Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen 34. Ankara Film Festivali’nin açılış töreni Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda gerçekleşti. Sunuculuğunu gazeteci Ünsal Ünlü’nün yaptığı açılışta ‘Onur Ödülleri’ ve ‘Vakıf Özel Ödülleri’ de sahiplerine verildi. Açılışa, Vakıf Başkanı İrfan Demirkol, Nur Sürer, Merve Dizdar, Cahit Berkay, Muttalip Müjdeci, gazeteci Şükrü Küçükşahin, medya ombudsmanı Faruk Bildirici ve eşi gazeteci Semra Topçu Bildirici gibi isimlerle birlikte Ankaralı sinemaseverler katıldı.
Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İrfan Demirkol festivale destek veren kişi ve kurumlara teşekkür ederek, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Büyülü Fener Sinemaları ve Avrupa Birliği Delegasyonu plaketlerini takdim etti.
Festivalin Ulusal Uzun Proje Geliştirme Desteği bu yıl yönetmen Elif Nazlı Duru ve yapımcı Anna Maria Aslanoğlu’nun ‘100 TL’ adlı projesine verildi. Elif Nazlı Duru 40 bin TL’lik ödülünü jüri üyesi Mehmet Bahadır’dan aldı.
Bu yıl Aziz Nesin Emek Ödülü oyuncu Nur Sürer’e, Sanat Çınarı Ödülü ressam Mustafa Ayaz adına kızı Nilay Ayaz’a, Kitle İletişim Ödülü müzisyen Cahit Berkay’a, Vakıf Özel Ödülü ise oyuncu Merve Dizdar ve yönetmen Burak Çevik’e verildi.
Bu sene çok zorlandıklarını ifade eden Vakıf Başkanı İrfan Demirkol, “Bu sene en problemli seneydi. Bu yıl törenimizi ekonomik şartlarımız uygun olsaydı Meb Şura Salonu’nda yapacaktık, orada da bir Moğollar konseri planlamıştık. Orası olmayınca Cermodern’i düşündük ancak sponsorlarınız ve desteklerimiz az olduğundan bu festivali kendi öz kaynaklarımızla yapıyoruz. Ekonomik açıdan en düşük, film ve gösterimlerin ise en yoğun olduğu seneyi yaşayacağız. Altın Portakal Film Festivali’nin iptal edilmesinden sonra 43 filmden 7 filme düştük. Seçkimiz açıklandıktan sonra ayrılan filmler oldu, sanat etiği açısıdan kabul edilebilir bir durum değil ancak bunu da yaşadık. Bizi haksız yere sansürcü ilan edenler oldu, filmi ön jüri dahi görmemişti. Daha hiçbir şey yokken sansüre uğramışçasına bir kampanya düzenlendi. Festivalin yapılmaması adına çok şey oldu ama biz yönetim kurulu olarak oturduk, ‘Bu festivali yapmak zorundayız’ dedik. Çok kıymetli filmlerimiz var, seyircilerimizden de müthiş destek geliyor. Çok iyi bir hafta geçireceğimizi umuyoruz.”
MERVE DİZDAR: BURASI, RUHUMUN GIDASIVakıf Özel Ödülü’nü alan oyuncu Merve Dizdar, “Kendimi var ettiğim bir yerde bu ödülü aldığımdan ötürü çok iyi hissediyorum. Bizim sektörümüz eğlence sektörü gibi anlaşılsın istemiyorum. Çünkü gerçekten benim kendimi var ettiğim bir yer burası…” diye konuştu.
Dizdar, geçen yıl festivale ‘Kar ve Ayı’ ile katıldıklarını hatırlatarak “Ben küçükken ‘Ankara seyircisi bir sınavdır, zordur, oradan geçmek gerekir’ derlerdi. Hakikaten de öyle, inanılmaz bir şey bu. Benim için şu an daha önemli bir an yok. En sevdiğim şey burada olup film festivallerinde beraber film izlemek… Burası, ruhumun gıdası. Sadece kafamız dağılsın diye gidip yapmıyoruz bu işleri. O yüzden ne olursa olsun; gerek zor zamanlarımızda gerek iyi zamanlarımızda benim yaptığım tek şey çalışmak, üretmek, oynamaya devam etmek. Çehov der ya ‘Bizi çalışmak kurtarır.’ Başka bir şey bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
CAHİT BERKAY: OTOSANSÜR FENA HALDE ÇALIŞIYORKitle İletişim Ödülü’nü alan müzisyen Cahit Berkay, heyecanını dile getirerek şunları söyledi: “Sansürdü, engellemelerdi bunlar zaten ortada olup gözüken şeyler ama bir de gizli bir sansür var. Otosansür dediğimiz şey fena halde çalışıyor. Özgür sanat üretimi anlamında sinemaya baktığınız zaman, o sinemaya gönül ve emek vermiş, hayalini kurmuş insanın filmini kotarmaya çalışarak yapması… Televizyonda filmler oynuyor ya, benim de bu sene başıma geldi. Oyuncuyu da, senaryoyu da, müziği de hangi isim yapacak onu seçiyorlar. Öyle küstah bir müdahale var ki, sinemanın özgür ruhunu tamamıyla ortadan kaldırıyor. Buna boyun eğmeyenlerin hepsini yürekten selamlıyorum.”
NUR SÜRER: AZİZ NESİN BİR ÜLKEDE NE KADAR ŞEY ATLATABİLİR?Aziz Nesin Emek Ödülü’nü alan Nur Sürer ise Aziz Nesin adına böyle bir ödül aldığı için duyduğu heyecan ve mutluluğu dile getirerek şöyle konuştu: “Aziz abi diyorum, Aziz Nesin çıkıyor arkasından. Bakıyorlar suratıma. Sette genç bir yönetmene, ‘Yaşar abiyle şuradan çıktım’ dedim, ‘Yaşar abi kim?’ dedi. Yaşar Kemal. Seti terk ediyorum şu anda, dedi. Ben çok şanslı bir oyuncuyum. 1979’da başladıktan sonra ülkenin sıkıntıları, gerçi bu ülkenin sıkıntıları hiç bitmiyor da, bizi yazarlarla, şairlerle, heykelcilerle bir araya getirdi. Dolayısıyla 12 Eylül sonrası Aziz abiyle tanıştım. Sayısını hatırlayamadığım kadar eylemlere gittik. Onun adına böyle bir ödülü almak çok kıymetli”
Sivas Katliamı’nın yaşandığı gün Sivas’a gideceğini ancak Müjde Ar’ın kendisini Bodrum’a götürdüğünü söyleyen Sürer, “Oğlum küçüktü ve ben Bodrum’a gitmeyi seçtim. Sonra ertesi akşam duyduğumuzda Müjde bana dedi ki ‘Sen tık nefessin, kesin orada ölmüştün.’ Aziz Nesin ne kadar şey atlatabilir bir ülkede? Oradan sağ çıktı, hayatını yüzlerce kitap sığdırdı, yoksul çocuklara adadı… Nihayetinde Sivas Katliamı’ndan kurtulan bir adamdan söz ediyoruz. Bunu Aziz Nesin’in belki de sadece evlatları biliyor ancak mezarı bile yok. Çünkü Aziz Nesin mezar istememiş. Sadece çocuklar üzerimde gezinsin istemiş. Aziz Nesin’in mezarı yok ama Aziz Nesin’i bütün Türkiye tanıyor. Dünyada en çok çevrilmiş yazar olarak üçüncü sırada. Ben çok mutlu oldum Aziz abi adına böyle bir ödülü almaktan” ifadelerini kullandı
“İyi ki bu mesleği yapıyorum” diyen Sürer, çalışmayı çok sevdiğini ifade ederek “Sürekli başka kadınları oynamak çok hoşuma gidiyor. Bu ülkenin kadınlarını oynamak… Acılı, dertli, öfkeli çok güzel bir şey. İyi ki oyuncu olmuşum” dedi.
34. Ankara Film Festivali, 2-10 Kasım 2023 tarihleri arasında Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda yapılacak gösterimlerle devam edecek. Festivalin ödül töreni ise 10 Kasım Cuma akşamı yapılacak.