Sırbistan’ın Kosova sınırına askeri yığınak yapması Balkanlarda gerilimi bir kez daha arttırdı. Rusya’nın Ukrayna’da çatışma devam ederken, Ukrayna’da gerilimin benzerini siyasi olarak bu bölgede çıkardığına dikkat çeken Uluslararası İlişkiler uzmanı Prof. Cemalettin Taşkıran, “ Kosova’da son günlerde yaşananlara Ukrayna’da olanların siyasi içerikli biçimi diyebiliriz. ABD Balkanlarda nüfuz olarak etkinliğini arttırınca Rusya tam tersine etkinliğini kaybetti. Şimdi ise Sırbistan üzerinden Kosova’nın bazı bölgelerine yönelik hamleler yaparak siyasi gerilimi arttırıyor. Rusya, Sırbistan üzerinden Balkanlarda etkinliğini arttırmak istiyor. Elbette dünyada yaşanan rekabetin bir parçası da bu denebilir. Rusya Ukrayna’da istediği sonucu alamayınca bu tür bir atak yaptı. Karadeniz’de etkinliğini de kaybetmek istemiyor” dedi.
Sırbistan’ın son günlerde Kosova sınırına asker ve mühimmat kaydırmasının Balkanlarda Rusya’nın gerilimi arttırma politikasının bir boyutu olarak görülmesinin yanlış olmayacağını kaydeden Taşkıran, şunları belirtti: “ Rusya, ABD’nin Balkanlarda nüfuzunu artırmasının ardından etkinliğini eskisi gibi kuramayacak noktaya geldi. Ancak son dönemde Rusya tekrar eski etkinliğini kurmayı hedefliyor. Bu uzun soluklu bir politika ancak Rusya şu anda Sırbistan üzerinden Balkanlar’da etkinliğini arttırmak istiyor. Sırbistan, Kosova’nın bazı kısımlarında hak iddia ediyor. Bu nedenle sınıra asker ve mühimmat kaydırma yoluna gitti. Bunun sonucunda elbette belli bir gerilim noktasına gelindi. Burada Rusya, Balkanlarda gerilimi arttırma politikasını Sırbistan üzerinden devreye alıyor büyük tabloya bakıldığında. Tekrar eski gücünü kazanmak için Sırbistan üzerinden hamleler yapıyor. Kosova’da içinden geçtiğimiz süreçte yaşananların anlamını bu şekilde görebiliriz.”
Rusya’nın Ukrayna’da beklentilerini tam olarak karşılayamadığını ifade eden Taşkıran, “ Rusya, Ukrayna’da giriştiği mücadeleden tam olarak istediğini almış görünmüyor. Ukrayna’da verilen güç mücadelesinde mevcut tabloda güç kaybetti diyebiliriz. Bu tablonun değişebilmesi için bazı faktörlerin de değişmesi gerekiyor. Rusya’nın tam olarak kaybettiğini söyleyemeyiz ama yıprandığı ortada. Batılı güçler Ukrayna’ya destek verdikleri müddetçe bu yıpranma süreci devam eder. Bu biraz da batının Ukrayna konusundaki samimiyetine bağlı olacaktır. Ukrayna’da çatışmaların sürmesi batı açısından iki noktada avantaj sağlıyor diyebiliriz. Birincisi elbette Rusya’nın kaybetmese dahi bu süreçte yıpranması. İkincisi de elbette ticaret boyutu var. Batılı bazı şirketler bu noktada silah satışları gerçekleştiriyor. Bu da ayrıca batının istediği bir durum. Bu iki noktada Ukrayna’daki durumun geleceği batının samimiyeti ve duruşuna bağlı” diye konuştu.
Rusya’nın bir noktada hesap hatası yaptığına da ve beklentilerini alamama noktasına gelebileceğini kaydeden Taşkıran, “ Rusya Karadeniz’e kendi gölüm diyor ama Kırım’da olduğu gibi Ukrayna’da da beklentilerini karşılayamazsa Karadeniz’deki nüfuzu azalabilir. Kırım’da yaşananlardan sonra Rus donanmasının Karadeniz’e çıkması sınırlanmıştı. O zaman Türkiye’nin de Karadeniz’e çıkışı belli noktalarda kalmıştı. Bunu tarihten biliyoruz. Şimdi yine aynı durum ortada. Kırım harbinde bunlar yaşandı. Rusya, eğer Ukrayna’da istediğini alamazsa Karadeniz’de nüfuzunu kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle Balkanlar’da da hamle yaptı. Ancak bu hamlelerden sonuç alamazsa Bulgaristan dahil Karadeniz ve Balkanlar’da etkinliğini kaybetme riski yaşayabilir. Tüm bunların sonucunda Türkiye’nin de gelişmeleri yakından takip etmesi gerekiyor. Nedeni ise Türkiye’nin yakın coğrafyasında olan gelişmeler. Türkiye hassas politikalar izleyecektir, gelişmeleri yakından takip ederek, milli çıkarlarını önceleyen bir politika belirleyecektir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.