Su Diyeti – Sakın Ha

Yine diyet mevsimimiz geldi. Her sene olduğu gibi bitmez tükenmez zayıflama yöntem tartışmaları ve önerileri gündemimize, sanki başka derdimiz yokmuş gibi oturdu. 
Su diyeti denilen şeyin zararları gerçek doktorlar tarafından sürekli anlatılsa da gündemden düşmüyor. Oysa yanlış bir vücutta bu diyet ciddi zararlar bile verebilir.
Her vücut başkadır, diyete başlamadan önce vücudumuzun ne halde olduğunu bilmeden hızlı zayıflama sevdasına düşersek düşmana hiç ihtiyacımız olmaz.
Su diyetinde size birkaç gün sadece su ve eğer dayanamazsanız kemik suyu içirtiyorlar. Çok hızlı kilo veriyorsunuz çünkü bünyeniz su, kas gibi neyi varsa tüketiyor. Ama günlerce aç kalmış vücutta bambaşka sıkıntılar ortaya çıkıveriyor çünkü maalesef sadece su ile ayakta kalabilen bir vücudumuz yok.
Keto diyeti hala çok meşhur. Fakat bu diyet türü daha çok bir tedavi niteliğindedir. Eğer şeker, yani diyabet hastası kilolu bir kişiyseniz, sıfır şekeri savunan Keto diyeti size çok iyi gelebilir ve diyabetin sıkıntılarını hızlı bir şekilde pasifize edebilir. Çünkü sizin vücudunuz yediğiniz tatlılarla başa çıkamayacak durumdadır, tatlıyı bırakmak sizin için zarurettir. Ama şeker hastası değilseniz, kolesterolü hafif yüksek bir bünyeniz varsa Keto diyeti sizi zayıflatsa da kolesterolünüzü zıplatıp sizi kalp krizi riskine kadar sürükleyebilir. Keto size proteinle doymayı öğretir. Protein çocuklar, hamileler, gençler için yapı taşıdır ama yaşı elliyi geçmiş, genetik kodlarında kalp rahatsızlığı olan bir insanınsanız aklı başında bir doktor sizin beslenmenizde proteini iyice azaltıp sebze ve yeşillik ile doymanızı söyler.
Yani komşunuza çok iyi gelen bir diyet sizin için zehrin ta kendisi olabilir. Özellikle su diyeti gibi, tatile iki hafta kalmışken 4-5 kilo vermenin cazibesiyle sizi çeken bir diyetle kilo verebilirsiniz ama vücudunuz yağları değil suyu ve kaslarını kaybeder. O kiloları çok hızlı bir şekilde geri alacağınız gibi bünyenizin bütün dengesini bozarsınız.
Bir arkadaş zayıflamak için kinoa salatasına dadanmış. Kinoa, tokluk süresini uzatan ve iştahı baskılayan yüksek bir protein kaynağıdır. Lif içeriği ile metabolizmayı hızlandırır. Haftada 1-2 kere salatalarda yenilirse çok faydası olur. Ama her gün sanki bulgur pilavıymış gibi yersek, kan sulandırıcı özelliği yüksek olan bu besin yüzünden ne olduğunu anlamadığımız kanamalar, şiddetli ishal gibi belalar başımıza gelebilir. Arkadaşımızın değerleri alt üst oldu, şimdi kinoayı görmek bile istemiyor. 
İlaçla zayıflamak ise ancak fazla kilolarınızdan daha tehlikeli bir hastalığınız varsa göze alınması gereken bir çaredir. Yani aşırı kilonuz sizin için artık öyle tehlikeli sonuçlar doğurmak üzeredir ki, doktorunuzun önceliği ilk olarak o diğer büyük tehlikeyi önlemektir, işte o durumlarda ilaçla zayıflama tercih edilmelidir. Yoksa kısa yoldan zayıflamak için durduk yere yapılacak bir iş değildir. 
Bir başka arkadaş gururla iki haftada 6 kilo verdiren bir diyetisyenin kendi üzerinde de başarıya ulaşmış yöntemini anlattı. Diyetisyenin bir gün için verdiği yiyecek miktarı ölçülü bir tek öğünü bile bulmuyormuş. Arkadaş şöyle aktarıyor : “Haliyle vücut yıkılıyor, bunu engellemek için çeşitli takviyeler veriyor, dayanabiliyorsun.” Verilen takviyelere baktım, her gün avuç dolusu hap ve tuhaf çaylar. Bu hap ve çayları kim satıyor? Diyetisyenin kendisi… Sağlam vücuda neden bu kadar çok hap veriliyor? Takviye denilen şey bir hastalıktan, bir zafiyetten çıktığımızda vücut zaten halihazırda zarar görmüşken kendini toplayabilmesi için mecburen kullanılan bir destektir, kendi irademizle kendimizi aç bıraktığımız için bedenimize yüklememiz gereken bir şey midir? Doktor değilim ama bu çözüm hiç ama hiç aklıma yatmadı. 
Hızlı zayıflamak rüya gibi bir şey… Ama yanlış çözümlerin peşine takılırsak kabusa dönüşür.