65 yaşındaki emekli öğretmen Nazmi Hoca, Ankara’nın Eryaman semtinde yaşıyor. Görme engelli bir vatandaş olan NazmiHoca, haftada iki gün Eryaman’dan Kızılay’a giderek ekmeğini alıyor. Ancak bu yolculuk onun için yalnızca bir ulaşım meselesi değil; şehirle kurduğu her temas, bir sınav niteliğinde.
Ziya Gökalp Metro İstasyonu’ndan çıktığında, yönünü bulması çoğu zaman imkansız hale geliyor. Çünkü sarı kılavuz çizgiler ya eksik ya da hatalı yerleştirilmiş. Kimi yerde duvar bitiminde kesiliyor, kimi yerde bir rampa önünde sonlanıyor.
“Her adımımı içgüdüyle atmak zorundayım. Duvardaki yankıyı dinliyorum, bastonumun titreşimine güveniyorum ama bazen şehir bana yön göstermiyor” diyor.
Metrodan çıktıktan sonra onu bekleyen bir başka sınav da kaldırım taşları ve yol geçişleri.
“Kaldırımlar yüksek. Rampalar uyumsuz. Bastonum defalarca takıldı. En sonunda karşıdan karşıya geçerken kırıldı. Bu sadece bir baston kırılması değil. Bir sistemin kırıldığı an.”
GÖZLERİ YETERSİZ, KULAĞI DA ARTIK DUYMUYOR
Nazmi Hoca, aynı zamanda ileri derecede işitme kaybı da yaşıyor.
“Sağ kulağımda %90 işitme kaybı var. Sol gözüm neredeyse tamamen görmüyor. Sağ gözümle sadece az ışık alabiliyorum. Ama bütün bu eksikliklerin içinde direnmeye devam ediyorum. Çünkü yazmak bana yol oldu.”
KIRILAN BASTONDAN DOĞAN KİTAP: “GÖZLERİME KÜSTÜM”
Nazmi Hoca, bastonunun kırıldığı o anı bir dönüm noktası olarak tanımlıyor.
“O gün eve geldim, bastonum yoktu ama kalemim elimdeydi. Yazmaya başladım. Çünkü şehir beni görmese de, ben kendimi anlatabilirim dedim.”
“Bilim Nesin” mahlasıyla yazdığı “Gözlerime Küstüm” adlı kitabı, sadece bir bireyin engellilikle mücadelesini değil, şehir planlamasının toplumsal duyarlılıkla ne kadar iç içe olması gerektiğini de anlatıyor.
BU ÇAĞRI HEPİMİZE: ERİŞİLEBİLİR BİR ANKARA MÜMKÜN
Nazmi Hoca’nın deneyimi, bir bireyin kişisel yolculuğu olmanın çok ötesinde. Ankara’da binlerce görme engelli bireyin benzer sorunlarla baş başa bırakıldığı gerçeğini ortaya koyuyor.
Uzmanların önerileri doğrultusunda yapılması gerekenler açık:Sarı kılavuz çizgiler, görme engelli bireylerin yaşam alanlarını kolaylaştırmak için doğru ve bütünlüklü biçimde yerleştirilmeli.Yaya geçitleri, bastonla kolayca algılanabilecek şekilde düzenlenmeli, sesli uyarı sistemleri yaygınlaştırılmalı.Kaldırımlar engelli standartlarına uygun olarak düşük yükseklikte ve rampa destekli yapılmalı.Kamu binaları ve toplu taşıma alanlarında erişilebilirlik denetimleri düzenli şekilde yapılmalı.
TOPLUMA VE YÖNETİCİLERE MESAJ
“Bu şehirde baston kırılır ama umut kırılmaz. Şehir beni görmek zorunda değil, ama planlayanlar artık beni görmeli. Çünkü ben yalnız değilim. Benim gibi binlerce kişi var bu şehirde.”
Nazmi Hoca’nın bu sözleri, yalnızca yöneticilere değil; toplumun her kesimine sorumluluk yüklüyor. Çünkü bir şehir, en zayıf halkası kadar güçlü; en az erişeni kadar ulaşılabilirdir.
Karşıdan karşıya geçerken bastonu kırılan Nazmi Hoca, yine de yılmıyor. Bastonu elinden alınsa da kalemi elinden düşmüyor. Yazıyor, anlatıyor, çağırıyor.
