Korku hepimiz için tanıdık bir duygu. İnsan neden korkar diye düşündüğümüzde, üç aşağı beş yukarı sıralayacaklarımız aynı olacaktır tahminimce. En basitinden başlayarak sayacak olursak, belki sevdiğimiz bir eşyayı, belki işimizi, neşemizi, sağlığımızı, en kötüsü ve zoruysa sevdiklerimizi.
Uzmanlar korkularımızın temelinde çocukken deneyimlediklerimizin olabileceğini vurguluyorlar. Örneğin o yıllarda yaşadığımız kayıplar, veyahut bizleri aşırı derecede koruyan ebeveynlerle büyümek yetişkinliğimizde de yaşadığımız korkularımıza sebep olabiliyormuş.
Biz yetişkinler bu korkularımızla baş edebilmek için türlü yollar deneyebiliyoruz. Örneğin kaybetme korkusuyla baş etmek için, hatta tüm korkularımızla baş edebilmek için öncelikli olarak yapmamız gereken, bu duygunun normal bir duygu olduğunu kabullenmek olmalı.
Nasıl korkarım, neden korkuyorum gibi sorularla duygularımızı yargılamamalı, bu duygunun olağanlığını kabul etmeliyiz. Misal, kim sevdiklerini kaybetmekten korkmaz ki?
Baş edemediğimiz düşündüğümüz noktada veya baş edebiliyor olduğumuzu düşündüğümüz zamanlarda da, korkularımızla ilgili güvendiğimiz kişilerle konuşmaktan kaçınmamak, duygularımızı paylaşabilmek bizleri endişe ettiğimiz konulardan uzaklaştırmaya yardımcı olabilir.
Korkularımızın hayatlarımızı olumsuz etkilememesi için en önemli ve güvenli çözüm yoluysa, destek almaktan kaçınmamak, duygu yönetimi konusunda uzman desteğine başvurmak.
Uzmanların çözüm arayışımızda en önemli yol eşlikçilerinden olduğunu unutmamamız, unutan yakınlarımıza, sevdiklerimize de bunu sıklıkla hatırlatmamız gerek.
Kalın sağlıcakla.