Vizörün arkasındaki yalnızlık

Foto muhabirliği, bir olayın ya da bir toplumun ruhunu yakalayabilen nadir mesleklerden biridir. Ancak bu mesleğin son yıllarda gördüğü yapısal değişim, beraberinde yeni zorluklar getirdi. Artık birçok foto muhabiri, kadrolu çalışan olmak yerine serbest çalışmayı (freelance) tercih ediyor ya da buna mecbur kalıyor. Peki, Türkiye’de freelance foto muhabirliği gerçekten mümkün mü? Geçimini bu işten sağlayan freelancerlar var mı? Ve bu mesleğin geleceği için kimlere hangi görevler düşüyor?
Türkiye’de freelance foto muhabirliği çoğu zaman bilinçli bir tercih değil, bir zorunluluk sonucu ortaya çıkıyor. Medya sektöründeki daralma, kadrolu muhabir istihdamını azaltırken, ajanslar ya da haber siteleri daha düşük maliyetli çözümlere yöneliyor. Bu durumda freelance çalışanlar gözle görülür derecede artıyor ama hak ettikleri destek sistemlerinden yoksun bir şekilde.
Geçimini tamamen freelance olarak sağlayan foto muhabirlerinin sayısı oldukça az. Bunu başarabilenler genellikle uluslararası ajanslarla çalışan, çatışma bölgelerinde görev yapan ya da çok özel ve uzun soluklu projeler yürüten kişiler. Yerel düzeyde freelance çalışan birçok foto muhabiri ise ayakta kalabilmek için düğün fotoğrafçılığı, sosyal medya içerik üretimi, video prodüksiyon gibi ek işler yapmak zorunda kalıyor.
Bir freelance olarak ben de iş modeli diyebileceğimiz yukarıda sıralanan hemen hemen her yolu denedim. Sosyal medyadan gelir elde etme çabasından özel fotoğraf işleri kadar… Yaklaşık son 6 yılı bu sistem nasıl daha iyi olur, ben sizlere nasıl daha güçlü bir şekilde yaşananları anlatabilirim arayışı ile geçirdim. En büyük desteği birebir takipçilerimin destekleri ile gördüm.
Avrupa ve ABD’de freelance foto muhabirliği daha yerleşmiş ve sistematik bir yapıya sahip. Bunun başlıca sebepleri şunlar. Magnum, VII, Panos gibi ajanslar, foto muhabirlerini sadece satış açısından değil, etik ve yaratıcılık açısından da destekliyor.
Pulitzer Center, National Geographic, World Press Photo gibi kurumlar serbest gazetecilere fon sağlıyor. Bu destekler sayesinde uzun soluklu projeler hayata geçebiliyor. Daha yüksek basın özgürlüğü, freelance çalışanların daha cesur ve yaratıcı çalışabilmesini sağlıyor. Patreon, Substack gibi sistemlerle okuyucular, sevdikleri gazetecilere maddi destek sunabiliyor. Bu da bağımsızlığı güçlendiriyor.
Türkiye’de ise bu yapılar henüz yerleşmemiş durumda. Foto muhabirleri, hem etik hem finansal anlamda çok daha yalnız. Türkiye’de basın kurumları freelance foto muhabirlerinin emekleri karşılığında 1500-3000 lira arasında değişen niteliksiz bir telif ücreti teklif ediyorlar. 
Türkiye’de freelance foto muhabirlerinin hayatta kalabilmesi ve mesleğini sürdürebilmesi için belli stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Şiddet, çevre, kadın hakları, mülteci  gibi konularda uzmanlaşmak. Bunun yanı sıra Türkiye’de yabancı olduğumuz çalışma yöntemlerine hakim olmak, portfolyo oluşturmak, yabancı dil yeteneklerini geliştirerek, yurt dışındaki ajanslarla işbirliği aramak gibi. Uluslararası ve yerel fon programlarını takip etmek ve başvuru yapma becerisi kazanmak da önemli çabalar arasında.
Freelance foto muhabirliği, sadece bir geçim kapası değil; topluma ayna tutan, tarihe tanıklık eden bir meslektir. Ancak bu mesleğin hayatta kalabilmesi için sadece foto muhabirlerinin değil, medya kurumlarının ve okuyucuların da sorumluluk alması gerekir. Bu dayanışma sağlanırsa, Türkiye’de de freelance foto muhabirliği bir tercih ve meslek olarak güçlenebilir.
Biz foto muhabirlerinin objektifinden dünyayı görürüz. Onlar olmasa, yalnızca bize gösterilmek isteneni biliriz. Onlar, gerçeğin sessiz tanıklarıdır. Bizim gözümüz, vicdanımız, hafızamızdırlar.
Özgür basın sadece gazetecilerle değil, onları destekleyen halkla yaşar. Bağımsız foto muhabirleri varsa, özgür haber mümkündür. Onlar ses çıkaramayacakların sesi, görünemeyeceklerin görüntüsüdür.
Alan Kurdi’nin sahilde yatan bedeni, George Floyd’un son anları… Bunlar yalnızca fotoğraf değildi. Bunlar dünya kamuoyunu yerinden oynatan gerçeklerdi. Her biri bir foto muhabirinin cesaretiyle gözümüze ulaştı.
Sigortasız, güvencesiz, adı bile yazılmadan çalışan onlarca freelance foto muhabiri var. Oysa o görüntülerle biz gerçeğe uyanıyoruz. Bu emeğin karşılığı sadece bir teşekkür değil; dayanışmadır.Desteklemediğimiz her bağımsız muhabir, bir gün sessizliğe mahkûm olur. Sessizlikse sadece gerçeği değil, umudu da öldürür. Görmeyen bir toplum, değişemez.
Foto muhabirleri sizin için bakıyor, görüyor.Sizler, onların (bizlerin) çabalarını görünür kılabilirsiniz.Gör, paylaş, destekle. Çünkü hakikat tek başına hayatta kalamaz.