitirmeyeceğim. Öyle yaparsam kolaycılığa sapmış ve gerçeklerden kaçmış olurum.Millet ve devletlerde kötüye gidişin sorumlusu sadece saydığım gruplar değildir. Siyasi, askeri veya sivil yönetimi görevlendirmede yetkili olan, gidişatı takip etmesi gereken halktır, millettir. Yani yönetilenler. Yönetilen yönetenleri dikkatli seçer, iyi denetler, yapanı taltif, yapamayanı haklı cezalandırma imkânına sahiptir. Gücünün farkında olmayıp serzenişte bulunuyorsa o kesimde de sıkıntı var demektir.