Siyasetçi ve gazeteci ilişkisi çok zayıf.
Eskiden siyasetçi ve gazeteciler arasında çok güzel diyaloglar vardı.
Şimdi bazı siyasetçiler gazetecilere düşman gibi bakıyor.
İktidar partisinin en büyük sıkıntısı gazetecilerle ilişkisini belli bir seviyede tutamamak.
AK Parti’nin en büyük kayıplarından birisi bazı eleştirilere tahammül edemeyen siyasetçiler.
Eskiden siyasetçilerin gazeteciler ile arası çok iyi idi.
Nerede o eski siyasetçiler diyeceğim artık.
Nerede Özal nerede Demirel haklarında o kadar karikatürler ve o kadar haberler yapıldı ki yine gazetecilerle dostluklarını bozmadılar.
Bakın TBMM Genel Kurulunda kavgalar hiç eksik olmuyor.
En küçük bir eleştiriye bile tahammül edemiyorlar.
Aslında milletvekilleri örnek olması gerekirken sille tokat birbirlerine giriyorlar.
Bu kadar da olmaz siyasetçiye hiç yakışmıyor.
Bu kavgaları medya da eleştirecek vatandaş da eleştirecek.
Gazetelerde TV ekranlarında haber fotoğraf görüntüleri yayınlanınca yalan haber diyorlar.
Gerçekler kanıtlı olmasına rağmen yalanlamak doğru mu değil mi?
Eskiden gazeteci siyasetçi dostluğu bam başkaydı.
O dönemlerde iktidar olsun muhalefet olsun ayrım yapmazlardı.
Şimdi bakıyorum medya ikiye bölünmüş yandaş medya ve diğerleri.
Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Süleyman Demirel her konuşmasının başında veya sonunda şöyle seslendirdi.
Partisinin milletvekillerine.
Eğer eleştirilere tahammülünüz yoksa sakın siyasetçi olmayın çünkü her eleştirinin arkasında bir doğruluk vardır.
Gazeteciler görevini yapıyor.
Bu eleştirilere hep küserseniz yaptığınız yanlışlar birikir birikir ve sizleri o kadar üzer ki işte o zaman iş işten geçmiş olur.
Rahmetli Demirel ve Özal siyasete girenler için söylediği bu sözü hiç unutmam.
Günümüzde iktidar partisi olsun muhalefet partisinin vekilleri olsun en küçük bir eleştiriye bile tahammül edemiyor.
Eskiden Gazeteci Siyasetçi dostluğu bam başkaydı.
Nerede o eski günler.