Hakkari Belediyesi’ne kayyım atanmasına ilişkin konuşan CHP lideri Özgür Özel, “14 yıllık bir mesele ve iddianameyi hazırlayan savcı, şu anda FETÖ’den firarda. İddianamedeki iddiaları ispat imkanı yok, dava defalarca ertelenmiş ama dün yeni bir soruşturma açılıp, belediye başkanı yeni soruşturmaya istinaden gözaltına alınıp, 14 yıllık davadan değil, yeni soruşturmadan gözaltına alındı. Suçu neydi bilmiyoruz ama gizlilik kararı var diyorlar. Suçu varsa, kaydı varsa, yeni bir delil varsa elbette cezalandırılabilir. Ama usul yöntem bellidir” dedi.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İki ay önce yapılan seçimlerde bütün Türkiye karar verdi. 81 ilde seçimlere girdik. 30 büyükşehrin 14’ünü kazandık, 21 il belediyesi kazandık, 35 belediyede milletimiz yetkiyi bize verdi. Her yeri kazanamadık. ‘Kazanamadığımız yerlerde bu seçimi nasıl kazanırdık’ın muhasebesini yaptık ve önümüzdeki seçimler için çalışmaya başladık.
Hakkari de kararını verdi. Mehmet Sıddık Akış, yüzde 49 oy alarak yani her iki kişiden birinin oyunu alarak belediye başkanı seçildi. Dün sabah, bir operasyonla kendisinin gözaltına alındığını, yerine Hakkari Valisi’nin kayyım olarak atandığını öğrendik. Üstelik, ilgili iddianame 2010 yılında başlayan bir soruşturmaya ait, kabul ediliş tarihi ise 2014, dava 2014’te açılmış, 20 yıldır devam eden bir dava. 14 yıllık bir mesele ve iddianameyi hazırlayan savcı, şu anda FETÖ’den firarda. İddianamedeki iddiaları ispat imkanı yok, dava defalarca ertelenmiş ama dün yeni bir soruşturma açılıp, belediye başkanı yeni soruşturmaya istinaden gözaltına alınıp, 14 yıllık davadan değil, yeni soruşturmadan gözaltına alındı. Suçu neydi bilmiyoruz ama gizlilik kararı var diyorlar. Suçu varsa, kaydı varsa, yeni bir delil varsa elbette cezalandırılabilir. Ama usul yöntem bellidir. 14 yıldır yargıla, tutuklama. Milletvekili olacağında temiz kağıdı ver, belediye başkan adayı olacağında temiz kağıdı ver, dava devam ederken yeni soruşturmayla bir günde kayyım ata. Bir; kayyım atamak, Hakkari halkının iradesine saygısızlıktır. Eğer suçu varsa yargılanır. Tutuklu yargılanırsa; ki tercih etmemek lazım, yerine belediye meclisinden vekil seçilir. Ceza alırsa, kesinleşirse düşer ve yerine belediye meclisinden belediye başkanı seçilir. Bu, böyle uygulanması gerekirken, bir KHK ile ‘konu terör ile ilişkiliyse kayyım atarım, hemen atarım, mahkeme kesinleşmeden atarım, sonra da içlerinden seçtirmem.’ Hakkari, bir belediye meclisi seçiyor, belediye meclisindeki herkes farklı farklı kişiler. Biri suçluysa, suç onu bağlar, kanuna göre kardeşini, evladını bağlamaz. Ama sanki bütün belediye meclisi o suçu işlemiş gibi ‘içinizden seçemezsiniz, ben atarım’ diyor, valiyi atıyor. Bu anlayış, AKP’nin, cumhur ittifakının, 31 Mart günü seçimlerde aldığı hezimetin en önemli birkaç sebebinden biridir. Milletin iradesine saygılı olmayanın milletin gönlünde yeri olmaz.
Geçen hafta Ahmet Türk, ziyaretime geldi, seçimleri kutladı, genel başkanlığımı kutladı. Malum kendisi Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı. 2014’ten beri, yani Türkiye’de büyükşehir kanunu bütün şehri kapsadığı günden beri Mardinliler yerel seçimde sandık başına gidiyorlar ve Ahmet Türk’ü seçiyorlar. Daha başka birini seçmiş değiller, irade bu kadar net. Oylarda her zaman rekor oylar alıyor. O günden bugüne 10 yıl 2 ay ve bugünden sonra da 5 yıl belediye başkanlığı yapması lazım. Şu ana kadar 2 yıl 4 ay belediye başkanlığı yapmış. Mardin Ahmet tÜRK diyor, cumhur ittifakı siz bilmezsiniz, benim atadığım vali yönetecek diyor. Biliyorsunuz sonra o valiler Süleyman Soylu’ya 30 bin liralık tespihler verip, parayı Mardin Belediyesi’ne ödetiyorlar. Süleyman sOYLU yetmez, ne kadar AKP’li yönetici varsa, bugünkü emekli maaşının 3 katı, 5 katı, 7 katı değerinde hediyeler verip parayı yine Mardin Belediyesi’ne ödetiyorlar.
Terör varsa, kim yapıyorsa, teröre desteği kim veriyorsa yargılansın, suçu ispatlansın, görevden alınsın. Ama sadece iddia ile kayyım atamak ve yerine meclisten değil, Vali’yi atamak, demokrasiye yakışır bir iş değildir. Hakkari’de atanan kayyımı da tekrar niyetlendikleri Mardin Büyükşehir’deki kayyım atama niyetini de CHP’nin bir belediyesine atanmasına nasıl tepki veriyorsak, buna da öyle tepki veriyoruz. ‘Sana göre demokrasi, bana göre demokrasi’ olmaz.
Elimde dün akşam yayınlanan bir Anayasa Mahkemesi kararı var. AYM kararları ve anayasa herkesin dilinde bugünlerde. Ben de yemin ederken anayasaya göre ediyorum, Sayın Erdoğan da öyle. AYM Başkanı da ona göre yemin ediyor, yetki kullanıyor. Burası hukuk devleti ise anayasaya uyacağız. Uyulmazsa, Meclis’te uyulmazsa görev bize ait. Grup başkanvekillerimiz ilgili uzmanlarımızla çalışırlar. Anayasaya aykırı kanun ya da KHK ya da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi varsa, görev 120 milletvekillerine imza attırabilen CHP’nindir. İkinci grup olarak da ana muhalefet partisi olarak da CHP’nindir.
Bu rejim, 16 Nisan referandumunda, rejime kasteden bir anayasa değişikliğinin OHAL şartlarında oya sunulması ile başladı. İlk yapılacak seçimden önce yetki kanunu çıkarıldı. Yetki kanunu, seçime kadar kullanılmadı, seçimden, Kabine atanana kadar, önceki yetki kanununa dayanarak, yasal boşlukla ve kanun sınırlarını aşarak, KHK ile 703 sayılı; devlet baştan aşağı dizayn edildi. Durun dedik, yapmayın dedik, anayasaya aykırı dedik. Aykırı ise AYM’ye gidin dediler. 60 gün içinde iğneden ipliğe inceledik, gıdım gıdım inceledik, tuğla gibi bir başvuru yaptık. bizim 60 günde inceleyip iddia ettiğimiz aykırılıkları, Anayasa Mahkemesi 6 yıl inceledi. O 6 yılda bakanlar atandı, bürokratlar atandı, yeni hükümet kuruldu, seçim yapıldı, yeni işler yapıldı ve sonunda beyefendiler kararlarını verdiler. Bakın; Adalet Bakan Yardımcısı’nın HSK’da doğal üye olmasına, rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atanmasına, TRT’ye bedelsiz taşınmazların devredilmesine, TRT’nin özel şirket kurmasına, Kamu İhale Kanunu’nda istisna tutulmasına, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın atanması gibi düzenlemelerin tamamını iptal etti. Devlette yaptıkları her şeyi iptal etti, her şeyi. Bir yıl da zaman verdi.
Dün akşam itibariyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kolonları kesiktir, kirişleri kırıktır, temeli kumdandır. Devleti sakatlamışlardır. Bu devletin bu hale getirilmesinde AKP ile MHP’nin anayasa tanımazlığı sebeptir. Bunu söylemeye devam edeceğiz.
Murat KARABULUT