Naci Girginsoy’un anısına

1924 yılında dünyaya gözlerini açan ve 26 Haziran 1982’de dünyaya gözlerini yuman yazar, gazeteci Naci Girginsoy’u anacağım bugün. 
Naci Girginsoy, Manastır / Kesriye’de doğdu. Soyadı Girgin olmasına rağmen, Naci Girgin adlı sanatçı ile karıştırılmamak için yazılarında Girginsoy soyadını kullandı. Rumeli’den Türkiye’ye göçen bir mübadil aile olan Girgin’ler İzmit’e yerleşti. Yazar, Rumeli’den göç etmiş mübadillerin çoğunluğu oluşturduğu Kemalpaşa Mahallesi’nde büyüdü. Öğrenim hayatını da İzmit’te geçirdi. İlköğrenimini İzmit Necatibey İlkokulu’nda, ortaöğrenimini İzmit Ortaokulu ve Ticaret Lisesi’nde tamamladı. Laborantlık, Devlet Demir Yolları’nda memurluk, vardiya işçiliği, istasyon şefliği görevlerinin yanı sıra Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nde (SEKA) kütüphane memurluğu, sosyal işler şef yardımcılığı, yayın ve kütüphane şefliği, basın müşavirliği görevlerini yerine getirdi. SEKA’nın basın işlerini düzenlemeye başlayan Girginsoy, SEKA Postası gazetesini yayımladı; gazetenin yönetiminde bulundu. İzmit’te on yıl süreyle çıkardığı bir diğer süreli yayın, Bizim Şehir adlı gazete oldu. Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı görevinde bulundu. Varlık dergisi eleştiri (1954), Türk Hava Kurumu makale (1959) ödüllerini; Tercüman gazetesi öykü (1966), Son Havadis gazetesi öykü (1973) yarışmalarında birincilik, Akbaba dergisi Yusuf Ziya Ortaç gülmece öyküsü yarışmasında ikincilik ödülünü kazandı. İki çocuk babası olan Girginsoy, 26 Haziran 1982’de vefat etti. İzmit’in kültür ve sanat hayatının gelişiminde çok önemli katkı sahibi olan Girginsoy’un vefatının ardından oturduğu evin yakınındaki bir sokağa adı verildi. Naci Girginsoy adına, Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği tarafından öykü yarışmaları düzenledi, ödüller verildi.
Naci Girginsoy, ilkokul yıllarından itibaren okuma ve yazmaya meraklıydı. Onun etkilendiği ilk eser Reşat Enis’in Gece Konuştu isimli romanı oldu. Nurullah Ataç, Girginsoy’un yazın dünyasını etkileyen en önemli isimlerden biriydi. Girginsoy, “Ben çocukluğumdan bu yana sanatı; insanı daha bir insan yapan, incelten, daha mutlu, özgür, hoşgörülü, sevecen yapan bir dal olarak tanımlarım ve öyle bellerim. Benim sevdiğim yazarlar da insan sevgisiyle yüreği sımsıcak olanlardır” cümleleriyle sanat anlayışını tanımladı. Onun bu bağlamda andığı isimlerden bazıları Sait Faik Abasıyanık, Sabahattin Eyüboğlu ve Behçet Necatigil’di (Buharalı 2010: 22).
İlk yazısı “Günlerden Pazar”, 1950’de Kaynak dergisinde; ilk kitabı, çoğunluğu Varlık dergisinde yayımlanmış öykülerinden oluşan Mavinin Ölümü ise 1979’da yayımlandı. Bizimşehir, Sesim, Kocaeli, SEKA Postası gazetelerinde; Kaynak, Türk Yolu, Güney ve Varlık dergilerinde öyküleri, denemeleri ve makaleleriyle yer aldı. Doğaya duyduğu sevgi ve sorumluluğun çocukluk ve gençlik yıllarına uzandığı Girginsoy’un, öykülerinde de doğa sevgisi daima ön planda yer aldı. Ömrünü geçirdiği ve derin bir bağlılık duyduğu İzmit’in yeşilliğine ve doğal güzelliğine dair sevgisi onun öykülerinin temel izleğini oluşturdu.
Varlık dergisindeki otuz yıllık yazarlık birikiminin bir seçkisi olarak, dergide yayımlanmış yazılarının içinden kendisinin seçerek hazırladığı İpek Böceği 1980’de yayımlandı. Bu yazılar, onun öykücülüğünün dışında eleştirmenliğini, doğa sevgisini, yurt sorunlarına karşı duyarlılığını, dostlarına olan vefasını göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Öner Yağcı, onun düzyazıları üzerine “Çağdaşlık arayışının insani erdemlerle dolu çığlıkları da diyebiliriz Naci Girginsoy’un denemelerine” tespitinde bulundu (Yağcı 2010: 90). Mübadele ile Balkanlar’dan Türkiye’ye göç eden bir ailenin ve II. Dünya Savaşı yıllarına rastlayan dönemin anlatıldığı; Girginsoy’un tek romanı Gençlik Çıkmazı (1979), yazarın kendi yaşamından hareketle kaleme aldığı bir yapıttır.