ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in Ankara’da Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile yaptığı görüşmenin yankıları devam ediyor. Türkiye ile ABD arasında görüşülmesi gereken bir çok konunun ve yeniden ele alınarak mutabık kalınması gereken yine bir çok meselenin bulunduğunu kaydeden emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in son durağının Türkiye olmasının diplomaside anlamı önemli olan semboller açısından dikkat çekici olduğunu söyledi. Blinken, Fidan görüşmesinin ardından yapılan açıklamada iki buçuk saatlik görüşmede önemli konular arasında Kıbrıs meselesinin çözümü olduğunun da anlaşıldığını belirtti.
Bir devlet liderinin ya da bir devlet temsilcisinin, dışişleri bakanının bir başka devletlere yaptıkları ziyaretlerde güzergahların bile önem taşıdığına dikkat çeken Uluçevik, “Bir devlet başkanı, bir ülkenin dışişleri bakanı ya da bir devletin bakanı bir başka devlete ya da bir bölgeye yaptıkları ziyaretin sonunda uğradıkları son durak olan ülke bile büyük önem taşır çoğu zaman. Bunun diplomatik açıdan bir anlamı vardır. Bu açıdan da bakıldığında ABD dışişleri Bakanı Blinken’in bölge ülkeleri ziyaretleri kapsamında son durak olarak Ankara’yı tercih etmesi İsrail ile Filistin devletleri arasında yaşanan mesele kadar ABD’nin Doğu Akdeniz’de yine özellikle üzerinde durduğu bizim de milli mesele olarak adlandırdığımız Kıbrıs meselesini akıllara getiriyor. Bu anlamda Kıbrıs meselesine ilişkin olarak da bu ziyaretin bir içerik taşıması mümkündür bana göre” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’ta yaşanan anlaşmazlığın çözümü için yeniden görüşmeleri başlatma çabasının yaşandığı bu günlerde Blinken’in son durağının Ankara olmasının bu noktada önem kazandığını kaydeden Uluçevik, “Kıbrıs’ta çözüm arayışları için taraflar arasında ortak bir zemin bulunup bulunmadığını anlamak amacıyla bugünlerde bir temsilci atama hazırlığı olduğunu biliyoruz. Öte yandan KKTC böyle bir atamaya adada egemen eşit iki devletli çözüm hamlesinden sonra uzun süre bir anlamda geçit vermedi ancak son günlerde atamaya ilişkin bir ön rızasını bildirdiği yönündeki bilgileri de uluslararası kamuoyunda yer alan haberlerden okumaktayız. Böyle bir gerişimin gerçekleşmesi BM Genel Sekreteri’nin BM Güvenlik Konseyi’nden aldığı iyi niyet görevi çerçevesinde olacaktır. Ancak daha önce yaşananlara baktığımızda BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet görevinin çerçevesi 1975 yılında BM Güvenlik Konseyi’nden aldığı görev talimatı devam ettiği varsayılan Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti için iki toplumlu, iki kesimle federal anayasa hazırlanmasıdır” ifadelerini kullandı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi liderinin 5 Kasım’da açıklama yaptığını ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hükümetinin görüşmelere yönelik mesaj verdiğini hatırlatan Uluçevik, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin müzakerelerdeki çıkmazı kırmak ve çözüm yoluyla herkes için karşılıklı yarar sağlayan bir duruma ulaşmak için özel bir plan üzerinde çalıştığını ifade etti. Bunun yanı sıra yöne çevremizdeki gelişmelerden de görülebileceği gibi donmuş krizler yoktur. Çıkmazdan kurtulmayı ve Kıbrıs sorunun çözümü yoluyla tüm taraflar için karşılıklı yarar sağlayan bir duruma ulaşmayı mümkün kılmak için özel bir plan için çalışıyoruz açıklaması da dikkatlerden kaçmalı. Tam da bu noktada ABD Dışişleri Bakanı’nın Ankara ziyareti de yine dikkatlerden kaçmayacak tesadüf olmuştur” diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Bakan Blinken’in 2-10 Kasım seyahatlerini Tel Aviv, Amman, Ramallah, Bağdat, Ankara Tokyo, Seul, ve Yeni Delhi olarak açıkladığını da kaydeden Uluçevik, şunları belirtti:
“ABD dışişleri Bakanı bu seyahat kapsamında Larnaka’dan sonra Ankara’ya gelmektedir. Bunun diplomasideki sembolik anlamı ABD’nin Kıbrıs meselesinin çözümünde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin asıl muhatabı olarak Türkiye’yi görüyor olduğudur. Esasen Rumların anlayışı da böyledir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi sürekli olarak sorunun Kıbrıs Türk tarafıyla değil, doğrudan Türkiye ile çözülür demektedir. Blinken, Fidan ile görüşmesinin ardından, Az önce Türkiye’de Dışişleri Bakanı Fidan’la çok güzel, uzun ve verimli bir sohbet gerçekleştirdik; NATO’yu büyütme ve genişletme çabaları da dahil olmak üzere ABD ve Türkiye’nin birlikte üzerinde çalıştığı pek çok önemli konuyu ele aldık açıklamasını yaptı. Blinken’in ifadesiyle görüşmede ele alınmış olan ABD ve Türkiye’nin birlikte üzerinde çalıştığı pek çok önemli konu arasında, Blinken’in konuyu açması üzerine Kıbrıs konusunun da yer almış olduğunu düşünüyorum”