Nüfus artış hızımız düşmüş.
Neden?
Altın oran olarak kabul edilen 2,1 in altına düşerek ciddi anlamda tehlike sinyalleri çalmakta.
2021’de binde 12,7 ve 2022’de binde 7,1 olarak ölçülen nüfus artış hızı, 2023’te binde 1,1’e geriledi.
Nüfus azalmasının nedenleri kentsel bozulmalar, nüfusun kendini yenileme oranının düşmesi, kırsaldan kente göç, hastalık ya da diğer facialar olarak sıralayabiliriz.
Bu nedenler içinde gösterilmeyen ama bana göre en önemli neden gelecek kaygısıdır. Gençler ekonomik çıkmazdaki ülkenin durumunu görerek evlilik planlarını bir başka bahara erteleme periyoduna girmiştir.
Bir düğün yapmanın maliyetini düşündüğünüzde gençlerin böyle düşünmesinin haklı olduğunu görürsünüz. Ufak pansuman tedavileri ile kapanmayacak yaralar mevcuttur. İşsizlik zirve yaptı. Alınan ücretler ile bırakın geçinmeyi kira dahi ödenemez bir hale gelmiştir.
Asgari ücreti baz alarak hesap yapmaya girmek dahi istemiyorum.
Gençlerin büyük çoğunluğu ülke dışına gitmek istiyor.
Nasıl geldik bu hale?
Uygulanmış ve uygulanmakta olan ekonomi programlarının bu sonucu doğurduğunu söylemek mi lazım yoksa aksi istikamete bakıp başka sebepler mi aramak lazım?
Bizim nüfusumuz böyle azalırken kendi ülkelerinde dahi bu kadar rahat bir hayat standardına kavuşamayan Suriyeliler başta olmak üzere sığınmacıların nüfus artış oranı arttıkça artıyor.
Sığınmacı politikamızı anlayabilmiş değilim. Sığındılar bitti, gitsinler artık dediğimizde efendim Ensar – muhacir… diyorlar.
Bu ülkenin bütün dengelerini bozan milyonlarca sığınmacıdır. 15 milyon sığınmacı bu ülkenin beka sorunudur. Halk bunu söylüyor ama her nedense ülkeyi yönetenler bunu ya görmüyor ya da umursamıyor.
Düşünsenize bunlar 1 ekmek 1 yumurta yese günde 15 milyon tüketim olur.
Araştırmaya göre bir kişi yılda 83,5 metre küp su kullanmakta. 15 milyon kişi 1,237 milyar metreküp su kullanır. Yusufeli Barajı’nda 1,5 milyar metreküp su bulunmakta…
Oturun hesap edin. Bu muhtaç (?), din kardeşimiz, ülkemize faydalı sığınmacılar (?) yılda bir Yusufeli Barajı suyu tüketmekte.
Türk milletinin sofrasından, yaşamından kısarak ödediği vergiler ile yapılan barajlar bu kadar büyük bir kitleye hizmet ediyor. Ne diyelim?!
Hakeza hastaneler de aynı durumda. Üniversiteler ve diğer okullarımızda bu kitle ile dolu. Ne oluyor?
En az 3-5 milyon evi işgal etmişler. Kiraların yüksekliğine başka sebep aramak gerçekçi olur mu?
Bu sığınmacılar yetmiyor gibi Afrika kökenli insanların üniversiteler ve liselerdeki yoğunluğu ise gözden kaçmıyor. Üniversitelerin bazı bölümlerinde yabancı sayısı Türklerin sayısını geçmiş durumda.
Afganlıların 3-4 ülkeyi geçerek Türkiye ye gelmesini ise hiç anlayabilmiş değilim. Arkalarında eşlerini, kızlarını, anne ve babalarını bırakarak gelmelerine ise şüphe ile bakıyorum.
Ortam bu kadar karışık iken gençlerin yuva kurmalarını beklemek ne kadar akılcı olur.
Acaba bu nüfus azalmasının önüne sığınmacılar vatandaş yapılarak mı geçilecek? Merak ediyorum.
Görelim bakalım.
Türkiye bu kadar büyük kitlelerin kontrolsüz ve hesapsızca doldurduğu bir ülke haline geldi. Bir an önce evet bir an önce bunlar evlerine döndürülmelidir.
Bu zaruridir, beka meselesidir.
Söyledik, söylüyoruz, söyleyeceğiz.
İktidar bunu yapsın, hep birlikte coşku ile alkışlayacağız.
Selam ve dua ile.