Sendikaların örgütlenmesinin önünün açılması gerekirken %2 lik üye barajı engeli kaldırılmadı gitti. % 1 lik baraj Danıştay tarafından iptal edilmişken % 2 için neden hızlı bir adım atılmadı? Ve hala neden bekliyor? Acaba % 1 barajı mevcut yasalara ve Anayasa’ya aykırı iken % 2 değil mi diye düşünmeden edemiyorum.
Alternatif sendikalar bu barajın oluşturduğu engel ile var olma savaşı verir duruma gelmiştir. İşin özü yetkili sendikalar amacına ulaşmıştır. Özellikle bu devirde 30-40 kat büyüyen sendika hedefine ulaşmış gözüküyor. Bizdeki yasalar işleyene kadar “atı alan Üsküdar’ı geçiyor” maalesef.
Hani bir söz vardır ya geciken adalet adelet değildir diye. Bu veciz söz tam da günümüzü işaret ediyor. Şu anda bu baraj iptal edilse dahi alternatif sendikaların aldıkları yaraların telafisi mümkün olabilir mi?
Üye kaybettiler, gelecek üyeler gelmedi. Bu durum sendikaların hem maddi kaybına hem enerji kaybına sebebiyet vermiştir.
Hülasa yüce mahkemelerin karar verirken bunları da düşünmesi gerekirdi.
Memurların temel sorunlarının çözümü noktasında tatmin edici adımların atılmadığını görüyoruz. Alım güçleri düşen memurun ev, araba sahibi olması bir hayal olmuştur. Emekli olduğunda da en son aldığı maaşın % 50 si gibi bir emekli maaşı bağlanmaktadır.
Geçenlerde devlete 40 yılını vermiş bir emekli ziraat mühendisi ile bir araya gelmiştim. Aldığı emekli maaşını sorduğumda 18 bin TL diyerek yutkundu…
Bir mühendis olarak devletine hizmet et sonra da geçim sıkıntısı ile ömrünün kalan kısmını geçir. Zaten mühendis çalışırken de geçim zorluğuna hapsedilmiş durumda.
İktidar mühendisleri unutmuş görünüyor. Hatırlamakta istemiyor diye düşünmeden edemiyorum.
Mühendisin ne anlama geldiğini bilmeyenler onu sadece bir memur olarak değerlendirmektedir. Hâlbuki mühendislik teknik bir kadrodur. Mühendis proje, üretim, tasarım, iş verimliliği demektir. Yollar, barajlar, arabalar, telefonlar, televizyonlar, makine parçaları… Aklınıza ne geliyorsa hepsinde mühendisin imzası bulunmaktadır.
Bu kadar temel ve geniş bir alana hizmet eden bir meslek gurubunun göz ardı edilmesi aklımıza deli sorular getirmektedir.
Diğer bir sorunda üniversitelerin sayısının nicelik olarak artmasıdır. Niteliğe önem verilmeden açılan üniversitelerin birçoğunda yetişmiş öğretim elemanı kadrosu bulunmamaktadır. Gençlerin bu üniversitelere doldurulması ve gerekli eğitimi alamaması da ayrı bir sorun. Hemen hemen her üniversiteye mühendislik fakültesi açılmış. Bir devlette planlama olmalıdır: İş bekleyen mühendis ne kadar? Bunları nasıl istihdam edebiliriz? … şeklinde basit bir planlama olsa ve ona göre yeni bölümlerin açılmasına izin verilse daha iyi olmaz mı?
Bir inşaat mühendisliği öğretim elemanı ile görüştüm dedi ki: Efendim geçen senelerde 15-20 matematik yapan bu bölüme girebiliyordu. Şimdi ise 5-6 matematik ile bu bölüme giriliyor. Bu sene bu burayı 7-8 öğrenci tercih etti. Böyle giderse bu bölüm birkaç seneye kapatılır. Ayrıca ders anlatırken bir hayli zorlanıyoruz. Bu öğrencilere temel matematiği anlatmak zorunda kalıyoruz. Konulara gerektiği gibi detaylı giremiyoruz…
Mühendise hak ettiği ekonomik ve sosyal şartlar sunulamadığı için zeki öğrenciler mühendislik bölümlerini tercih etmiyor. Birkaç üniversitenin bölümlerini istisna tutuyorum.
Artık devlet babalığını göstermelidir. Şefkat eli ile ihmal ettiği sorunlara dokunmalıdır.
Danıştay ve AYM % 2 lik barajı bir an önce iptal etmelidir. Kanunların gereği budur. Mevcut yasalar önlerinde net, açık ve yoruma dayalı olmadan duruyor.
AYM bu milletin göz bebeğidir. Her Türk Vatandaşının güven noktasıdır. Bu kurum ile oynanmaması gerektiğinin de altını çizmek istiyorum.
Selam ve dua ile.