Yerel seçimler bitti.
Birçok kesim tarafından sürpriz, beklenmedik bir sonuç olarak değerlendirilse de ben öyle düşünmüyorum.
Ülkenin geldiği nokta halkın böyle bir tepki vermesine neden olmuştur.
Büyük sorunlar halkın kucağına konulmuş ve yıllarca çözüm üretilmemiştir. Neydi bu sorunlar?
Gelir adaletsizliği en başta gelmektedir. Emeklilerimizin durumu ortada. Avrupalıların emeklileri eşlerini alıp dünya turuna çıkarken bizim Veli amcamız ay sonunu nasıl getiririm diye bir çaba içine girdi. Et kuyrukları uzadıkça uzadı. Yeterli beslenemeyen insanlarımızın hastaneleri tıka basa doldurduğunu da not olarak düşelim.
Ekonomi çok kötü, mutfakta yangın var. İnsanımız alışveriş yapamıyor, İstediğini alamıyor artık. Akaryakıtın inanılmaz artışı seyahat fiyatlarını artırdı. Artık vatandaş köyüne, memleketine gidemez oldu. Sıla-i rahim mazide kaldı.
Ülkenin her tarafının sığınmacılarla doldurulması büyük bir gerilime neden olmuştur ve bu gerilim gittikçe artmaktadır. Bu kadar büyük kitlelere kucak açılması ülkenin beka sorunu olmuştur. Bunların geri gönderilmesi hususunda hiçbir adım atılmamaktadır. Bu durum vatandaşın gözünden kaçmamıştır. Bu kadar büyük kitlenin ülkeye yerleştirilmesi oturulacak ev bulunamamasına sebep olmuştur. Bunun sonucunda da ev kiraları ve satış fiyatları inanılmaz artmıştır. Fatura kesilmiş halkın önüne konulmuştur. Bu sığınmacılar su kaynaklarımızın hızlı bitmesine de sebep olmaktadır. Ayrıca hastanelerimiz bunlara hizmet vermekten Türk halkına zaman ayırmakta zorlanmaktadır. Doğumhanelerimiz bunlarla dolu hale gelmiştir. Halk bunları not etti.
Madenlerin yabancılar tarafından işletilmesi yadırganacak bir durum haline gelmiştir. Altın madenini işletirken kendi ülkelerinde dahi uygulanması yasak olan bir metodu bizim ülkemizde uygulamalarını hiç sorgulayan oldu mu? Siyanür ile tabiatımız büyük bir zarar almıştır. Geri döndürülmesi belki yüzlerce yıl alacaktır. Hak bunu da not etti.
Yabancılara satılan binlerce dönüm tarlanın ve gayri menkullerin beka sorunu olduğunu düşünmek gerekmez mi? Buna bir dur denilmediği gibi sürekli teşvik yapılıyor. Halk bunu da not etti.
İktidar tarafından kullanılan gerilim ve ayrılıkçı dili artık prim yapmıyor. Muhalefet edenlere karşı yapılan düşmanca tutumlar , izole , baskı halk nazarında büyük tepkiler doğurmuştur.
Yargının bağımsızlığı gölgeye düşmüş, iktidarın yönlendirdiği görüntüsü hakim olmuştur.
Hülasa AK Parti kuruluş ayarlarından uzaklaşmış bir hale gelmiştir. Bakanların ve üst düzey yöneticilerin büyük bir kısmı vasat bir profile sahipler. O ilk baştaki dolu dolu devlet adamları nerede?
Sorunlar büyüyor ama yöneticiler gerçek sorunları görmemek için her şeyi yapıyor.
Birleştirici bir siyasete dönülmelidir. Halkın bütün kesimleri eşit bir şekilde yönetim kademelerinde bulundurulmalıdır. Bir çok yazımda neden alevi bir bakan, vali, emniyet müdürü, elçi… yok diye eleştirilerde bulunmuştum.,
Bu makamları o kesimlere vermek bir özveri ya da keyfiyet değildir. Milyonları bulan bir kesimin ne olursa olsun yönetimin kademelerinde olması adaletin bir gereğidir, bir haktır.
O nedenle AK Parti eğer birlik ve beraberlikte samimi ise ibreyi sığınmacılardan Türk halkına doğru kaydırmalıdır. Ve acilen liyakat ehli alevilerden birilerini bakan , bakan yardımcısı … atamalıdır. AK Parti’nin yönetim kademelerinde bir çok alevi vatandaşımız bulunmakta. Çok fazla aramalarına gerek kalmayacaktır.
İstihdam artırılmalı ve buralara şeffaf ve adil sınavlarla gençler alınmalıdır. Emeklilerin durumu tekrar gözden geçirilmelidir.
Memurların emekli olduğunda alacakları maaşların oranları yükseltilmelidir. Ve kamuda hizmet eden mühendislerin maaşları hekim , hakim düzeyine getirilmelidir.
AK Parti hızlı bir şekilde milli menfaatleri ön planda tutan kuruluş ayarlarına dönmez ise bu erime daha da hızlanacaktır.
Bizden söylemesi.
Selam ve dua ile.