Olimpiyat açılışındaki gizli siyaset

Hayal edilenden farklı ve sürprizlerle dolu Paris Olimpiyatları tartışmalarla başladı.
Sportif anlamda tarihteki yerini altın harflerle alacağından şüphe yok.
Bütün sporcular var gücüyle mücadele edip hak ettikleri madalyaları alacaklardır.
Üzülen, sevinen, parmağını keserek sürpriz yapanlarla organizasyon devam ediyor.
Paris’in olimpiyat düzenleme konusunda tecrübesiz bir yer olmadığını herkes biliyor.
Ne yaptıklarını bilerek planlayarak ve organize ederek servis ediyorlar.
Sen Nehrindeki sporcuların geçişi, neşesi ve bayraklarını gururla taşımaları muhteşemdi.
İlk defa stat dışında organize olmaları tartışılmaz derecede harikaydı.
Hayalimizdeki dünyanın barış, huzur içinde olması sadece sanatçılara kalmamalıdır.
Onlar da olmasa savaş çığlıklarını duymayacak, ölen çocukları bilmeyeceğiz.
Siyasetin Paris Olimpiyatlarına dahil olduğunu anlamayan yok gibi.
“Fair-Play” anlayışının dışına çıkarıldığını en azından açılışla görmüş olduk.
Taraf oluyor, vurdumduymaz davranıyor ve kendilerinden başkasını umursamıyorlar.
Ağlayan anneleri, dağılan yuvaları ve kaybolan hatıraları görmüyorlar.
Pierre De Coubert olimpizm ruhunu düşünürken bunları hayal etmediğine eminim.
Geçmişteki olimpiyatlarda savaşların durduğu hikayelerini duyup onlarla büyümedik mi?
Rus ve Belarus sporcular olimpiyatlara alınmazken,  Gazze bombalanırken,                                                                         İsrailli sporcular şov yaparken olimpizm ruhu sekteye uğramıyor mu?
Barış, dostluk ve huzuru simgeleyen olimpizm ruhuna başta kendileri inanmıyor.
Ayrımcılık, cinsiyetçilik ve etnisiteyi ön plana çıkarmak olimpiyat ruhunu zayıflatıyor.
Birlik, uyum ve şartların eşitliği olmazsa olimpiyat düzenlemenin anlamı olmamalı. 
Siyaseti kendi lehine uyarlamak, kendi duygu ve düşüncelerini evrensel olarak görmek,                                                               kendisi için mübah olanı diğer ülkelere hor görmek olimpizm ruhunu öldürür.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) misyonu için savaşın durmasını şart koşabilir, uymayanları organizasyona dahil etmeyebilirdi.
Bir taraf kan ağlarken diğer taraf keyif çatıp gücüne güç katmayı hedefliyor.
Sömürgecilik de olimpizm ruhuna aykırı ama,
Paris, Los Angeles ve diğerlerinin oyunları organize etmesi planlarının parçası olabilir mi?