Bankacılık sisteminde kısa sürede sorun beklemiyorum

Prof. Dr. Osman Altuğ, bankacılık sistemimizin genel itibari ile güçlü olduğunu fakat ülke ekonomisinin yönetimsel sorunlar yaşadığını ifade etti. Altuğ, bankaların sanayiciye vermediği krediyi vatandaşlara otomobil veya tüketici kredisi olarak çok rahat bir şekilde vermesinin ciddi sorunlar yarattığını söyledi. Altuğ çok olağanüstü şartlar olmadığı sürece bankarın kendi iç denetimlerinden kaynaklı olarak sorun yaşamasının pek mümkün olmadığını belirtti. Altuğ ayrıca Türkiye’nin borç para bulabileceğini fakat bu paranın faizinin ne olduğunun çok daha önemli olduğunu ifade etti.
Türkiye en büyük ekonomik sorunun borcunu daha yüksek faizle yeni borç alarak ödemesi olduğunu belirten ekonomist Prof. Dr. Osman Altuğ, “Şirketler kredi bulamadığı zaman eski Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’in deyimiyle teşkilatlanmamış kredi pazarına başvurur. Yani bankerlere başvurur. Daha yüksek faizle para verir bankerlerden alır. Yüzde 30 faizle kredi veriyorsa banka, bankerler de yüzde 60 faizle para verir. Türkiye’de sıcak para peşinde olduğu için alacağı sıcak paranın kaynağını araştırmalı. Yani banker faizi ile borç alır. Devlet sürekli olduğu için de kısa süreliğine seçilen iktidarlar yüksek faizle borçlanmakta sıkıntı görmezler. Türkiye’ye en çok hizmet eden adam en çok borç alan adamdır. En yüksek borçlanan adam en büyük devlet adamı olur. Çünkü Türkiye’nin borç ödeme sorunu yoktur. Nedeni ise zaten borç ödemez. Borcu borçla kapatır. Daha yüksek faizle bir sonraki iktidara devreder. Son 50 yıldır ekonomi yönetimi borcu borçla kapatma üzerine kurulu. Fakat vatandaş da bu formülle hayatını idame ediyor. Devlet neyse millet de odur” söyleminde bulundu.
Türkiye’de sanayici kredi alamazsan otomobil ve tüketici kredisinin çok kolay verilmesinin sistemsel bir sorun olduğunu belirten Altuğ, “Bir yandan enflasyonist baskıyı azalmak istediğini söylüyor ekonomi yönetimi diğer yandan da tüketici kredilerinin önünü açıyor. Bir sanayici gitse kredi vermeyen banklara vatandaşa tüketici kredisi veriyor. İşini büyütmek isteyene kredi yok der banka ama araba almak isteyene açar keseyi. Böylece Türkiye yabancı otomobil üreticilerinin satışını kolaylaştırmış olur. Türkiye’de şu anda 20 milyon otomobil var. Bunları neyle alıyoruz, döviz ile. Bizim bu kadar dövizimiz var mı? Bu otomobilin yürümesi için de benzin, yedek parça, lastik, yol, köprü gibi birçok yan sanayi lazım. Bunları da biz döviz ile alıyoruz.  Sonra biz geliştik diyoruz. Eğer borcu görmezden gelirsek Türkiye büyümüş dersiniz. Büyüme rakamlarında borç kısmı yok. Tamam yatırımlarımız artmış ama borcumuz ne durumda. Sanırsınız ki vatandaş hiç borçlanmadan varlık veya otomobil sahibi olmuş. Türkiye’de ciddi bir sistem sorunu olduğu aşikar” ifadelerini kullandı.
Bankaların yapısının güçlü olduğunu belirten Altuğ, “Bankalarda kısa sürede bir sorun yaşanmasını beklemiyorum. Çünkü bütün banklarımız yabancı sermaye veya yabancı sermaye ortalığında. Dolayısı ile kolay kolay batmazlar. Keşke ekonomimizde bu bankalar gibi yönetilse. Bakın bir tüketici kredisi almak için banka şubesi genel müdürlükten onay alıyor. Yani tam bir merkezi sistem ile yönetiliyor. O yüzden bankaların her şeye rağmen kısa sürede bir batma olayı yaşayacağını düşünmüyorum. Çok olağanüstü şartların ortaya çıkması gerekiyor ki bankalar batsın. Bankalar kendi iç denetimini çok iyi sağlamış durumda. Bazı yerlerde müdürlerin yaptığı bir takım şeyler var. Onlar da çok küçük bir kısım olduğu için sorun yaşanmaz” diye konuştu.