Kırmızı-siyahlılar, başkent futbolunun dengelerini yıllardır koruyan, genç yeteneklere kapı açan ve kendine özgü bir kimlik oluşturan kulüplerden biridir. Belki taraftar gücü açısından Ankaragücü’nün yoğun coşkusuna sahip değildir, ancak sahadaki duruşuyla her zaman saygınlığını korumuştur.
Gençlerbirliği’nin Ankara futbolundaki yeri, sadece bir spor kulübü olarak değil, futbolcu yetiştirme merkezi olarak da değerlendirilmeli. Uzun yıllardır altyapıya verdiği önemle Türk futboluna değerli bir miras bırakmıştır. Özellikle merhum başkan İlhan Cavcav döneminde transfer politikasını bir sanat haline getirerek, düşük maliyetli genç yetenekleri keşfedip parlatarak büyük kulüplere kazandırması kulübün ekonomik sürdürülebilirliğini sağlamıştır.
Ancak Ankara futbolunun dinamizmi içinde Gençlerbirliği’nin rolü zaman zaman arka planda kalmıştır. Ankaragücü’nün tutkulu taraftar grubu ve politik süreçlerle zaman zaman öne çıkması, Gençlerbirliği’ni sessiz ama güçlü bir aktör haline getirmiştir. Bununla birlikte, futbol kültürünü koruyan, istikrarlı bir oyun yapısına sahip olan bu kulüp, Ankara’nın futbol kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Bugün Gençlerbirliği, hem sportif anlamda hem de kurumsal yapılanmasında yeni bir döneme girmiş durumda. Kulübün yeniden yükselmesi, Ankara futbolunun daha güçlü bir şekilde temsil edilmesi anlamına gelecektir. Süper Lig’de yeniden istikrarlı bir yer edinmek ve altyapısından yetiştirdiği oyuncularla Türk futboluna katkı sunmaya devam etmek, kulübün en büyük hedeflerinden biri olmalı.
Kırmızı-siyah formanın temsil ettiği disiplin ve başarı kültürü, Ankara futbolunun dengelerini yıllardır belirledi. Ve Gençlerbirliği, sadece bir futbol takımı olmanın ötesinde, bu şehrin sessiz ama güçlü bir futbol mirası olmaya devam edecek.
