Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Gençlerbirliği seçimli olağanüstü genel kurulunda kullanılan 178 oyun 167’sini alan Niyazi Akdaş yeniden Gençlerbirliği başkanlığına seçildi.
Genel kurulun ana gündem maddelerinden biri tüzük değişikliği idi. Tüzük taslağı oy çokluğuyla kabul edildi. Yeni tüzük taslağı ile birlikte Gençlerbirliği, dernek statüsünden çıkarak 7405 sayılı kanuna bağlı spor kulübü oldu.
Başkan Niyazi Akdaş yaptığı teşekkür konuşmasında, yeni tüzük taslağının 200 kişiyle oylanmasına üzüldüğünü belirtti. Başkan çok haklı. 1300 delegeniz var ve bunlardan sadece 200’ü oylamaya katılıyor. Çok büyük bir duyarsızlık örneği! Tabii ki, başarı istemek bütün taraftarların hakkı ama biraz da böyle olaylara karşı duyarlı olmak gerekiyor.
Ayrıca başkan, bir daha 3-4 ayda bir seçim kararı almayacaklarını da açıkladı. Bu kararı da son derece olumlu karşılıyorum.
İstikrar çok önemli. Uzun vadeli planlama, izlenilecek stratejiler, yapılacak transferler için çok önemli.
Başkan Niyazi Akdaş ve yönetim kuruluna yeni dönemde başarılar diliyorum. Yönetim kurulunda yer alan isimler, Gençlerbirliği’ni düzlüğe çıkarmak için gecelerini gündüzlerine katan isimler.
Başkan vekili Arif Ölmez’in yeniden yönetim kurulunda yer alacak olması çok önemli. Camianın değerli isimlerinden biri. Böylesine kıymetli isimlerin yönetim kurulunda yer alacak olması Gençlerbirliği için büyük bir avantaj.
Biraz da futbol konuşalım.
Gençlerbirliği, Trendyol 1. Lig’in 9.haftasında Eryaman stadında İzmir temsilcisi Altay’ı konuk etti.
Karşılaşmanın ilk yarısında, oyunun kontrolü Gençlerbirliği’nin elindeydi. 11.dakikada Buğra Çağıran ile 1-0 öne geçtiler. 2-3 net gol pozisyonundan da yararlanamadılar. Bu pozisyonlar gol olsa ilk yarının 3-4 gollü Gençlerbirliği üstünlüğü ile bitmesi işten bile olmazdı.
Nzaba ve Wu gibi iki önemli stoperin yokluğuna rağmen, ilk yarıda rakibine ciddi bir pozisyon vermedi Kırmızı Karalar. Altay takımının hücum gücünün zayıflığı da Gençlerbirliği defansını rahatlattı.
İkinci yarıda, Gençlerbirliği’nin defans hattında değişen bir şey yoktu. Kontrollü oynadılar ve İzmir temsilcisine önemli bir pozisyon vermediler.
Ancak, ikinci yarıda ortaya konulan hücum performansını hiç beğenmedim.
85.dakikada Sambou Yatabare ve 90+4.dakikada Mustapha Yatabare’nin attıkları gollere rağmen bunu söylüyorum.
Belki, Altay gibi oyuncu kalitesi düşük takımlara karşı bu hücum temposu yeterli olabilir ama ciddi takımlara karşı daha kaliteli hücum organizasyonları gerekiyor.
Altay’ı 3-0 gibi net bir skorla mağlup eden Gençlerbirliği, puanını 17’ye yükseltti.
Geçirdiğim ağır ameliyatın ardından Altay maçı ile birlikte tribünlere döndüm. Ankara futbolunun iki asırlık çınarı olan Ankaragücü ile Gençlerbirliği’nin maçlarını tribünlerde takip etmeyi çok özlemişim. Bu nedenle, çok heyecanlı olduğum bir gündü.
Yerime oturduğum ilk anda gördüğüm manzara karşısında biraz üzüldüm. Tribünlerde çok büyük boşluklar vardı. Play Off hedefiyle yola çıkan, bu hedef doğrultusunda iyi futbol oynamaya çalışan Gençlerbirliği bu ilgisizliği hak ediyor mu? diye sormadan edemedim kendime.
Bu maçın Pazartesi günü oynanması da bu ilgisizliği biraz tetikledi ama yazımın başında da belirttiğim üzere, başarı isteniyor ise taraftarlar da bazı fedakarlıklarda bulunmak zorunda.
Yazımın sonunda çok farklı bir konuya değinmek istiyorum.
Altay takımının stoperlerinden kaptan İbrahim Öztürk, Bursaspor’da şampiyonluk yaşayan kaliteli bir oyuncu.
42 yaşında… Tekrar ediyorum! 42 yaşında! Ve hala 90 dakika forma giyebiliyor. Ve hala, çalıştığı teknik direktörlerin öncelikli tercihlerinden biri olabiliyor.
Gösterdiği performans yeterli mi? Tartışılır. Tartışılması da gayet doğal. Ancak, 42 yaşında olmasına rağmen futbol oynayacak gücü hissetmesi çok önemli. Demek ki, kendisine iyi bakıyor ve düzenli yaşıyor. Gönülden tebrik ediyorum.