Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, ekonomik açıdan 2023 yılının genel bir değerlendirmesini yaparak 2024 yılında beklentilere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2024 yılında enflasyon beklentilerine dair gazetemize görüşlerini aktaran Babuşcu, “Kamu kesiminde zaten tasarruf nitelikli hiçbir şey yapılmadığı için kamunun mal ve hizmet talebi de son hızla devam etmektedir. İkinci olarak geleceğe güven halen sağlanamadı. Bu politikalar ne kadar süreyle devam edecek? Hiç kimse bir şey söyleyememektedir. Bu unsurların sonucunda enflasyon istenen ölçülerde düşmemektedir. 2024’de de bu unsurlar devam edecek göründüğünden enflasyonun Merkez Bankasının tahmin ettiği veya Orta Vadeli Planda belirlenen oranın daha üstünde gerçekleşeceğini tahmin etmekteyim” dedi.
2023 yılını ekonomik açıdan nasıl geçti? 2024 yılında ekonomide bizleri neler bekliyor? Orta Vadeli Plan ve Merkez Bankasının 2024 yılı enflasyon tahminleri tutacak mı ve daha pek çok merak edilen soruları Prof. Dr. Şenol Babuşcu gazetemiz okurları için değerlendirdi. İşte ekonomiye dair merak edilen sorular ve cevapları:
2023 yılı Türkiye ekonomisini genel olarak değerlendirebilir misiniz?
Babuşcu: 2023 yılı Ülkemiz açısından farklı uçların yaşandığı bir yıl olmuştur. Seçime kadar devam eden yeni ekonomi yönetiminin deyimiyle irrasyonel ekonomik ortam seçim sonrası yeni ekonomi yönetimi ile birlikte değiştirilmeye başlanmıştır. Ancak rasyonel uygulamalar denilen ve doğru olan önlemler kademeli geçiş adı altında ürkek ve çekingen olarak yapılmaya çalışılmış ve halen de yapılmaya çalışılmaktadır. Aslında gelişmiş ülkelerde de son iki yılda kademeli geçiş uygulanmıştır. Ancak Türkiye’nin içinde bulunduğu ve krize doğru giden ağır sorunlu ekonomik ortam kademeli geçişten daha çok radikal ve kısa sürede etki gösterecek hızlı önlemleri gerektirmekteydi. Bu yapılmadığı için bugün aradan geçen altı aylık sürede pek bir gelişme sağlayamamış bulunmaktayız. En son rating şirketi Moody’s tarafından da söylendiği gibi hala ne olacağı kestirilememekte ve beklenmeye devam edilmektedir.
Dolayısıyla 2023’ün ilk yarısı seçim ekonomisi ve yanlış politikalar ile birlikte tam bir ekonomik kaos şeklinde geçmiş, yılın ikinci yarısı ise doğru politikaların ürkek adımlarla atılmaya çalışıldığı bir dönem olmuştur.
Ekonomik göstergeler açısından 2023’ü detaylandırabilir miyiz?
Babuşcu: 2023 yılında uygulanan ekonomi politikaları ortamında enflasyon yüksek kalmaya devam etmiştir. İthal edilen başta enerji emtiaları olmak üzere hemen hemen tüm emtia fiyatlarındaki düşüşün enflasyonu düşürücü herhangi bir yansıması olmamıştır. Dolayısıyla geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da enflasyonun düşmesi için bütün ümidimizi 2024’ün ikinci yarısında oluşacak baz etkisine bağlamış durumdayız. Yıl boyunca TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçek enflasyonu yansıtmadığı konusunda tartışmalar devam etti. Ücretli çalışanların ve emeklilerin alım gücü iyice düştü. Sonuçta da gelir dağılımındaki adaletsizlik iyice arttı.
Büyüme belirli bir seviyeyi korumakla birlikte düşüş gösterdi. Yurt içinde yaşanan sıkıntılar yanında yurt dışında da özellikle Avrupa ekonomilerindeki sıkıntılar ihracat olanaklarını kısıtlamaya devam etti. Bütçenin gelir tarafını destekleyecek vergi artışları ile halk iyice boğulurken gider tarafında 6 ay boyunca hiçbir önlem alınmayıp israf ve savurganlık son hızla devam etti ve bu durum ekonomi yönetiminin maliye tarafında sadece gelirleri artırmaya yönelik niyet içinde olduğunu ortaya çıkarttı.
Ödemeler dengesi yine ne olduğu, nereden ve kimler tarafından getirildiği belli olmayan paralardan oluşan Net Hata Noksan kalemi ile düzeltilmeye çalışıldı. Ancak bu durum uluslararası itibarımızı zedelemeye devam etti. Türkiye gri listenin müdavimi haline geldi.
Merkez Bankası rezervlerinde yılın ikinci yarısında sağlanmış gibi görünen iyileşmenin kökenine baktığımızda ağırlıklı olarak swaplar ve geçici kaynaklara dayalı bir iyileşme olduğu görülmekte, daha sağlıklı uzun vadeli kaynakların gelmeyi bırakın Türkiye’den çıktığı dikkat çekmektedir.
2024’de halen uygulanan ekonomi politikalarının devam etmesini bekliyor musunuz?
Babuşcu: Şu anki gidişata bakarsanız herkes bu politikaları destekliyormuş ve uzun süre devam ettirilecekmiş gibi bir ortam bulunmakta. Ancak acaba kaç kişi yerel seçimler sonrası ve özellikle de 2024’ün ikinci yarısında bu politikalar devam ettirilir mi sorusuna kesinlikle evet cevabı verebilir? Geçmiş sicilimizin bu anlamda bozukluğu ve tek adama dayalı yönetim sistemimiz bize bu güvensizliği vermektedir. Ekonomi yönetiminin ve Merkez Bankası başkanının bir sabah kalktığımızda görevden alınmış ve çok farklı politikaların uygulanmaya başlanmış olma durumlarıyla karşılaşma olasılığımız hiç de az değil. Ülkenin pek çok alanda olduğu gibi ekonomide de temel sıkıntısı ve hem yurt içinde hem de yurt dışında duyulan güvensizliğin temel nedeni budur. Dolayısıyla başlanmış olan normalleşme uygulamalarının yetersiz de olsa devam ettirilmesi gerekmekle birlikte bu politikaların devam ettirileceği yönünde kesin bir şey söylemek mümkün değildir.
Sizce enflasyon açısından 2024 nasıl bir yıl olacak?
Babuşcu: Geçmişe baktığımızda 2021 sonunda başlayan enflasyondaki hızlı artışın başlangıçta esas kaynağını kur ve emtia fiyat artışlarına bağlı maliyet enflasyonu oluşturdu. Daha sonra Ülkemizde enflasyonla ciddi mücadele edilmediği ve bunu yönetecek kadroların yetersizliği görüldükçe enflasyonu kalıcı hale getirecek en önemli unsur ortaya çıktı. Bu unsur, geleceğe yönelik güven ve beklentiler konularındaki bozulmalardır. Gelecek beklentileri bozulduğundan herkes, her şeyin fiyatının artacağını düşünerek bugünden ürününe olması gerekenden fazla zam yapıp kendini korumaya çalışır. Bazıları tarafından fırsatçılık olarak nitelendirilen bu durumun nedeni gerçekte kişilerin gelecekte bu sorunun çözüleceğine dair güven hissetmemesi ve yönetenlere güvenmemesinden başka bir şey değildir. Tüketicilerin bile geleceğe güven duymadıkları için ihtiyaçları olmadan ürün aldıkları ve evlerinde depoladıkları bilinmektedir.
2023 ortalarına kadar bu ortam keskin bir şekilde devam etti. 2023 ikinci yarısında yeni ekonomi yönetimi ile birlikte daha önce belirttiğimiz çerçevede daha rasyonel politikalar izlenmeye başlandı. Ancak rasyonel politika önlemleri yeterli düzeyde ve hızla alınmadı. Hane halklarının talebi yeterince düşürülememektedir. Kamu kesiminde zaten tasarruf nitelikli hiçbir şey yapılmadığı için kamunun mal ve hizmet talebi de son hızla devam etmektedir. İkinci olarak geleceğe güven halen sağlanamadı. Bu politikalar ne kadar süreyle devam edecek? Hiç kimse bir şey söyleyememektedir. Bu unsurların sonucunda enflasyon istenen ölçülerde düşmemektedir. 2024’de de bu unsurlar devam edecek göründüğünden enflasyonun Merkez Bankasının tahmin ettiği veya Orta Vadeli Planda belirlenen oranın daha üstünde gerçekleşeceğini tahmin etmekteyim.
2023’de yükselen faiz oranları 2024’te de yüksek kalmaya devam edecek mi?
Babuşcu: Mevcut ekonomi politikalarının bir gereği olarak son altı aydır faizler kademeli olarak artırıldı. Aynı politikalar devam ettirildiği sürece daha da yükseltilmesi gerekecek görünmektedir. Enflasyonun kısa sürede kontrol altına alınması zor göründüğünden de 2024 boyunca yükseldiği seviyelerde kalması beklenmelidir. Ancak bu normal koşullarda ekonomi yönetiminin görevde kaldığı ve faiz indirilmesi yönünde baskı yaşamadığı varsayıldığında olacak durumdur. Aksi taktirde çok farklı durumlarla karşılaşabiliriz ve bu da çok düşük bir olasılık değil.
Ayrıca yurt dışında da ülkelerin genelde faiz oranlarını yılın ilk yarısında hiç değiştirmeyecekleri, ikinci yarısında ise düşürseler bile kayda değer bir düşüş olmayacağı açık olduğuna göre bizim de faizleri yüksek tutmamız gerekmektedir.
Yerel seçimlerin ekonomiye etkisi ne olur?
Babuşcu: 2023 genel seçimlerinin bulunduğu dönem, seçim ekonomisinin fazlasıyla uygulandığı bir dönem olmuştur. Yanlış ekonomi politikaları ile de birleşince ekonomide zaten bozuk olan dengeler iyice sarsılmıştır. Yerel seçimlerin 2023’de yapılan genel seçimler kadar büyük boyutta ekonomi üzerinde etkili olmayacağını düşünmekteyim. Ayrıca muhalefetin kendi içindeki dağınıklığı iktidarı bir ölçüde rahatlatmıştır diyebiliriz. Ancak iktidarın İstanbul ve Ankara gibi illeri geri alma konusundaki çabası bazı uygulamalara başvurmalarını getirebilir. Dolayısıyla bazı yeni uygulamaların seçim sonrasına bırakılması, kamu ürünlerindeki fiyat artışlarının ertelenmesi gibi tutumları görebiliriz.
2024 yılında ülke ratinginde yükselme yaşar mıyız?
Babuşcu: Bilindiği gibi S&P ve Fitch rating kuruluşları geçtiğimiz aylarda not yükseltmesi yapmamakla birlikte ülke görünümünde bir iyileşme yapmışlardı. En son Aralık ayı içinde Moody’s şirketinden de böyle bir açıklama beklenirken bu kuruluş bir iyileştirmede bulunmadı. Açıklamasında öz olarak iyileştirme için atılan adımların sonuçlarının ve devamlılığının görülmesi gerektiğini söyledi. Gerçekte S&P ve Fitch de görünüm iyileştirmesi yapmakla birlikte aynı konulara açıklamalarında değinmişlerdi. Dolayısıyla içte yukarıda hep söylediğim çerçevede biz nasıl yeni uygulamaların devam edip etmeyeceği konusunda tereddütlerimizi belirtiyorsak rating kuruluşları da aynı tereddütle konuya yaklaşmaktalar. Bu nedenle bu kuruluşları çok da eleştirmemek gerekir.
2024’de not artışının olup olmayacağı ise tamamen bize bağlıdır. Kamu harcama reformu gibi gerekli ancak henüz alınmayan önlemleri alırsak ve şu ana kadar alınan önlemleri kararlılıkla ve sonuç alınacak sürede devam ettirirsek not artışları gelebilecektir. Tersi durumda bugünkü notları bile arar hale gelebiliriz.