“Ekonominin yükü emekli ve sabit ücretlilerde”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batman mitinginde ekonomi ve enflasyon üzerine yaptığı açıklamada “Bölgemizde bu kritik adımları atarken ülkemizi de olumsuz etkileyen enflasyon meselesini de göz ardı etmeyeceğiz. Ekonomide gerçekten yetkin isimlerden oluşan güçlü bir kadro kurduk. Mehmet Şimşek’e bu konuda tam itimadım var. Yılın ikinci yarısından itibaren uyguladığımız ekonomi programının olumlu yansımalarını daha net göreceğiz. Emeklilerimizin sıkıntılarının da farkındayız. Emeklilerimize destek olmayı sürdüreceğiz” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrası da Şimşek ve Ortodoks politikalarla devam edeceği izlenimini verdiğini söyleyen ekonomist Uğur Civelek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan son günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e tam destek veriyor. Bakan Şimşek ise enflasyonun üzerinde bir maaş artışına karşı çıkıyor. Özellikle emeklilere ve sabit ücretlilere. Peki TÜİK’in açıkladığı enflasyona güven toplumda ne kadar? Yaşanan enflasyonla yani temel harcamalardaki artışla TÜİK’in açıkladığı enflasyon örtüşüyor mu? Bakan Şimşek’in politikaları; sübvansiyonlar kaldırılacak, enflasyondan fazla zam verilmeyecek. Dediğim gibi TÜİK’in enflasyon rakamları ile çarşı Pazar örtüşmüyor. Bu yoksullaşmanın hızlanacağını gösterir. Çünkü TÜİK’in enflasyon rakamlarına göre yapılan enflasyon ile gerçek enflasyon aynı değil. Verileri iktidar çok bozdu ve düzeltmeye de pek niyeti varmış gibi görünmüyor. İstatistik konusunda Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar güvensizlik hakim. Ekonomide hiç kimsenin hesabı tutmayacak gibi görünüyor. Buna iktidarın hesabı da dahil olmak üzere” değerlendirmesinde bulundu.
Ortodoks politikaların uygulanması için ekonomik olarak uygun bir zemin oluşmadığını söyleyen Civelek, “Şu anda Mehmet Şimşek’e ciddi bir destek var. Bu da Ortodoks politikaları savunanların ve küreselcilerin desteklenmesi demek. Onların planına göre uygulanacak ekonomik istikrar paketinin yükü özellikle emeklilere ve sabit ücretlilere yıkılacak. Bunun neticesinde Türkiye’de orta kesim dediğimiz ne yüksek ne de dar gelirlinin bitmesi demektir. Yılın ikinci yarısında uygulanan politikaların olumlu yansımalarını göreceğiz diyorlar. Fakat talebi yok ederek enflasyon ile mücadele edemezsiniz. Zaten Türkiye talepten kaynaklı bir enflasyon yaşamıyor, maliyetlerin yüksekliğinden kaynaklanan bir enflasyon yaşıyor. Yani talebi kısarak enflasyonu düşüremezsiniz. Ayrıca gelir dağılımı arasındaki makasın çok çok açıldığı ve orta kesimin yok denilecek noktalara geldiği için de Ortodoks politikalar sonuç vermeyecektir. Ortodoks politikaların da çalışmadığı bir ortamda faizleri yükselterek de kuru durduramazsınız. Özetlemek gerekirse Ortodoks politikaların sürdürülebilir olması için orta kesime ihtiyaç var. İktidarın bu zamana kadar uyguladığı politikalar ile orta kesimin de daralmış olması işi içinden çıkılmayacak bir hale sokuyor. Ayrıca iktidarı destekleyen iş adamları ve yüksek gelir grubu da mal varlığını artık yurt dışına çıkarıyor. Bu da işi daha da zorlaştırıyor. Serbest piyasa ile artık sorunlar çözülemez noktada” dedi.