REİCHSTAG’IN RUSLAR TARAFINDAN İŞGALİ
1 Mayıs 1945’te gün biterken Berlin’de Alman Parlementosu Reichstag binası Ruslar tarafından işgal edilmiş bulunuyordu. Rus ordusundan er Ilya Krichevsky hatıra defterine o gün şunları yazmıştı: “Berlin savaşı bitti. Ordumuz Reichstag’ı ele geçirdi. Sevinç ve çoşkunluk olağanüstü. Herkes faşizmin bu merkezini işgal etmekle Nazi Almanya’sına karşı son zaferin kazanıldığının bilincinde. SS askerleri zorlu bir direniş gösterdi. Fakat sonunda amacımıza ulaştık. Reichsta’ın ele geçirildiği haberi orduda yıldırım hızıyla yayıldı. Herkes binaya ilk kimin girdiğini ve zafer bayrağını kimin çektiğini merak ediyor.” (Michael Jones: After Hitler, John Murray Publication, London, 2015, shf 34,35).
Sovyet fotoğrafçısı Yevgeny Khaldei, Alman Parlemento binasının üstteki balkonundan dalgalanacak Sovyet bayrağının fotoğrafını çoktandır çekmek istiyordu. Reichstag bir iki saat önce işgal edilmişti. Yeterli büyüklükte bir bayrak bulunamadı. Moskova’ya günde bir çok uçuş yapan bir Sovyet uçağıyla Moskova’ya gitti. O gece terzi amcasına, satın aldığı kırmızı kumaş üzerine Sovyet simgesi olan beyaz ok ve çekiçi diktirdi. 2 Mayıs sabahı çok erken saatte, ilk uçakla Berlin’e döndü. Bulduğu üç Sovyet askerini balkona çıkardı! 8 yaşındaki Aleksi Kovalev’e elinde bayrakla balkondan sarkan bir poz verdirdi. 36 fotoğraf çekti. Khaldei 1400 günden beri bu anı bekliyordum diyordu. İlk kez Rus Ogonek dergisinde yayınlanan bu fotoğraf bir devrin bittiğine, bir diğerinin başladığına işaret ediyordu. Bu fotoğraf çok meşhur oldu.
Reichstag’ın işgali Ruslar için sembolik bir değer taşıyordu. Haşmetli bina 1933 yangınından sonra boş kalmıştı. Bu yangını solcuların çıkardığı iddiasıyla Almanya’daki bütün komünistler toplanmış ve tasfiye edilmişti. Onun yerine Reich Chancellery -Başbakanlık binası – Nazi rejiminin yönetim merkezi olmuştu. Sovyet 150. Piyade Tümeni’nden Yüzbaşı Vasily Ustyugov Reichstag’ı ilk gördüğü anı hiç unutamıyor. “Şafak vaktiydi. Ona dört yüz metre yaklaşmıştım. Önümde kurşunlanmış büyük koyu gri bir bina gözüküyordu.”
1 Mayıs 1945’te, Almanlarla yapılan kıyasıya savaştan muzaffer bir lider olarak çıkan Stalin 1941 Haziran’ında Almanlar Sovyetler Birliği’ni işgale başlayınca büyük bir şaşkınlık yaşamıştı. Danışmanlarının Kiev önüne çekilme önerisini kabul etmemiş ve 600.000 Sovyet askerinin Almanlar tarafından çevrilmesine ve yakalanmasına neden olmuştu. 1941 Ekim’inde sürekli kayıplardan sonra, Moskova’da direnme kararı alınmıştı. General Georgi Zhukov Siberya’dan getirdiği taze tümenlerle, Alman ordularına karşı müthiş bir direniş sergiledi. Eksi 30 derecede cereyan eden savaşlarda Hitler ilk kez yenilgiye uğratıldı.
Stalin ertesi yıl Volga üzerindeki Stalingrad savaşlarında “Geriye tek bir adım atılmayacak” emrini vermişti. Ne pahasına olursa olsun şehir savunulacaktı. Halkın Rus ordusuna karşı zayıflayan güveni Stalingrad direnmesiyle tekrar kazanılmaya başlandı. Alman ordusu telafisi mümkün olmayan bir kayba uğramış ve halk büyük zarar görmüştü. Rus ordusu toparlanıyor, Almanlar kaybediyordu. 2 Şubat 1943’te Alman ordusu teslim oldu. Kızıl ordu 6 Kasım’da Kiev dahil Ukrayna’nın büyük kısmını Almanlardan geri aldı. 7 Kasım’da Rus Bolşevik ihtilalinin yıl dönümünde, bu haber Sovyetler Birliği’nde hızla yayıldı. 27 Ocak 1944’te de 900 gün süren Stalingrad kuşatması sona erdi. 1944 yazında Operation Bagration çerçevesinde bütün Belorussia Almanlardan kurtarıldı. Esir düşen Alman er ve subayları Moskova sokaklarında yürütüldü. Bu kampanyada Hitler komutanlarına esnek bir hareket imkanı vermemiş, Stalin ise, daha önce yaptığının aksine, generallerine karşı büyük bir güven göstermiş ve onların önerilerini dinlemişti.
1944 sonbaharında Kızıl ordu Almanların işgal ettiği bütün Sovyet topraklarını geri aldı, 1939/40 savaşına konu olan bölge Finlandiya’dan tekrar Sovyetlere geçti. Latvia’da Courtland hariç bütün Baltık devletleri Sovyet egemenliği altına girdi. Romanya, Bulgaristan ve Yugoslavya, Kızıl ordu tarafından, Almanlardan temizlendi. Doğu Avrupa artık Sovyet hegemonyasında idi.
1 Mayıs’tan iki gün önce 29 Nisan’da Hitler son aylarını yaşadığı yeraltı mahzeninde metresi Eva Braun’la evlenmiş ve nikahın ertesi günü 30 Nisan’da saat 3,45 pm’de, resmi bildiriye göre, intihar etmişti. (Son yıllarda iki ünlü gazeteci Hitler’in ve Eva Braun’un intihar etmediğini, Arjantin’e kaçtığını ve hayatlarının geri kalan kısmını orada geçirdiğini ve 1959 yılı Temmuz ya da Ağustos ayına kadar yaşadıklarını kanıtlamışlardır (H.D.Baumann & Ron T. Hanlığa; Hitler’s Escape, Piscataqua Press, Pourtsmouth, USA, 2014). Hitler’in nikahı kıyılırken Kızıl Ordu Berlin’in büyük kısmını işgal etmiş, Başbakanlık binası Reich Chancellery, Parlemento binası Reichstag ve Brandenburg Gate çevresine kadar yakınlaşmıştı. Hitler’in bulunduğu yere 400 metre yaklaşmışlardı. Hitler’in vasiyeti üzerine Alman Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Karl Dönitz devlet başkanı görevine getirilmişti.
Bir an önce Berlin’e girmek isteyen Müttefik Kuvvetler Avrupa Başkomutanı General Eisenhower ve yardımcısı General Lucius Clay nihayet, Sovyet Generali Berzarin’in 5 Haziran Salı günü, motosiklet kazası sonucu ölümünden kısa bir süre önce, İngiliz Field Mareşal Montgomery ve Fransız General Jean de Lattre deTassigny ile, güvenlik nedeniyle yolda birkaç uçak değiştirdikten sonra, Berlin’e gelebildi. Ruslar’ın Berlin’e girişinden bu yana neredeyse beş hafta geçmişti. Tempelhof Havaalanına indiklerinde, kendilerini nezaketen bile olsa karşılaması gereken Sovyet Mareşal Zhukov ortalarda yoktu. Onun kendilerini Karlshorst operasyon merkezinde beklediğini sandılar. Oraya vardıklarında da Zhukov yoktu. Zhukov saat 5’te ortaya çıktı. Berlin’in hakimi rolünde idi. Bir İngiliz servis elemanına göre “Onun buz gibi soğuk, çevresindekilerden uzak bir tavrı vardı. Kafası Moskova’da idi. İngiltere’nin bir Hindistan Komiseri gibi hükmediciydi.”
Yalta protokolüne göre Amerikalılar ve İngilizler kendi bölgelerini hemen kontrol altına almakla yükümlüydüler. Konuşmaları sırasında, Zhukov El Alamein başarısını küçümseyince, Montgomery bunun Stalingrad’tan daha az önemli olmadığını söyledi. Zhukov’a göre Stalingrad direnişinin stratejik önemi vardı ve El Alamein buna oranla ufak bir olaydı. Eisenhower için Zhukov’un akşam verdiği yemek çok zengindi. Zhukov’un uzun ve kendini çok üstün gören konuşmasından ve genel olarak karşılanma biçiminden Eisenhower memnun kalmadı. Amerikan Albay Frank Howley’in, ancak 12 gün sonra, hayli tecrübeli A1A1 takımı ile Berlin’e girmesine Ruslar tarafından izin verildi. Howley “Howlin Dog” Berlin’in 100 mil uzağında şehrin güney batısında Halle’de konuşlanmıştı. Batılı ve Doğulu iki müttefik arasında buzlar daha o günlerde oluşuyor ve Churchill’in çok önce sözünü ettiği “Soğuk Savaş”ın tohumları ekilmeye başlıyordu. Howley Batı Berlin’de, Amerikan bölgesinin ilkin komutan yardımcılığını ve sonra 1947 – 49 arasında komutanlığını yaptı.