Futbolsuz bir futbol maçı izledik. Hem görüntü olarak, hem de rakamsal olarak fazla bir şey yoktu. Konyaspor zaten Ankara’ya direkt 1 puan için gelmiş. Ama Ankaragücü sezon başından bu yana aynı görüntüde. Kazanılan Sivasspor maçından bile keyif alamadık.
Bakın ben ilk kez bir şeye şahit oldum. Ankaragücü yönetimi bilet satışı başladıktan sonra ikinci bir paylaşım yaparak “Bilet satışları devam ediyor” diye taraftara hatırlatmada bulundu.
Bunun sebebi neydi? Bilet satışı zayıftı. Peki takıma bu kadar önemli transferler yapılmışken, son maçta deplasmanda Sivasspor maçı kazanılmışken neden taraftar gelmek istemedi? Çünkü taraftar heyecanını kaybetti.
Bakın maçtan önce gazeteci arkadaşımız Atila Kiper’le stadın dışında yarım saat kadar ayak üstü sohbet ettik. Ve ikimizde dedik ki, “bu kadar heyecansız, enerjisi düşük olarak maça gelen taraftarı ilk defa görüyoruz…”
Teknik adamlar istatistiklere çok önem verirler.
Takım Konyaspor maçında oyun olarak vasat altıydı. Ama istatistik olarak da vasat altıydı. Maçta gol beklentisi filan sıfıra yakın.
Oysa sen kendi evinde, daha 3.dakikada öne geçmişsin, rakip gol arayacak, sen de bulacağın boşluklardan çatır çatır pozisyon üreteceksin. Biz bunu bekledik. Ama gel gör ki, golden sonra da takım geri çekildi. Zaten Ankaragücü maçta yenik duruma düşse de, maçı berabere götürse de, öne geçse de ful geride bekleyerek futbol oynuyor.
Ankaragücü bu sezon bir maçta ilk kez ilk golü atan taraftı. Bakalım bir de takımı böyle izleyelim, belki daha farklı, daha yaratıcı, daha üretken bir takım izleriz dedik. İzleyemedik.
Kopuk kopuk oynayan, daha yeni bir araya gelmiş halı saha takımı gibi bir takım vardı sahada. Pas trafiği yok denecek kadar azdı. Orta saha ve kenardaki oyuncular bir türlü üretim sağlayamadılar. Nedense topu her alan geri veya yana oynama derdinde. Sağ kanat çok kullanıldı. Ancak sağdan kim geliyorsa geri dönmeyi denedi. Ortayı veya kaleyi düşünen olmadı. Bu da özgüven eksikliğinden veya bir şey yapacağına inanmadığından olabilir.
Net olarak görülen bir şey var. Takımın genelinde de aynı taraftarlar gibi bir isteksizlik, enerji düşüklüğü göze batıyor. Mesela Efkan Bekiroğlu. Buraya kendi isteğiyle geldi. Daha cazip teklifler vardı. Ama Ankaragücü’nü tercih etti. Çünkü camiayı biliyordu, taraftarın hayranıydı. Ama Efkan’ın da içindeki coşkunun azaldığını gördüm. Zaten hoca isim vermeden, açıklamalarında onu ima etti gibi geldi bana.
Konyaspor maçı özelinde Djokanoviç ve Mujakiç dışında çalışan, çabalayan oyuncu yoktu. Radakoviç’de yine yapacağını yaptı. Golden önce beyefendi orta sahada geziyor. Oradaki bir pozisyonda hava topunda boşa çıktı, devamında gol geldi. Kardeşim sen o boyla, o topu nasıl ıskalarsın veya neden boşa çıkarsın, veya zaten defolu adamsın oralarda ne işin var ve alanını boşaltıyorsun. Peki o zaman soruyorum Alperen Kuyubaşı’na neden güvenmiyorsunuz? Atakan Çankaya’nın günahı neydi? Alperen veya Atakan yerli, Radakoviç yabancı olduğu için mi bu kadar Radakoviç’e tolerans gösteriliyor? Radakoviç’in torpili mi var? Radakoviç, Atakan’dan 5 kat daha fazla hata yapıyor ama oynamaya devam ediyor.
Hakemlere gelince berbat bir yönetim izledik! Hiçbir standartları yoktu. Bu kadar duran bir maça 4 dakika uzatma verdi. Ve maç sonu 94.02’de gol potansiyeli olan bir atağı kesmekte neyin nesi?
Tabii işin içinde Ankaragücü olunca kesersiniz değil mi? Sen bir maçı Beşiktaş, Fenerbahçe veya Galatasaray bu durumda atak yaparken bitirebilir misin? Asla yapamazsın. Bu arada verilip iptal edilen penaltı da penaltı değilmiş. Bunu da açıkça söyleyelim. Kimsenin hakkı yenmemiş. Bajiç’in golüne ofsayt kaldıran yardımcıya da bir şey yazmak istiyorum. Böyle bir pozisyonda hakemlere ne talimat verilmiş açsın okusun. Emin olmadığın bir pozisyonda bayrak kaldırmayacaksın arkadaş. Bu kadar da mı uzaksınız bu hakemlikten?
Bu hafta rakip Galatasaray. Onlardan bahsetmeye gerek yok. Müthiş bir takım kurdular. İş zor. Ama Tolunay Kafkas’taki bu isteksizlikle işler daha da zor! Aslında Galatasaray maçı tam da Tolunay Kafkas’ın stratejisine uygun bir maç. Ama eldeki bu savunma kurgusuyla istenen alınabilir mi bilemiyorum. İnşallah iyi bir maç geçer.
Maç çıkışında yaşanan sorunun çözülmesine de sevindim. Emniyetin, özel güvenliğin, yönetimin ve taraftarın ortak payda da buluşmasıyla daha fazla sıkıntı yaşamadan çıkış çilesi bitti. Allah göstermesin büyük bir facia yaşanmaması sevindirici. Sanırım herkes olayın ciddiyetinin farkına vardı. Herkesin emeğine sağlık.