İleriyi gören Atamız “ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” derken sporcunun ahlak dışı davranışının olmaması gerektiğini yüz yıl önce söylemiş.
Uluslararası Futbol Birliği Kurulu, Atamızın sözünü onaylarcasına, futbolda önemli karar için çalışmalara başlamış ve en yakın zamanda hayata geçeceğini bildirmiş.
Hakemi aldatmaya çalışan sporcuya “mavi kart” gösterip o futbolcunun 10 dakika süreyle Buz Pateni maçlarında olduğu gibi saha dışında kalıp takımının eksik oynaması sağlanacak.
Yeni getirilmeye çalışılan ve futbolda şike, şiddet ve doping gibi olayları yok etmeyi amaçlayan bu sistemi Ulu Önderimiz yüz yıl önce tahmin edip, olması gerekeni söylemiş.
Futboldaki sorunlar yumağı tenis, badminton, güreş, yüzme ve birçok branşta “şahin göz, video” uygulamaları ve teknolojinin kullanılmasıyla ortadan kaldırılmıştır.
VAR uygulaması birçok olumsuz kararları, endişeleri ortadan kaldırmasına rağmen sorunlar bitmiyor ki “mavi kart” uygulaması da düşünülmüş.
Çok uygun, endişelerin yok olmasında önemli adım olduğunu tartışmaya bile gerek yok.
Şimdi görelim kim numaracı, kime gerçekten faul yapılıyor ve ceza almıyor?
Ahlaki çöküşe neden olan ve spora yakışmayan davranışlar son bulacaktır.
Hiçbir futbolcu bilerek kendini yere atmayacak,
Numaradan penaltı yaptırmayacak,
Rakibe yanlışlıkla kart verdirmeyecek,
Zaman kaybına neden olmayacak,
Hakemi yanıltmayacak, üzerine yürümeyecek ve zora sokmayacak.
En önemlisi de seyirciyi galeyana getirip bundan sonra terör estiremeyecekler.
Basketbol, boks, güreş veya yüzmede, futboldaki kadar hakemi yanıltma asla olamaz.
Bazı branşlarda sporcular hakemi yanıltmaya cesaret dahi edemez.
Çünkü onların yazılı olmayan etik kuralları vardır.
Numara yapanlar hor görülür, aşağılanır, spordan ve kulüpten bile uzaklaştırılabilir.
Rakibe, antrenöre, seyirciye saygı ve sporun evrensel kurallar içerisinde yapılması bazı branşlar için olmazsa olmazdır.
Boks, karate, Judo, tekvando veya satranç sporu yapanların etik kurallar dışına çıkması görülmüş bir olay değildir.
Bu tür sporlarda sadece rakibe saygı duymakla kalınmaz, antrenöre ve salon içerisinde bulunan herkese büyük saygı duyulur.
Rakibi aldatıcı, hakemi yanıltıcı hareketi yapmak sporcu için büyük risktir.
Hakemi yanıltarak kendine puan alsa, maçı kazansa bile antrenörü affetmez.
Sporcunun “ahlaklısını” severim diyen bir liderimiz varken spordaki ahlaksızlığı, kuralsızlığı ve numaracılığı alışkanlık haline getirenlerin sonu görünüyor gibi…
Rakibe zarar verip numaracılık olmazsa, seyir zevki çok daha güzel olacaktır.