Dünyanın çoğu yerinde ve ülkemizde de rengarenk ışıklarla bezeli yeni yıl etkinlik alanları kuruldu. Panayırlar, buz paten alanları, alışveriş pazarları, hediye atölyeleri, şenlikli ve dopdolu programlar hazırladılar.
E-ticaret platformları aylar öncesinden sunumlara başladılar.
Yılbaşı hediyelerinde ikinci el ürünleri satışı açık ara önde gidiyor. Enflasyon ve pahalılık kullanılmış ürünlere olan talebi körüklüyor. Amazon’un yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 93’ü orijinal ürünle, ikinci eli mutlaka karşılaştırıyor ve yüzde 34’ü ikinci el üründe karar kılıyor. Geçen seneyle kıyaslandığında yüzde 20’lik artış net olarak görünüyor. Araştırmada kitaplar birinci sırada yer alıyor. Elektronik küçük ev eşyaları onu takip ediyor.
Amazon bu araştırma sonucuna dayanarak Londra’da “İkinci Şans” ismiyle bir dükkanı alıcılarla buluşturdu bile. İçinde eski ürünlerin tamirinin yapılarak hediyeye dönüştürüldüğü bölümle; Dünya geleceğinin İklim Krizine bağlı olarak risk altında olduğu günümüzde eşyanın sürdürülebilir oluşunu destekleyen oluşumlar çok değerli.
“Herkes ikinci şansı hak eder” derken, aklımıza eşya gelir miydi?
Dünya insanı dönüşüyor. Doğa insanın yaşam kaynağı ve bu konuda bilincin artmasını sevinçle karşılıyorum.
İşte tam da burada yılbaşı hediye seçiminde yapacağımız sıralama büyük önem taşıyor. Yakınlarımıza, sevdiklerimize sürdürülebilir hediyeler almaya özen göstermeliyiz.
Fidanistanbul, TEMA, ÇEKÜL, dikili ağacım var gibi yerlerden alacağımız ağaç dikim hediyeleri ön sırada olmalıdır diye düşünüyorum. Evlerin balkonlarına ya da bahçelere ekilecek tohum ve bitkileri de ikinci sıraya alabiliriz. Zeytin Ağacı fideleri ise favorim. Bu yıl gelen hediyeler arasında beni en çok heyecanlandıran, keyiflendiren bir zeytin fidesi oldu. Birlikte gelen badem ezmesini kahveme arkadaş yaparken, uzun uzun fidemi seyretmenin keyfini çıkardım.
Dalai Lama “Bir yılda hiçbir şeyin yapılamayacağı iki gün vardır. Birine DÜN, diğerine YARIN deriz. Bu yüzden bugün sevmek, inanmak ve özellikle de YAŞAMAK için doğru gündür.” Der ya; işte canım kedim Çiko’mun ölümünden iki ay sonra “İşte! Yaşamak için doğru an!” dediğim, AN’ı hissettiğim bir yarım gün yaşadım. Kucağımda kedimin sıcaklığı eksik olsa da, bana bu duyguyu yaşatan sevgili dostuma minnettarım.
Hadi biz rotamızı yine Yılbaşı kutlamalarına çevirelim.
Yılbaşı özel bir gece olarak Tanzimat’tan sonra İstanbul’da yaşama geçiyor. Biliyorsunuz o dönem İstanbul’un Galata ve Pera (Beyoğlu) bölgesinde gayrimüslimler, Levantenler ikamet ediyorlar. İstanbul denen kısımda da Müslümanlar oturmaktalar. 15 -24 Aralık Hristiyanlar’ın İsa’nın doğuşunun kutlandığı tarihtir. 25 Aralık Noel olarak kutlanır. Yılbaşı gecesinde balolar yapılır. Beyoğlu meyhaneleri, kumarhaneler doluyor ve Alafranga beyler ve hanımlar (aralarında az miktarda Müslümanlar da bulunuyor) ufaktan bu davetlerde yer alıyorlar. Derken ilerleyen senelerde İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde düzenlenen eğlencelerle Tokatlıyan Oteli, Pera Palas, Milenruj gibi otellerde dillere destan balolar düzenlenerek 31 Aralık gecesi yeni yıl kutlamaları kanıksanmaya başlanıyor.
Miladi takvimin kabulüyle Yılbaşı resmen hayatımıza girerken, 1931 yılında Tayyere Piyangosu (Şimdiki Milli piyango) çekilişleri de başlıyor.
Televizyon yayınlarının başlamasıyla 1981 yılına girerken Nesrin Topkapı’dan ilk dansöz raksı Magic Box (Bugünki Star Tv) de yer alınca, her yeni yıla dansözlerimizle girme geleneği oluşuyor. Bu gelenek hala özel yılbaşı kutlamalarında davetlerde sürmektedir.
Elbette Yılbaşı geleneğiyle birlikte Yılbaşı Kartları (Kokulu, simli-hala hatırımdadır) ve Noel baba figürü hayatımıza girer. Christmas ve Noel Baba ekolü başlar ve köpürerek günümüze ulaşır.
3 Ocak 1863 tarihinde Harper’s Weekly gazetesinde ressam Thomas Nast isimli “The Night Before Chrismas” şiirinden öykünerek Noel baba’yı çizer. İskandinav halk masalı kahramanı “Kiraz burunlu, gül yanaklı, gamzeli, parlayan gözleriyle kahkahalar atan, yuvarlak göbeği –hoh hoh – oynayan, yaşlı tombul, neşeli ve keyifli” biri olan Noel Baba 1920 itibariyle Coca Cola reklamlarında yer alır ve 1964 itibariyle Noel Baba evrenselleşir.
Yeni yıla umutla merhaba demek gerekir.
Savaşan dünyaya rağmen, insanların sağlıklı, barış içinde, huzurla kardeşçe yaşayacakları bir yıl dilemek gerekiyor. 2024’te bereketli, mutluluk dolu günlerin bizimle olacağı inancımı taptaze tutmak istiyorum.