DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “İlker Karagöz ile Çalar Saat” programına konuk oldu. Programa şehitlerimize taziyelerini tekrar ileterek başlayan Babacan; terörle mücadele, dış ilişkiler, TÜİK’in enflasyon verileri, ekonomi politikalarına değindi.
Ali Babacan, terörle mücadelede mutlaka kök sebeplere inmenin gerekli olduğuna vurgu yaparak, “Özellikle bu terör ve arka arkaya, Aralık ayında ve şimdi de Ocak ayında verdiğimiz şehitler, gerçekten terörle mücadele konusunda da Türkiye’nin ne yapması gerektiğini yeniden muhasebeye çekmesini de gerektiren bir ortamı bize şu anda sunmuş durumda. Ne demek istiyorum? Terörle mücadelede mutlaka kök sebeplere inmek gerekiyor, terörle mücadelede mutlaka terör örgütünü yalnızlaştırmak gerekiyor. Oysa şu anda Türkiye’nin kendisi yalnızlaşmış durumda.
“HER BİR ŞEHİT HABERİ İÇİMİZİ YAKIYOR”“Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum. Her bir şehit haberi gerçekten içimizi yakıyor. Ateş de özellikle düştüğü yeri yakıyor. Ama her nasılsa şehit haberleri geldiği zaman, o evlere bayraklar asıldığı zaman bakıyoruz ki ateşin düştüğü evler ya damsız ya sıvasız” dedi.
Terörle mücadelenin sadece askerî yöntemlerle olmadığına değinen Babacan, “Bizim yakın ailemizden bir genç arkadaşımızı, genç bir akrabamızı biz teröre şehit verdik. Şehit oldu kendisi. Benim bakanlık dönemimdi hatta dış işleri bakanlığı dönemimdi; ve dış işleri bakanı olduğum için, uzaklarda olduğum için törenine bile katılamadım. Ve Türkiye’de ateşin düşmediği bir aile yok. Nereye bakarsanız bakın kırk yıldır Türkiye bu terörle mücadelede şehit veren bir ülke. Baştan da söyledim ya, terörle mücadele sadece askerî araçlarla olmuyor, sadece askerî yöntemlerle de olmuyor” diye konuştu.
Deprem bölgesineher fırsatta gittiğini ifade eden Babacan ,“Perşembe günü Islahiye’deydim. Nurdağı’ndaydım. Orada depremin üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ konteynerde veya çadırlarda yaşayan vatandaşlarımızla oturdum, dertleştim. Depremin yaralarının şu anda belki %3’ü, %5’i ancak sarılmış durumda. Bir yılda ancak yüzde 3’ü, 5’i. Geri kalan problem olduğu gibi ortada duruyor” dedi.
“‘ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ’ DENEN BİR ALAN VAR”“Diplomasiyi çalıştıracaksınız, sosyoekonomik yöntemler uygulayacaksınız, siyasi diyalog kanalları iyi çalışacak. Ve dünyada gittikçe yaygınlaşan ‘çatışma çözümü’ diye bir alan var bakın, çatışma çözümü. Bu tür örgütleri eğer sona erdirmek, nihayetinde silah bıraktırmak istiyorsanız, o zaman çatışma çözümü denen bir alan var. Ve bu yaygın, başarıların arttığı bir alan.”
“KAPALI OTURUMLAR MÜMKÜN”Babacan, TBMM’de terörle ilgili kapalı oturum yapılabileceğine dikkat çekerek, “Bütün bunların zorlukları var ama bunlarla alakalı eğer soru işaretleri varsa, askerlerimiz yeterince eğitimli mi veya operasyonel açıdan başka alternatifler olabilir miydi? Bunun da tartışılması gereken yer Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, orada biliyorsunuz bir güvenlik ve istihbarat komisyonu var, genel kurul var. Ve bunların kapalı oturumlar yapması mümkün” diye konuştu.
“‘İNCİRLİK’İ KAPATTIM’ DERSİNİZ, SONRA NE YAPACAKSINIZ?”Babacan şöyle devam etti, “İncirlik’i kapattım dersiniz, sonra ne yapacaksınız? Var mı elinizde başka bir şey? Ya da şunu kapattık sonra? Bunlar askerî tabirle tüketilmesi kolay cephanelerdir. Yani tüketilmesi kolay cephaneleri bir çırpıda tüketmezsiniz. Onlar en önemli koz olarak, yaptırım olarak tutarsınız ki çok ileri noktalarda gerektiği zaman kullanmak üzere. 384 milyar dolarlık satışı Merkez Bankası gizli kapaklı yapıyor. Halk arasında bir söz vardır: ‘Doğru, hesaptan kaçar mı?’ Yaptığın doğruysa şeffaf yap, açık yap. Kimin parasını kimden gizliyorsun? Merkez Bankası’nın dövizi bu milletin rezervi. Kimsenin şahsi parası değil. Gidiyorlar ülkelerden borç para alıyorlar, bire bir, ki ‘Borç alan emir alır’, bahsettim ya. Veliaht Prens’e sarılıyor para istiyor, Emir’e sarılıyor para istiyor ve bunlar ne kadar bilmiyoruz. Bunların şartları ne bilmiyoruz. Bunlara teminat olarak ne veriliyor, bilmiyoruz. Tamamı kapalı.”
“CUMHURBAŞKANININ VE İKTİDARIN KONUŞTUĞUNUN ETKİSİ YOK”“İtibar demek, sözün gücü demek. Konuştuğunuz zaman etkili olabiliyor musunuz? Bu sesin yüksekliğiyle alakalı değil, radyonun sesini açarsınız, bağırır bağırır bağırır ama gürültü oluyor diye kapatırsınız. Mesela bağırmak değil, mesele konuştuğunuzun etkili olması. Şu anda maalesef ülkenin cumhurbaşkanının ve iktidarın konuştuğunun etkisi yok.Nefret üzerinden korku üzerinden siyaset yapan tipler bunlar. Dolayısıyla biz onlara ‘Hadi oradan’ deyip dikkate bile almıyoruz. Düşünülebilir mi böyle bir şey, kaç tane partinin logosunu koymuş bunlar işte terörist falan. Ciddiye alma durumu yok, önemi de yok, bizim için kıymeti de yok.”
“GERÇEK ENFLASYONU AÇIKLAMAZSANIZ, GÜVENİ SAĞLAYAMAZSINIZ”“Siz yıllardır gerçek enflasyonu gizleyen, ta damadın ekonomi programından bu yana, gerçek enflasyonu kapatan, vatandaşın gözünün içine baka baka yalan söyleyen bir TÜİK’in yönetimini değiştirmezseniz, gerçek enflasyonu açıklamazsanız, güveni sağlayamazsınız ya. Güven sağlamayınca da ekonomi düzelmez. Çünkü ekonomiyi düzeltmenin kökü güvendir güven.”
“TEK YETKİLİ OLAN TEK SORUMLUDUR”“Asıl kararları veren Sayın Erdoğan’dır. Çünkü tek imza, tek imza. Çok istedi. Tek yetkili olayım dedi. Tek yetkili olan da tek sorumludur. Kaçamaz hiçbir şeyden yani. Çünkü eskiden bakanlar kurulu kararıyla atılıyordu imzalar, şimdi tek imzayla çıkıyor.”