SSCB’nin dağılmasının ardından bölgede yaşanan belirsizlik ortamında Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında 1992 yılında 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece Azerbaycan Türklerinin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından gerçekleştirilen katliamda öldürülmesi dünyada büyük infial uyandırdı. Azerbaycan’ın resmi açıklamasına göre saldırıda 106’sı kadın, 93’ü de çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan Türk’ü katledildi. Hocalı katliamının Türk milletine tarihin büyük bir uyarısı olduğunu ifade eden Prof. Özcan Yeniçeri, “ Hocalı katliamı sadece o bölgede yaşayan Türkleri derinden sarsan bir acı değildir. Aynı zamanda Türk cumhuriyetlerine, Türk milletine yapılmış tarihi bir ikazdır. Eğer tarihin akışında uyanık olmazsanız, jeopolitik konumuzun getirdiği riskleri göz ardı ederseniz, Hocalı’da yaşananlar Türkiye’nin her kentinde olabilir. Türk Devletlerinin başka yerleşim birimlerinde olabilir. Bu katliamdan sonra tek millet iki devlet söylemi tarihe mal olmuştur. Bugün tek millet 13 devlet derse Türk dünyası bir daha böyle katliamlar ve acılar coğrafyamızda yaşanmaz” dedi.
Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında yaşananların tüm Türk dünyasına, Türk milletine yönelik tarihi bir uyarı niteliğini taşıdığını kaydeden Yeniçeri, şunları söyledi: “ Hocalı ’da bir toplumun elini kolunu bağladılar, güçsüz duruma düştüğü için katliam gerçekleştirdiler. Bugün Gazze’de olanların bir benzeri o tarihlerde Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında yaşandı. Hocalı katliamı ciddi tarihi bir uyarıdır Türk milleti için aynı zamanda Türk devletleri için. Tarih jeopolitik konumun önemini ortaya koyduğu gibi, jeopolitik konumun risklerini de Türk milletine acı bir tecrübe ile gösterdi. Bunu sadece Hocalı ile sınırlandırmamak büyük önem taşır. Tarihin verdiği mesajı iyi okuyarak, güçlü bir devlet ve milletin ne kadar önemli olduğunun anlaşılması gerekir. Eğer bugün Hocalı katliamı olduysa ve orada yaşananların nedeni iyi incelenmezse o zaman bu katliam Türk coğrafyasının başka kentlerinde, bölgelerinde, coğrafyalarında da yaşanır. Bugün sadece Hocalı’yı dikkate alarak tarihi bir anma durumu olmamalı. Tarihin bize verdiği mesajı iyi okumanız gerekir. Eğer orada yapılan hataların önlemleri alınmazsa bugün örneğin Türkiye’de İstanbul’da, Diyarbakır’da ya da başka bir şehirde de bunun benzeri yaşanabilir. Tarihsel olayları asla unutmamamız gerekiyor. Tarihte yaşanan olayların arka planlarını, sebep ve sonuç ilişkilerini çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. Bugün bir daha tarihte yaşananların tekrar etmesini istemiyorsa bu bağlantıyı kurabilmemiz hayati bir önem taşımaktadır.”
Hocalı katliamının başta Türkiye olmak üzere, diğer Türk coğrafyalarında yaşanmaması için her zaman uyanık ve güçlü olmak gerektiğini ifade eden Yeniçeri, “ İçinden geçtiğiniz süreçte jeopolitik konumuzu çok iyi analiz etmeniz gerekiyor. Avantajlar ve riskleri bilmeniz, hesap etmeniz büyük önem taşıyor. Çağı çok iyi okuyup, geleceğe dair sağlam, tutarlı öngörüler koyabilmeniz gerekiyor. 300 milyonluk Türk coğrafyasında çoluk çocuk demeden 613 Azerbaycan Türk’ü katledildi. Bu tarihin çok önemli, acı ve ileriye dönük dersler çıkarılması gereken bir ikazı olduğunu kabul ederek, tarihsel süreçleri çok iyi okumanız gerekiyor. Kesinlikle her zaman yaşadığınız coğrafyada güçlü olmanız gerektiğini unutmamanız gerekiyor. Özellikle Türkiye’nin bu katliamdan alması gereken dersler var. Sadece askeri ve güvenlik açısından jeopolitik konumuz önemli değil, aynı zamanda Türkiye’nin jeopolitik konumu medeniyetin bulunduğu, medeniyetin merkezi olarak kabul edilen bir coğrafyada. Bunun bilincinde olarak hareket edilmesi kaçınılmazdır. Türkiye asla yoksul ve güçsüz duruma düşmemelidir. Bu risk Türk coğrafyasının her yerinde vardır ve Türk coğrafyası gücüz ve yoksul duruma düştüğü andan itibaren bu olayların benzeri yaşanabilir. Dikkatli ve uyanık olmanız gerekiyor. Günün 24 saati sürekli düşünerek, üreterek ve önleminizi alarak yaşamak kaçınılmazdır” diye konuştu.
Türkiye’nin milli savunma sanayisinin daha ileriye taşımasının kaçınılmaz olduğunu da belirten Yeniçeri, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Milli muhrip uçak KAAN’ın uçuşu çok önemli. Bunu yapıyorsanız diğer milli araçlarınızı da yapabilirsiniz, yapmalısınız. Bugün küresel güçler başta olmak üzere, belli başlı ülkeler artık nükleer teknolojide aşama kaydediyor. Türkiye’de kendi nükleer teknolojisini üretip, buna uygun savunma araçları geliştirmeli. Nükleer deniz altısını yapmalı, savunma sistemlerini geliştirmeli. Geleceğin teknolojilerini bugünden üretmeye ve inşaa etmeye başlamalısınız. Bu içinden geçtiğimiz çağda kaçınılmazdır. Hocalı katliamı bu anlamda Türk milletine, Türk devletlerine geniş bir çağın perspektifini verebilecek, çok acı deneyim ve sonuçları içinde barındıran tarihi bir olaydır, ikazdır. Önlemlerini almak çağı yakalayıp, üretip, geleceği inşaa etmek bu tür acı olayları yaşamanızı engelleyecektir.”
Geleceği inşaa etmekte tarihin akışını okuyabilmenin, analiz edebilmenin de büyük önem taşıdığını ifade eden Yeniçeri, “ Tarihin seyrini bilmek, görmek, öngörüler geliştirebilmek büyük önem taşıyor. Bugün içinden geçtiğimiz süreçte tarihin akışı Türk dünyasına büyük fırsatlar sunuyor. Türk milletinin tarihteki önemi gittikçe artıyor. Bu süreci iyi görmemiz gerekir. Hocalı katliamı ve devamında yaşanan gelişmeler sonucunda Azerbaycan ile Türkiye iki devlet tek millet anlayışını ortaya koydu. Bu çok önemli bir adımdı. Artık çağımız 13 devlet tek millet anlayışının tarihteki yerini almasını zorunlu kılıyor. Türk dünyasını 13 devlet, tek millet diyebilecek konumu görmelidir. Gelecek Türk dünyası ile birlikte şekillenecektir. Bunun görülüp buna uygun adımların atılması, Türk cumhuriyetlerinin hem kendi içlerinde, hem de birbirleri ile birlik ve bütünlük içinde hareket edebilme kabiliyetlerini ve stratejilerini, politikalarını üretmeleri büyük önem taşımaktadır. Tarihin bu akışını çok iyi görmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.