Kapanmak İstemeyen Bir Kadını Kapatamazsınız

İran yine kadın hakları konusunda kendisinden beklenileni yaptı. 2 Kasım günü Tahran İslami Azad Üniversitesi’nde bir kadın, başörtüsünü hükümetin istediği şekilde takmadığı için güvenlik görevlilerinden fiziksel aşağılama gördü. Bu cesur kadın evine gidip ağlamak yerine iç çamaşırlarına kadar çıkarttı, önce kampüste oturdu, sonra caddeye çıkıp yürüdü. Kampüsteki bir sınıfta diğer üniversite öğrencileri tarafından çekilen video, sosyal medyada büyük ilgi topladı ve birçok kişi genç kadını cesareti nedeniyle övdü.
İran devletinin açıklaması yine akıl ve mantıktan uzaktı. “Akıl hastasıydı” dediler. “Kocasından ayrılmış, 2 çocuğu var, çocuklarını göstermiyorlarmış o yüzden psikolojisi iyi değilmiş, akıl hastanesine yatırdık” dediler. Hatta üniversite yöneticisi de görmeye gitmiş ve fiziksel şiddete uğradığına dair bir iz görmediğini söyledi. Fakat şahitlerin hepsi ahlak polisinin, onların istediği şekle uymayan baş örtüsüne yaptıkları muameleden sonra kadının böyle bir şey yaptığını söylediler. İran yetkilileri bize kadının adını bile söylemiyorlardı, sonradan isminin Ahoo Daryaei olduğunu öğrendik. Eyleminin üzerinden bir buçuk aylık geçti ama hala akıbeti hakkında bir bilgimiz yok. Bu kadın deli yaftası yapıştırılıp ömrünün kalanını hapiste mi geçirecek? Mollaların kadına korkunç baskısının biteceği belirsiz bir zamanı mı bekleyecek? Suriye’de olanlardan sonra öğrendiğimiz üzere; kendi vatandaşını bombalamayı reddeden pilot gibi 42 yıl sonra mı özgürlüğüne kavuşacak? Bu kadına ne olacak?
İran Hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani, “Bu meseleye güvenlik merceği altında bakmak yerine, sosyal bir mercekle bakıldığını ve sorunlu bir birey olarak bu öğrencinin sorunlarını çözmeye çalıştıklarını” söyledi. Fakat bu ne kadar inanılır? Sorunlu öğrenciler okula taş atar, öğretmenlere bağırır, masaları devirir, bağırıp çağırır. Siz hiç kıyafetlerini çıkarıp sakin sakin oturan bir sorunlu öğrenci gördünüz mü? Evet; belki bu kadının özel hayatında sorunları vardı, belki gerçekten eski kocası ona çocuğunu göstermiyordu. Ama belki de bu kadın erkek sistemin kendisine yaptıkları, eski kocasının haksızlıkları da dahil olmak üzere bunalmıştı ve belki de başörtüsünü bile nasıl takması gerektiğine karışan erkek eli kadıncağızın bütün sabrını tüketti. Defalarca izlediğimiz o videoda sorunlu bir kadın değil de artık yılmış ve “Kıyafetime de karışamazsınız” demeye çalışan bir kadın olamaz mı? 
Başını sizin istediğiniz gibi kapatması için bir kadını zorlayamazsınız. Başörtüsü bir kadının kendisinin kendisine vereceği bir tercih ve karardır. Nasıl ki başını örttüğü için bir kadını toplumun dışına atmaya, iş imkanını kısıtlamaya, devlet dairesinde memur olmasını engellemeye zerrece hakkımız yoksa başını kapatmak istemeyen bir kadına da en ufak bir kısıtlama getiremeyiz. 
Bir vakitler bizim ülkemizde başı kapalı kadını devlet memuru yapmazlardı. Üniversite sınavına bile alınmazlardı. İlk yumuşamalar başladığında başörtülerin üzerine takılan peruklarla işe gitmeye çalışan ve amirinin buna göz yummasını büyük şans addeden kadınlara, perukla üniversite sınavlarına girmeye çabalayan kızcağızlara yapılanlar doğru değildi. Fakat o zamanların uygulaması, yüzyıllar süren Osmanlı İmparatorluğu’nun kadını yok saydığı kuralları yıkmak, kadına bir değeri olduğunu, saçının görünmesinin veya görünmemesinin bir anlamı olmadığını anlatabilmek için yapılmıştı. Atatürk’ün anlatmaya çalıştığı şey; erkekler istiyor diye başlarını kapatmak zorunda olmadıklarıydı. Uygulamalar onun yokluğunda yanlış yerlere evrildi. 
Şimdi İran’da çok farklı bir haksızlık yapılıyor.  Başörtüsünün altından saçı görüldüğü için müdahaleye uğruyor, dövülüyor, hapishanelere, akıl hastanelerine atılıyorlar.
Kadın giyiminde yasak olabilecek tek şey yüzün de kapalı olduğu kara çarşaf, burka gibi giyimler olmalıdır. Bu yasağın nedeni de yine kıyafete müdahale değil, güvenliktir. Yüzü kapalı çarşafın içinde kim olduğunu bilemezsiniz, belki kanundan saklanan bir erkektir, belki bir teröristtir. Michael Jackson bile olabilir kara çarşafın içindeki, tıpkı yıllar önce Dubai’de bir kadın tuvaletinde yaşandığı gibi.