“Asgari ücrete zam değil, indirim yaptılar”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Ormancılar Derneği 100’üncü Yıl Sempozyumunun açılış konuşmasını yaptı. CHP Lideri Özel, “İl başkanımız, milletvekillerimiz, Parti Meclisi üyelerimiz, belediye başkanımız ve genel başkan yardımcılarımızla birlikte bu anlamlı günde Türkiye’nin en köklü ve en önemsediğim derneklerinden biri olan Ormancılar Derneği’nin 100’üncü yıl Sempozyumu’nun açılış konuşmasını yapıyor olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Hepiniz hoş geldiniz, 100’üncü yılınız kutlu olsun” dedi. 
Özel şöyle devam etti:
“ ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ’NE YAPILANLAR UTANÇ VERİCİ”“Bugün asırlık çınar Türkiye Ormancılar Derneği’nin 100’üncü kuruluş yıldönümünde hep birlikteyiz. Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt bu köklü kuruluşun Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün teşvikiyle kurulmuş ilk sivil toplum örgütlerinden biri olması burayı ve bugünü çok daha anlamlı kılıyor. Atatürk’ün yeşile ve ormana verdiği önemi, Ankara’nın bozkırında yarattığı adeta bir vaha niteliğindeki çiftliğine, orman ismini vermesiyle görmek mümkün. Bizler de onun mirasını sürdürmekte kararlıyız. Ancak şunu hatırlamak gerekir ki Atatürk Orman Çiftliği, Atatürk’ün vasiyetine rağmen, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanet etmiş olmasına rağmen orman vasfı kaybedilen, kaybettirilen meselesinde olduğu gibi çiftliğin de vasiyete aykırı olarak bir takım bölgelerinin imara açılması, kaçak yapılar yapılması, Cumhurbaşkanı sarayının yapılması, Ankara’ya çok büyük kötülükler yapmış bir kişi tarafından içerisinde turizm amaçlı olmadık yapıların hayata geçirilmiş olması gerçekten hepimizi çok üzen ve utandıran bir durum. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bunca yıllık iktidarına engel olamamanın çok ağır bedelleri var. Tabii bunun yereldeki etkilerini ciddi şekilde ortadan kaldırabilecek önemli bir başarı kazandık 31 Mart’ta. Ama geneldeki etkilerini kaldırmak için de veya hiç olmazsa hızla geri döndürmeye başlamak için de önümüzdeki genel seçimlere hep birlikte çok umutla bakıyoruz. Ankara Büyükşehir Belediyemizin Gölbaşı tarafında geçtiğimiz hafta bizzat gezdiğim, mutlaka haberdar olduğunuz, haberdar olmayanların, gezmeyenlerin görmesi gereken bir BAKAP projesi var. Meselenin özünde orası çok büyük bir konut alanı olarak projelendirilmiş. Daha sonra buna mahkeme açılmış. Mahkeme, o planın konut olarak yapılmasını bozmuş. O sırada da artık Ankara Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi’nde. Orayı yeniden mahkeme kararının arkasından dönerek konut alanı yapmak ya da mahkeme kararına uyarak kısmi konut alana yapmak yerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş ve büyükşehir belediye meclis üyelerimiz örgütümüzün de büyük talebiyle ve desteğiyle birlikte orayı bir orman çiftliği haline getirmeye karar verdiler.” 
“YENİ BİR AOÇ İNŞA EDİLİYOR”“Üzerinde 800 milyon lira, adını anmak istemediğim önceki belediye başkanının ifadesiyle ‘1 milyar liralık konut alanını vizyonsuz adamlar tarla yaptılar’ diye ifade ediyor. Ben geçtiğimiz hafta gezdim. Orası BAKAP adı altında önce tarıma yönelik Ar-Ge yapan, sonra tarıma yönelik olarak eğitim veren, sonra tarıma yönelik olarak üretim yapan ve sonra da tarım konusunda özellikle küçük çocukların doğa ile tanışmaları, toprağa dokunmaları, ağaç dikmeleri, ormanı tanımaları açısından projelendirilmiş, tarım turizmine yönelik bir alan. Geçen haftaki gezimizde buranın nihai ismi ne olsun diye konuştuk. Orası aslında bir tarım araştırma merkezi olduğu için adının Atatürk Tarım Araştırma Merkezi, ATAM Çiftliği olmasına karar verdik. Bundan önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çiftlik olarak bıraktığı yerlere konut yapılırken o konutu yapanların, o sarayları yapanların elinden aldığımız o alandaki o 800 milyon liralık konut üretilebilecek alanda şimdi yeni bir Atatürk Orman Çiftliği inşa ediliyor. 38 kilometrelik bir çevre alanı var. Herhalde orada bundan önce çeşitli şehirlerde koşulan maratonlar ilk kez Ankara’da öyle asfalt üzerinde veya şehrin içinde değil, ormanın etrafında, ağaçların arasında, göletlerin etrafından geçilerek koşulacak bir maratonun da yapılabileceği; çocukların anneleriyle, babalarıyla bir gün, üç gün, bir hafta geçirebilecekleri; içinde karavan turizminin de olduğu, günübirlik ziyaretlere açık olan; biraz önce Sayın Başkan’ın ifade ettiği gerçek anlamda, doğru şekilde yönetilen orman varlıklarından elde edilen ürünlerin de tasarımlarının yapılabildiği, hepimizin gurur duyabileceği, tohum üretiminin yapıldığı, Anadolu’nun desteklendiği, ata tohumlarına sahip çıkıldığı muhteşem bir proje var. Ben geçen hafta adını koyduğumuz -ki elbette belediye meclisine önerilecek ve takdir büyükşehir belediye meclis grubumuzun- ATAM Çiftliği’ni gezdim. Şöyle söyledim; Ankara’ya 23 Nisanlarda, 19 Mayıslarda milyonlar akıyor Anıtkabir’e. Atatürk’ün huzuruna gidiyorlar, ona saygılarını gösteriyorlar. Onun emaneti Atatürk Orman Çiftliği yine ziyaret edilebilir, orada da önemli rehabilitasyon çalışmaları var ama ATAM Çiftliği de Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Atatürk’ün vizyonuna uygun olarak oluşturulan bir alan. Oranın da görülmesi ve dernek tarafından da sahiplenilmesi, belki Ormancılar Derneği’nin orada bazı projeleri üstlenmesi son derece yerinde olacaktır. Tabii burada biraz önce Sayın Başkan da andı. Türkiye Ormancılar Derneği’nin benim açımdan değerli olan bir diğer kısmı da üç kurucusundan biri olan merhum Abdülkadir Sıtkı Sorkun’un benim bir meslektaşım olmasıdır. Eczacı meslektaşımı burada bir kez daha minnet, hürmet ve saygıyla anmak istiyorum. Ailesinin burada olması da benim açımdan çok kıymetli. Belki çıkarken Sayın Başkan bizi tanıştırır, büyük mutluluğa erişmiş olurum.”
“ALMANYA’DA 100 İŞÇİDEN ALTISI, TÜRKİYE’DE 57’Sİ ASGARİ ÜCRETLİ”“Bu ülkede alın teri ile emeğiyle çalışan kim varsa zorda. Hükümet 2025 yılının asgari ücretini bir oldu bittiye getirerek geçtiğimiz günlerde açıkladı. Asgari ücret meselesi aslında Türkiye’de bir temel ücret meselesi. Asgari ücret bütün Avrupa’da şöyledir. Aldığınız, işe girdiğiniz yıl aldığınız, bir yıllık kıdemle birlikte hızla uzaklaştınız bir ücrettir. Avrupa ortalaması emekçilerin yüzde 9’unun asgari ücret aldığını gösteriyor. Almanya’da 100 işçiden altısı asgari ücret alıyor 94’ü daha üzerinde ücretler alıyor. Ama Türkiye’de bu rakam yüzde 57 noktasında. 100 kişiden 57’si asgari ücret alıyor ve ücretlerin yüzde 87’si asgari ücretten doğrudan etkileniyor çünkü asgari ücret hemen üstünde ya da biraz üstünde maaşlar yüzde 87’ye denk geliyor ve asgari ücrete yapılan zam, o maaşlara da yapılacak zam oranını belirliyor. 11 ay önce verilen 17 bin 2 liralık asgari ücretin alım gücü, bugün 7 bin lira eriyerek 10 bin liranın altına indi. Yani o günkü paranın 10 bin lirası noktasına geldi. Geçtiğimiz akşam, iki gece önce asgari ücrete 5 bin lira zam verdiler. Yani 7 bin lira kaybedilmiş asgari ücrete 5 bin lira zam verirken belki de Cumhuriyet tarihinde ilk kez asgari ücrete zam değil, indirim yaptılar, fiili şekilde. Asgari ücretin yüzde 30 zam aldığı nokta aslında şöyle bir çirkin bir bakış açısından kaynaklanıyor. Diyorlar ki, ‘Asgari ücrete zam yaparsak enflasyon artar.’ Bunu Merkez Bankası çalışmış, asgari ücrete yüzde 1 zam yapınca enflasyon binde 0.7 artıyor. Yani enflasyonu artıran etmenler arasında asgari ücret zammı neredeyse yok denilecek noktada. Zaten Türkiye gibi gelir dağılımının kötü olduğu ülkelerde anti enflasyonist politikalar beklenen sonuçları vermiyor. Neden? Çünkü sen istediğin kadar az maaş ver, alım gücünü düşür, asgari ücretli harcamasına kendi karar vermiyor ki. Kira ödüyor, elektrik ödüyor, su ödüyor, evladının doyurabilirse karnını doyuruyor, alabilirse üstüne giyecek bir şey alıyor, kırtasiyesini belediyeden bekliyor.”