Açıklanan Kamu Tasarruf Paketi’ni değerlendiren Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, “Açıklanan tasarruf paketi derde derman olacak türden bir paket değil. Meclis’te onaylanan bütçeye göre 2024 yılında bütçe açığı 2.7 trilyon lira. Yani 2 trilyon 700 milyar. Açık böyleyken siz 100 milyar liralık tasarruf yapsanız ne kadar etkisi olur? Benim beklentim 500 milyar liralık veya bir trilyon liralık bir paket açıklanması yönündeydi. O zaman bir anlam ifade ederdi. Başka bir kıyaslama yaparsak 2024 yılında bütçe giderleri 11 trilyon 100 milyar bir bütçe gideri öngörülüyor. Bu giderlerden 100 milyar kısmak neyi değiştirir? Bütçe giderlerinin yüzde 1’i bile değil. Bu tasarruf paketi tasarruf ediyoruz demek ve gelecek vergi paketlerinin önünü açmak için yapıldığı anlaşılıyor. Enflasyonla mücadele denilecek ardından da bütçe giderlerini karşılamak için yeni vergiler kaçınılmaz denilecek. Amaç dediğim gibi yeni vergilerin önünü açmak. Kamu üzerine düşeni yaptı şimdi sıra vatandaşta denilecek. Bakın dün vergi paketinin öncüsü geldi. Otoyollara zam yapıldı. Yapılan oran yüzde 60. Beklenen yılsonu enflasyon oranımız yüzde 38. Zamlar neden yüzde 38 değil de yüzde 60. Üstelik otoyollara 1 Ocak’ta yüzde 50 zam yapılmıştı. 4 buçuk ayda bir yüzde 60 zam daha yapmanın anlamı nedir” dedi.
Bütçede çok büyük karadelikler oluştuğunu ve öncelikli olarak bu karadeliklere çareler aranması gerektiğini belirten Babuşcu, “Yap işlet Devret modeli ile yapılan köprüler, otoyollar, şehir hastaneleri üzerinde bir tasarruf yapılabilir mi sorusunun sorulması ve sonrasında neler yapılabileceği üzerine şirketler ile görüşmeler yapılmalı. Niyet yok bu konuda. Sonra biz baktık yapılabilecek hiçbir şey yokmuş dersiniz. Bütçenin karadeliği Kur Korumalı Mevduatlar bir karadelik, faizler ayrı bir karadelik, yap işletler ayrı bir karadelik, teşvikler ayrı bir karadelik. Bu teşvikler ile ilgili kime ne verildiği araştırılmalı. Bundan sonra verilecek teşviklerin de ince eleyip sık dokunmalı. Bunlar dışında bir de vergi muafiyetleri var ki ayrı bir durum” söyleminde bulundu.
Merkez Bankasının yılsonu enflasyon tahmini yüzde 38 olduğunun hatırlatan Babuşcu, “Yurtdışından para aramaya devam edeceğiz. Bütçe açığı dediğim 2.7 trilyon lira kendi açıkladıkları rakam ki daha ek bütçe talep etmediler. Ek bütçe talep edilecektir ve bütçe açığı 3.5 trilyon liranın altında olmayacaktır. Yılsonu enflasyon tahminim benim yüzde 50. Merkez Bankası yılsonu için enflasyon tahminini geçtiğimiz günlerde yüzde 38’e çekmişti. Yabancı kuruluşlar ise yüzde 40 ila yüzde 48 arasında bir enflasyon beklentisi içerisinde. Ben yılsonu enflasyonun yüzde 50 olacağı kanısındayım. Tabi yüzde 48 ile yüzde 50 arasında da çok bir fark yok. Bakın ekonomi yönetimi değişeli neredeyse bir yıl olacak ve faiz artışı dışında enflasyonla hiçbir şekilde mücadele edilmedi. Tek yapılan şey faiz artışı. Son 11 aydır enflasyonda düşüş trendi yok. Temmuz ayında bir düşüş trendine girecek enflasyon ama oda yapılanlardan dolayı değil baz etkisiyle bir düşüş olacaktır” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankasının resesyon beklentilerini de değerlendiren Babuşcu, “Bu gayet doğal. Son 1 yıldır frene basılmadı şimdi ise sert bir fren dönemi yaşayacağız. Yani bütçe giderlerinin bir miktar kısılıp vergi yüklerinin artırılması ile birlikte kaçınılmaz olarak bir resesyon dönemi bizi bekliyor. Sert bir giriş neticesinde de eksi büyüme ve işsizlik kaçınılmaz olacak. Yani resesyon dönemi başlayacak. Bu seferde bir resesyonla mücadele süreci başlayacak. Yani 3 yıl sonunda inşallah ekonominin toparlandığını görürüz. Oda her şey düzgün yapılır ve geri adımlar atılmazsa” dedi.