Emeklilerin de tüm kesim gibi zor bir yılı geride bıraktığının altını çizen Ergün, “2023 yılı hem ülkemiz için hem de dünya için çok zor bir yıl oldu. Rusya-Ukrayna savaşı sürerken yılın sonlarına doğru da İsrail-Filistin savaşı patlak verdi. Dünya bu savaşa gözünü yumması ise kabul edilemez bir durum. Diğer taraftan ülkemiz için çok zor bir yıl geride kaldı. Sadece emekliler değil tüm çalışanlar için de ızdırapla dolu geçti. Üzüntüyle, sıkıntıyla, felaketlerle dolu bir yıl geçti. 6 Şubat’ta asrın felaketi olan depremlerle başlayan felaket zinciri sellerle, yangınlarla ve ekonomik sorunlarla geçti. Yaralar sarılamadı. Çok zor tabii. Şu anda 16 milyona yaklaşan emekli kitlesi var. 2023 yılında memur çok zor durumda diye bütçeden memurlara 8 bin lira destek verildi. Bu desteğin emeklilere de yansıyacağı söylendi. Fakat bunların hiçbirisi hayata geçmedi. Orta direk aradan çıktı. Türk-İş’in yaptığı araştırmalar ortada. En üst düzey emekli bile yoksulluk sınırının altında inliyor. Geniş kesim 7 bin 500 lira alan emekli ise açlık sınırına dahi yaklaşamıyor. Sadece gıda maddesi için 14 bin 25 liraya ihtiyaç duyulan bir yerde 7 bin 500 lira ile geçinmenin mümkünü var mı” diye konuştu.
Emekli, dul ve yetimlerimiz her geçen gün ağırlaşan ekonomik şartlar altında adeta nefes alamaz hâle geldiğini belirten Ergün, “Emeklilerimizin serzenişlerinin farkında olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan birkaç gün önce, ekimde Meclis açılır açılmaz bu konuda gerekenin yapılacağını; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, gereken talimatı Cumhurbaşkanından aldıklarını ve ekim ayında gerekenin yapılacağını; Binali Yıldırım, Meclis açılır açılmaz 7 bin 500 lira alanlar başta olmak üzere bütün emeklilerle ilgili ciddi bir çalışma, iyileştirme yapılacağını söylemişlerdi. Tabii ki bu açıklamalar emekli topluluğumuzda büyük bir beklenti oluşturmuştur ancak her geçen gün emeklilerimizin kayıplarının telafisi daha da zorlaşmakta” ifadelerini kullandı.
Alım gücümüz giderek erimekte, bir emekli aylığı bir aylık ev kirasının yarısını bile ödeyemez hâle geldiğine dikkat çeken Ergün, “Sağlık harcamalarına yetişemez hâle gelen emekli, dul ve yetimlerimiz artık sağlıklı beslenme sorunları da yaşıyor. Art arda gelen zamlar emeklinin soluğunu kesti. Emekli aylıkları 10 yıl önce açlık sınırının yüzde 1,47 fazlasıyken bugün gelinen noktada sadece yüzde 56,25’ini karşılayabilir hâle gelmiş, yani açlık sınırının neredeyse yarısı seviyesine indi. Oysaki aynı alım gücümüzü koruyabilmiş olsaydık bugün en düşük SSK emeklisi aylığının 13 bin 530 lira olması gerekirdi. Acil tedbirlerin alınması artık kaçınılmaz oldu” söyleminde bulundu.
Emeklilerin taleplerinin yıllardır göz ardı edildiğini söyleyen Ergün taleplerini tekrar sıraladı. Ergün, “Emeklilerin büyük çoğunluğu 7 bin 500 lira maaş alıyor. Bu en düşük asgari ücret düzeyine çekilmeli. En başta bunun yapılamasını bekliyoruz. 2000 yılı sonrası emekliler İNTİBAK Yasasını bekliyor. Emeklinin üzerinden muayene ve katkı paylarının kalkmasını bekliyor. Çünkü zaten yaş ilerledikçe artan sağlık sorunları dolayısıyla emeklinin bir ayağı hastanede diğer ayağı eczanede. İkramiyeler konusu da önemli. İkramiyeler ilk verildiğinde bir kurban parasına yakındı. Şimdi ise çok küçük kaldı. Bunların tekrar değerlendirilmesini güncellenmesini bekliyoruz. Ayrıca ek ödemelerin yukarıya çıkmasını bekliyor. Emeklilere verilen değer unutulmamalı ki şu an aktif çalışanları da etkiliyor. Çünkü emeklilikte nasıl yaşamak istiyorlarsa ona göre adımlar atılmalı. Ana hatlarıyla bu taleplerimizin yerine getirilmesini bekliyoruz” dedi.