İranlı yetkililer, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın hayatını kaybettiğini açıkladı. Reisi’nin içinde bulunduğu helikopter, Pazar günü akşam saatlerinde Azerbaycan’dan dönüş yolunda kaza yaptı. Cumhurbaşkanı Reisi, helikopterle, İran-Azerbaycan sınırında bir barajın açılış törenine katılmıştı. İran devlet televizyonu, Reisi’nin helikopterinin bölgeden dönerken sert iniş yapması suretiyle kaza meydana geldiğini; Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Doğu Azerbaycan Eyalet Valisi Malik Rahmeti ve Tebriz Cuma İmamı Ayetullah Ali Haşim’in de helikopterde bulunduğunu duyurmuştu. Arama kurtarma ekipleri, olumsuz hava şartları nedeniyle çalışmaların güçlükle sürdüğünü bildirmiş, İran, Türkiye’den havadan arama çalışması yapmak için insansız hava aracı (İHA) talep etmişti. Türkiye’nin, İran Cumhurbaşkanı Reisi ve bazı yetkililerin geçirdiği helikopter kazasına ilişkin arama faaliyetlerinde görevlendirdiği Akıncı İHA, helikopterin enkazı olabileceği düşünülen ısı kaynağını tespit ederek koordinatlarını İran makamlarıyla paylaşmıştı.
Reisi’nin ölümü küresel ekonomiyi de derinden etkileyebileceğini söyleyen Ekonomist Uğur Civelek, “İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ölümünü zamanlama olarak çok manidar olduğunu söylemek mümkün. Amerika (ABD) geçtiğimiz haftanın başında Çin’e yönelik ekonomik yaptırımlarını açıklamıştı. Ardından İsrail’e silah sevkiyatını zorunlu kılacak yasa tasarısı büyük ses getirdi. Biden, Kongre’den geçmesi durumunda yasayı veto edeceğini açıklamıştı. Tam bu gelişmelerin olduğu bir haftanın sonunda İran Cumhurbaşkanı şaibeli bir şekilde öldü. Bu gelişmeler tüm dünyada jeopolitik ve ekonomik gerilimi artıracaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Son 5-6 aydır Orta Doğu’da yaşanan gerilimi düşürmek adına ABD’nin sürekli adımlar attığını ve İran ile sürekli temasa geçtiğini de hatırlatan Civelek, “Bölgede tansiyonun yükselmesi demek enerji maliyetlerinin tırmanması demektir. Jeopolitik tansiyon gerildikçe de enflasyon körüklenir ki bu şu anda ne ABD’nin ne de Avrupa’nın işine yarayacak bir gelişme değil. Çünkü Rusya-Çin bloğu her geçen gün daha da sıkılaşırken ABD ve Avrupa için aynı durumun geçerli olduğunu söyleyemeyiz. Bu yaşanan gelişme ekonomide algıyı 2-3 kat geriye götürecektir. Çünkü bu durum enflasyonist bir baskı yaratmasının dışında sıcak savaşın da kapısını aralar. Çin devasa bir güç haline gelmişken İsrail’in böylesi bir hamle yapması demek Avrupa ve ABD ekonomisine çivi çakmak demektir. Fakat ne ABD ne de Batı basının da bu konuya ilişkin bir ekonomik değerlendirme yapılmıyor. Daha doğrusu sansüre uğruyor. Çünkü oluşabilecek bir panik atmosferi Batıyı ve ABD’yi zorlayacaktır” dedi.
Çin ile Rusya’nın çıkar ilişkilerine zarar vereceği düşünülen bir yol bir kuşak projesinin de aslında Rusya ve Çin’i daha çok birleştirdiğini söyleyen Civelek, “Bir yol bir kuşak projesi Rusya’nın Orta Asya’da hakimiyetini tehdit etmek değil tam tersi iki ülkenin ABD karşısında daha çok kenetlenmesine yardımcı oluyor. Bunun sebebi ise projenin bölgede Rusya etkisini değil Amerika etkisini kırmak olduğunu Rusya biliyor. ABD’ye karşı da ikinci bir kutup olarak Çin ve Rusya ön plana çıkıyor. Böylesi bir ortamda ABD’nin ekonomik olarak çıkarlarını korumak amacıyla olayın bir an evvel kapanması için çaba sarf edecektir. Önümüzdeki birkaç hafta bu anlamda çok kritik bir süreç. Kişisel görüşüm ABD, İran’ı sakinleştirmek için İsrail’de Netanyahu’ya karşı muhalifleri destekleyecektir ve İsrail’in Kudüs’ten çıkışına şahitlik edebiliriz” ifadelerini kullandı.